Translate.vc / French → Turkish / Double
Double translate Turkish
10,900 parallel translation
Un double.
Duble olsun.
Un double homicide aussi.
Çifte cinayet de öyle.
Le procureur dit qu'elle a refusé. Il demandera double perpète.
Başsavcı anlaşmayı reddettiğini söyledi, iki müebbet hapis istemiyle yargılanacak.
C'est un bloc moteur 396 V8, chromée, double échappement, boîte 4, pont arrière avec un différentiel à 12 boulons.
Büyük blok 396 V8 motoru alüminyum ağzı, modifiye çift egzosu her biri deli gibi 4 vitesi, 12 cıvatalı arka çekeri var.
Kitty m'a donné un double.
Kitty benim için bir anahtar yaptırdı.
Double agent.
Çifte ajanmış.
- Double clic gauche.
Sol tarafa çift tıklayın.
Qui ont peur de rater le double sens.
Söylediği çift anlamlı şeyleri de anlamaktan korkarlar.
Double barbelure...
Çift boru tekniği.
Alors si tu as une amie célibataire, pour un double rencard.
Bekar arkadaşın varsa çifte randevuya çıkabilirdik.
et mon royaume pour un double.
Benimki duble olsun.
Cela fait ressortir leur rage, double leur force, et pousse un homme à vouloir tuer.
Öfkelendiriyor, gücünü ikiye katlıyor ve insanı cinayete meyilli yapıyor.
Quand j'ouvrirai le feu sur la réserve de bizarradiation de Darkseid, cela créera un double inversé de cette matière qui fera que les deux s'entre-détruiront, et le vaisseau avec eux.
Darkseid'in değişikasyonu çalıştığında tam tersi bir madde oluşacak böylece bu iki madde birbirini yok edecek. Tabii gemisini de.
Pourquoi mon double est-il une vraie poule mouillée?
O zaman neden benimki bu kadar kedi gibi.
Il lui permet d'écrire deux lettres en même temps et garder un double de sa correspondance.
Aynı anda iki mektup yazmasını ve yazışmalarını iki kat arttırmasını sağlıyor.
De toute évidence, ma chère, cette rééducation est à double sens.
Belli ki bu eğitim işi çift yönlü olacak canım.
Ce serait facile depuis cette superbe double-porte gravée à la main.
Ki bu muhteşem, tahta, iki kapılı bu kapıdan kolay bir atış olur.
Essaie plutôt "Moby Double Dick".
Çifte Moby Dick.
27 ans, du Maine, double diplôme en écologie et biologie.
Cindy Rutberg, 27 yaşında, Maine'li ekoloji ve biyoloji çift anadallı.
C'était le double, Monsieur le Président.
Bunun iki katıydı Bay Başkan.
Ils se sont plantés, et là c'est devenu un double homicide.
Yanlış söylenmiş. Şimdi bir de başımıza çifte cinayet çıktı.
Tu peux bosser double demain?
- Yarın da çift vardiya yapabilir misin?
Un double?
Yani duble kakao mu?
Double dose de chocolat, ça va.
- Evet. Hadi bir duble kakao yapalım.
Oui, froid. Double!
- Evet, soğuk kakao lütfen...
Un double, ça marche.
Duble! Senin için duble kakao...
C'est quoi le plus probable... que Zinaida soit un agent double ou que vous tentez de me piéger?
Sence hangisi daha olası? Zinaida'nın iki tarafa da çalışması mı, senin bana komplo kurman mı?
Un double défi, de descendre en luge Rattlesnake Hill.
Çifte meydan okuma, Yılan Tepesi'nden aşağı kızakla kaymak.
Achète assez de sa merde pour le double du prix, il aura la gentillesse de signer une libération, une mise sous caution.
İki katı fiyat vererek yeterince döküntü alırsan şartlı salıverme formunu imzalamaya ikna olabilir.
Moteur V-8 et double cylindre...
V-8 motoru, çift çark falan...
Large, double garniture pour 7,99 $.
7.99 dolara büyük boy, iki malzemeli pizza.
Je dois leur faire une patate à double cuisson.
Bu yüzden çifte patates haşlama numarası yapıyorum.
C'était un double noeud de cabestan.
Çifte kazık bağıydı yahu.
Je sais que je lui ai dissimulé quelques informations cruciales, mais l'essentiel est que je crois que de vivre une double vie va faire de Phil Miller un meilleur mari pour elle.
Bazı önemli detayları söylememiş olabilirim ama bu çifte hayat, Phil Miller'ı ona daha iyi bir koca yapacaktır.
Bourbon pur. Un double, s'il vous plaît.
Duble buzsuz viski lütfen.
Dans l'autre piste, en plus. Ça compte double.
Yandakinde olunca çifte puan ayrıca.
La gloire est à double tranchant.
- Şöhret, iki tarafı keskin bir kılıçtır.
Nous enverrons également 6 équipes au sol avec une double-mission... trouver des survivants dans la population et trouver nos familles.
Aynı zamanda karaya 6 ekip gönderip hayatta kalanları ve ailelerimizi bulabilmek.
Le double des clés est dans le 3ème tiroir de mon bureau.
Yedek anahtar masamın üçüncü çekmecesinde.
Et pour le double de mon tarif habituel.
Normalde aldığımın iki katı isterim.
Si je dois me faire ton pote, ce sera le double, OK.
Arkadaşına da istiyorsan iki katına çıkar.
- Je vais prendre un double.
- Ben bir duble alacağım.
Il est en ligne depuis 15 min et compte déjà... 150 commentaires et le double de partages.
15 dakikadır yayında ve şimdiden 150 yorum almış. İki misli fazla da paylaşılmış.
Si tu le répètes, tu prendras le double.
Haberin olsun, bu sefer iki kat uzun yatacaksın.
De la fleur d'aconit, dissimulée dans le double fond de ta boîte à bijoux.
Mücevher kutunun sahte tabanının altına kaplanboğan otu gizlenmiş.
Personne ne me double.
Kimse bana kazık atamaz Sunny.
Mais comment as-tu pu voir à travers - mon masque doublé en plomb?
-... kurşun maskemin içini nasıl görebildin?
Double jeu.
Çift sayı.
Le cours a doublé dans la nuit.
O stok, ertesi gün iyiye katlandı.
Doubler l'expertise, double le prix d'achat.
Değer biçimini ikiye katlarsan satış fiyatını da ikiye katlarsın.
Phil mériterait bien un acte de bonté spontané, doublé d'un acte de beauté gratuit.
Phil biraz lütfu hak ediyor yanında da biraz güzellik.