Translate.vc / French → Turkish / Emmitt
Emmitt translate Turkish
36 parallel translation
Et le soir je m'assieds tranquillement devant une bouteille de whisky et je fais du droit avec Parnell Emmitt McCarthy.
Akşamları da oturup... viski içiyor ve Parnell Emmitt McCarthy'yle birlikte hukuk metinleri okuyorum.
Il le passe à Emmitt Smith, qui s'avance hors limites, ça va arrêter l'horloge.
Emmitt Smith saha dışında. - Bu da süreyi durduracak - İyiyiz.
Smith va à l'extrémité du terrain.
Emmitt Smith sahanın uzak köşesine gidiyor.
Puis Emmet et des amis sont venus avec beaucoup à manger.
... ama Emmitt ve işten bir sürü arkadaş ellerinde yemeklerle çıka geldiler.
À vous, Galactica. Pas de casse.
Emmitt'den Galactica'ya Tanker sağlam durumda.
Emmitt Mitchell, de la poussière tu viens et à la poussière tu retourneras... et de la poussière tu ne seras pas ressuscité.
Emmitt Mitchell, topraktan geldin, toprağa döneceksin. - Topraktan da hortlamayacaksın. - Topraktan da hortlamayacaksın.
Emmitt Smith!
Emmitt Smith!
Mais tu es Emmitt Smith.
Ama sen Emmitt Smith.
J'ai rencontré Emmitt Smith aujourd'hui.
Bugün Emmitt Smith ile tanıştım.
Mme Emmitt a une pneumonie. Son poumon gauche est sacrément rempli de fluide.
Zatürree hastam Bayan Emmy'nin sol akciğerinde gırla sıvı var.
Mme Emmitt, ce sera peut-être un peu douloureux, mais pas trop.
Evet, Bayan Emmy, iğne biraz acıtacak ama çok değil.
Mme Emmitt, ne bougez pas.
Bayan Emmy, hareket etmeyin lütfen.
Mme Emmitt, on ne peut pas aspirer le fluide tant qu'on n'a pas réparé votre poumon affaissé.
Bayan Emmy, akciğeriniz iyileşmeden sıvıyı alamayız.
Il serait employé par Emmitt Arnett.
- Söylentiye göre Emmitt Arnett için.
- Vous devez être Emmitt Arnett.
- Sen, Emmitt Arnett olmalısın. - Doğru.
Allez, Emmitt!
Hadi, Emmitt! Hadi!
Emmitt, je suppose que vous allez vous en charger.
Emmitt, bunu halledeceğini varsayıyorum.
Montre-moi le cash, Emmitt, ou je jure que je prends une machette et une lampe à souder et que je te découpe en petits morceaux.
Parayı göster, Emmitt yoksa yemin ederim ki bir pala ve kaynak makinesi kaptığım gibi... -... bedenini mümkün olan en küçük parçalara ayırırım.
- Donne-moi le putain de fric, Emmitt!
- Bana paramı ver, Emmitt!
Un type ressemblant à un fabuleux Emmitt Smith a enlevé mon ami.
"İnanılmaz Emmith Smith" e benzeyen bir adam arkadaşımı kaçırdı.
C'est Emmitt, l'entraîneur actuel de Coventry.
O Emmitt Coventry'in şimdiki koçu.
Coventry et l'entraîneur Emmitt perdent avec dignité.
Coventry ve Koç Emmitt mağlubiyeti ağırbaşlılıkla kabukl ediyor.
Emmitt Smith, Barry Sanders, Curtis Martin.
Emmitt Smith, Barry Sanders, Curtis Martin.
Il s'appelle Emmitt Otterton.
- Adı Emmitt Samurgil.
Quelqu'un doit pouvoir retrouver mon Emmitt.
Emmitt'imi bulacak biri vardır mutlaka.
Retrouvez mon Emmitt.
Emmitt'imi bul.
Oui! Deux jours pour trouver Emmitt Otterton. D'accord.
Emmitt Samurgil'i bulman için iki günün var.
Je cherche un mammifère disparu, Emmitt Otterton, c'est lui.
Kayıp bir memeli arıyorum... Emmitt Samurgil.
Oui, ce vieux Emmitt.
Evet, bizim Emmitt!
Salut, Nangi. Ces deux-là ont des questions à propos d'Emmitt, la loutre.
Nangi, bu elemanların susamuru Emmitt hakkında soruları var.
Il vient à ton cours de yoga depuis six ans?
- Kim? - Emmitt Samurgil. Altı senedir falan yoga derslerine geliyor ya.
C'est lui, Emmitt Otterton.
Bu o. Emmitt Samurgil.
J'enquête sur l'affaire Emmitt Otterton.
Ve Emmitt Samurgil dosyasına bakıyorum.
On veutjuste savoir ce qui est arrivé à Emmitt Otterton.
Emmitt Samurgil'e ne olduğunu öğrenmek istiyoruz sadece.
Ce n'est pas mon Emmitt.
Bu benim Emmitt'im değil.
Emmitt.
Emmitt!