Translate.vc / French → Turkish / Edge
Edge translate Turkish
222 parallel translation
Tu pourrais faire de la déconstruction analytique, du néo-géo, du hard edge.
Analitik dekonstrüksiyonla, bilgisayar oyunlarıyla, soyut resimle uğraşabilirdin.
Compagnie d'électricité d'Edge City Le sens du service
EDGE ELEKTRİK KURUMU "Hizmet Beklemeye Değer"
Tes gars ont dévalisé la banque.
Adamların Edge Şehir Bankasını soydu.
Ce qu'on cherche est dangereux.
What we're after is cutting-edge.
River's Edge, comté de Navajo.
- River's Edge. Navajo'da.
Il n'y a pas d'hôpital de ce nom à Edge City.
- Edge City'de öyle bir hastane yok.
Je vais appeler la police d'Edge City.
Edge City polisini arayacağım.
- Pas à Edge City, à Metropolis.
- Edge City'de değil, Metropolis'de.
Edge City.
Edge City.
Il fait froid à Edge City, alors voilà les vieux blousons de Clark.
Eğer Edge City soğuk olursa diye, Clark'ın eski montlarını koydum...
Pas comme ça... à 4 heures...
Saat 4 de, Water's Edge'de? - Cool. Tamam, süper, birazdan görüşürüz.
À 21 h00... au bord de la rivière... Avec une fille! Vous... vous...
Water's Edge'de, saat 9 da, bir kadınla.
Morgan Edge, un collectionneur.
Morgan Edge, bir koleksiyoncu.
M. Edge m'a donné ses vieilles chaussures et...
Bay Edge ayakkabılarını vermişti...
Où sont entreposés les récipients, M. Edge?
Kutular nerede Bay Edge?
Edge était fou, mon lapin.
Edge, hasta adamın tekiydi tatlım.
Tu es dans le mouvement straight edge?
İçki için reşit misin?
Morgan Edge.
Morgan Edge.
Monsieur Edge.
... Bay Edge.
Connaissez-vous un certain Morgan Edge?
Morgan Edge diye birini hiç duydun mu?
Je l'ai volé pour le compte de Morgan Edge.
Şu adam, Morgan Edge, Bunu çalmak için, beni kiraladı.
J'ai été surpris d'apprendre que mon frère était en vie... et jouait les petits truands.
Lucas'ın Edge City'de canlı olduğunu duyduğumdaki şaşkınlığımı düşün.
- Comme tes amis des tripots.
- Edge City'deki dostların gibi.
J'avais traité des affaires avec lui à Edge City.
Onunla Edge City'de birkaç iş yapmıştım.
Le coup du tripot était arrangé.
Edge City sahnelenmiş bir oyunmuş.
Vous n'êtes pas de mon avis, M. Edge?
Siz de aynı fikirde değil misiniz Bay Edge?
- C'était lui ou Morgan Edge.
- Ya o olacaktı ya da Morgan Edge.
- Morgan Edge.
- Morgan Edge.
Morgan Edge?
Morgan Edge mi?
J'ai tout raconté à Lex mais je ne pensais pas qu'il irait s'imaginer que Lionel et Edge avaient tué ses grands-parents.
Evet, Lex ilgilenir sanmıştım, ama Edge ve Lionel'ın birlikte büyükbabasını öldürmek gibi bir teori kurmaya çalıştığını bilmiyordum.
- Il dit que Morgan Edge est vivant.
- Morgan Edge'in hala hayatta olduğunu söyledi.
- Morgan Edge.
- Morgan Edge mi?
Morgan Edge connaît tes pouvoirs et l'effet néfaste de la kryptonite.
Morgan Edge yeteneklerini biliyor. Kriptonitin seni öldürebileceğini de biliyor.
Morgan a fait appel à la chirurgie esthétique.
Dedi ki Morgan Edge yüz değiştirme ameliyatı geçirmiş.
Morgan Edge vit et a changé de visage.
Yani Morgan Edge hala hayatta ve yüz ameliyatı geçirdi.
Trouver Morgan Edge pour me disculper.
Morgan Edge'i bulup deli olmadığımı kanıtlamaya.
Non, Edge était là.
Hayır, Edge buradaydı.
Où est Morgan Edge?
Morgan Edge nerede?
Où est Edge?
Edge nerede?
Si je passe pour fou, personne ne croira ce que j'ai appris sur Edge et mon père!
Eğer dünya benim deli olduğuma inanırsa hiç kimse babam ve Morgan Edge hakkında bir şey öğrenemez!
Dis-moi comment Edge et toi avez buté mes grands-parents et comment tu m'as drogué pour qu'on me croie fou.
Sen ve Morgan Edge'in büyükbabamları öldürtmeniz ve dünyaya benim deli olduğumu düşünmeleri için bana ilaç vermeniz hakkında.
Tu as découvert comme moi que le proprio du taudis de mes parents avait fait sauter l'immeuble pour toucher l'assurance.
Aynı şeyi ben de buldum. Ailemin apartmanının sahibi olan mafya babası sigorta parası için Edge'i binayı patlatması için tuttu.
Le seul responsable, c'est Morgan Edge.
Lex, bundan sorumlu olan kişi Morgan Edge.
- Dis-moi où Morgan Edge se cache!
- Morgan Edge nerede söyle bana şimdi!
Je vous avais donné une chance, Edge! Vous avez tout gâché.
Sana bir şans verdim Edge, ama gerçekten berbat ettin.
Tu as doublé Edge?
Edge'e de ihanet mi ettin?
Je ne vois pas Bono ou The Edge passer à la radio pour dire ce genre de trucs.
Bono ya da Edge'in radyoya çıkıp sizden söylemenizi istenenleri söylediklerini hayal edemiyorum.
C'était super. Ca m'a vraiment plu.
"The City On The Edge of Forever" bir klasiktir.
" Il va falloir économiser.
"City On The Edge Of Forever" ve "Doomsday Machine" i çok sevdim.
Higgins, de Edge Farm, milord.
Higgins Lordum H Çiftliği.
C'est le patron.
Arayan Edge'di.