Translate.vc / French → Turkish / Dunne
Dunne translate Turkish
232 parallel translation
Vous devriez aller voir, Mme Dunne.
Hemen yanına gitsen çok iyi olur, Bayan Dunne.
- Irene Dune l'aurait faite.
- Irene Dunne olurdu. - Mükemmel olurdu.
Dunne, Lewis, Wilkes!
Dunne, Lewis, Wilkes!
- Dunne.
- Dunne.
FC Dunne de Perth, au départ à trois yards, sur la même ligne que notre champion, Archy Hamilton.
Perth'den F.C. Dunne, 3 yard geriden başlıyor, bizim şampiyonumuz Archy Hamilton'la aynı yerden.
Frank Dunne.
Frank Dunne.
Là où Mère Nature échoue, Frank Dunne réussit.
Tabiat Ana'nın başaramadığını Frank Dunne yapar.
Dunne, en selle.
Dunne, ata bin.
Dépêche-toi Dunne ou la guerre sera finie.
Çabuk ol Dunne, yoksa savaş bitecek.
Très bien Dunne.
Tamam Dunne.
Pourquoi tu veux être transféré Dunne?
Neden transfer istiyorsun Dunne?
Pourrais-tu dire à Dunne que le bal est réservé aux officiers?
Dunne'a bu dansın sadece subaylar için olduğunu söyler misin?
- Dunne, au rapport chez Barton.
- Dunne, Binbaşı Barton'a git.
Dunne.
Dunne.
Dunne, va voir au quartier général ce qui se passe.
Dunne, karargaha git, neler olduğunu öğren.
Et jusqu'à New York, tu devras voyager sous le nom d'Elizabeth Dunne.
New York'a varana kadar... Elizabeth Dunne adıyla yolculuk edeceksin.
Voici Elizabeth.
Bu da Elizabeth Dunne.
Jimmy Dunne!
Şu Jimmy Dunne değil mi?
Linda Powell, c'est Steve Dunne.
Linda Powell, Steve Dunne.
- Harry Dunne.
- Selam, Harry Dunne. Selam.
Ravi de vous rencontrer toutes les deux.
Harry Dunne. İkinizle de tanışmak bir zevk.
Qu'en dites-vous?
Pekala ne dersiniz, Bay Dunne?
Hein? M. Dunne, merci beaucoup.
Bay Dunne, çok teşekkürler.
Et quand Bobby avait rempli un sac de merde de chien et qu'il l'avait foutu devant la porte du Père Dunne!
Bobby'nın köpek pisliğiyle doldurduğu torbayı Peder Dunne'ın kapısının önüne bıraktığı Cadılar Bayramı'nı hatırlıyor musunuz?
Je le revois sortir, le Père, et marcher dans la merde.
Peder Dunne'ın çıkıp ona basmasını zihnimde canlandırabiliyordum.
Tout particulièrement Jo-Jo Goreki, Peter Callaghan, Craig Little et Peggy Dunne.
Özellikle Jo-Jo Goreki, Peter Callaghan, Craig Little ve Peggy Dunne'a.
Le Père Dunne l'a invité.
Peder Dunne getirecek.
Est-ce... Est-ce que le Père Dunne est avec vous?
Peder Dunne sizinle birlikte mi?
La dernière fois que le Père Dunne est venu, Jack a perdu ses pantoufles.
Peder Dunne'ın son gelişinde Peder Jack terliklerini kaybetmişti.
Commandant Dunne, du ministère.
Doğru. Komutan Kevin Dunne S.B.
Excusez-moi. Commandant Dunne?
Affedersiniz komutan.
C'était le commandant Kevin Dunne.
Komutan Kevin Dunne'la görüştük.
Il s'agit de Dunne, en uniforme?
Sen şimdi Dunne'dan mı bahsediyorsun?
Le commandant Kevin Dunne?
- Donanmadan Komutan Kevin Dunne?
Kevin Dunne est le type le plus honorable qu'il y ait sur cette terre!
- O adam dünyanın... - Onu tanıyorsun. ... en saygın insanlarından biri.
Je suis le commandant Dunne, et cette femme menace la sécurité des Etats-Unis!
Ben Komutan Kevin Dunne'ım! Kadın ülke güvenliği için bir tehdit!
Oh, et Mrs Dunne espère que vous aimez le faisan.
Bayan Dunne sülün sever misiniz diye sordu.
Mrs Doyle a raison. Vous vous rappelez l'année dernière, Mrs Dunne?
Bayan Doyle haklı, geçen yılı hatırlıyor musunuz Bayan Dunne?
Bon, il faut que... Dominick Dunne me garde la place aux toilettes.
Dominique Dune tuvalette sıramı tutuyor da.
Shane Dunne.
Shane ve Dunne.
Something's Got to Give était un remake... d'une comédie des années 40, My Favorite Wife... interprétée par Cary Grant et Irene Dunne.
Something's Got to Give, 1940 yapımı My Favorite Wife adlı komedinin yeniden yapımıydı. Bu filmde Cary Grant ve Irene Dunne oynamıştı.
La farine retrouvée sur Oliver Dunne avait une faible teneur en Gluten, 7 %, typiquement utilisée pour les gateaux, pizza...
bir pizza dükkanında. Oliver Dunne'nın üzerinde bulduğumuz unun besin değeri düşük bir yapısı var. % 70 protein.
La voiture d'Oliver Dunne vient d'être retrouvée par la patrouille, abandonnée à la station Avcon sur la 215.
Oliver Dunne'nın arabası otoban devriyesi tarafından bulundu. AvCon dışında 2-15'te terkedilmiş.
... Depuis qu'il a été surpris en train d'enterrer sa première victime, Oliver Dunne dans la forêt nationale....
Oliver Dunne'ı ulusal ormanda gömerken yakalandığından beri
J'ai recontré Simon Dunne quand j'étais au collège. Je chaperonnais des enfants de l'école du quartier- - des enfants qui avaient peu de moyens financiers.
Simon Dunne'la üniversitede, çevredeki okulların birinde yeterince olanakları olmayan çocuklara öğretmenlik yaparken tanışmıştım.
Elle s'appelait Mina Dunne.
O arkadaşımın adı Mina Dunne'dı.
Elle, non. Simon Dunne était ton client.
Simon Dunne senin müşterindi.
Votre Honneur, depuis sa création, la Fondation Simon Dunne... a été dirigée par Mr. Dunne et un conseil d'administration... auquel appartenait sa petite-fille, ma cliente Mina Dunne.
Kuruluşundan bu yana Simon Dunne Vakfı bay Dunne ile torunu, müvekkilim, Mina Dunne'ın da üyesi olduğu bir mütevelli heyeti tarafından yönetiliyordu.
Kevin Dunne.
Onu Rabat'la gördüğünden emin misin?
Comment ça se passe avec Michael Dunne? Toujours aussi nul?
Michael Dunne'a ne dersin?
Oliver Dunne, avocat d'entreprise.
Oliver Dunne.