Translate.vc / French → Turkish / Engagé
Engagé translate Turkish
7,693 parallel translation
Il a engagé des mercenaires israéliens pour ça.
Bu yüzden bir grup İsrailli paralı askeri işe alıp savaşa hazırladı.
C'est le groupe que j'ai engagé?
Bunlar benim tuttuğum adamlar mı?
Ils ont engagé une femme.
Bir kadın aldılar.
J'ai été engagé par Malcom Danvers il y a un an pour venir à Toronto prendre part à son plan.
Bir yıl önce Malcolm Danvers tarafından planının Toronto ayağını yürütmek için tutuldum.
- Je suis engagé une fois.
- Bir keresinde nişanlanmıştım.
Le Pr Stoddart m'a engagé pour que j'examine les effets de la pollution et des toxines environnementales sur les superprédateurs.
Profesör Stoddart beni kirlilik ve çevresel toksinlerin yırtıcı hayvanlar üzerindeki etkisini araştırmam için işe almıştı.
Viens voir le nouvel homme que j'ai engagé.
Gel de işe aldığımız yeni adamla tanış.
Il y aura des travaux de construction à faire, mais j'ai engagé d'autres personnes pour ça, alors ne t'en préoccupe pas.
Biraz tadilat olacak ama bunun için birilerini tuttum, sen dert etme hiç.
Je vous ai engagé pour tout savoir.
- Her şeyi öğrenmen için seni kiraladım.
Hopper a engagé un détective amateur pour enquêter sur vous... et ça l'a mené à Jupiter, en Floride.
Hopper senin geçmişinin izini sürmek için amatör bir dedektif tutmuş. Bu da onu Jupiter, Florida'ya götürmüş.
Vous avez au moins engagé Buddy Holly pour chanter?
Bari Buddy Holly'yi şarkı söylemesi için getirtseydiniz.
Non, c'est ma candidature de quand tu m'as engagé.
Hayır. İşe başvuru formum.
Y'a des gens bizarres ici, mais aucun n'a l'air d'être engagé dans une lutte sexuelle.
Burada tuhaf insanlar var ama hiçbiri seks kavgası yapıyor gibi durmuyor.
Aussi, vous devriez virer l'intérimaire que j'ai engagé.
Ayrıca da benim işe aldığım geçici elemanı iptal etmelisin.
O'Neill, j'ai engagé un nouveau gardien.
O'Neill, yeni bir gardiyanı işe aldım.
Si je voulais quelqu'un de nul avec les gens, j'aurais engagé ta sœur.
- Çünkü insanlarla aran iyi. Eğer berbat insan ilişkileri olan birini isteseydim kız kardeşini işe alırdım.
Vous m'avez engagé pour être votre écuyer, c'était la chose la plus excitante qui me soit arrivée.
Efendim, beni yardımcınız olarak tuttuğunuzda bu, başıma gelen en heyecan verici şeydi.
- Oui. Mitch, vous êtes engagé.
Mitch, işe alındın.
Je l'ai engagé comme consultante administrative.
Onu idari danışman olarak getirdim.
- Vous êtes engagé.
- İşe alındın. - Ne?
J'ai engagé Vince pour découvrir si mon mari avait repris sa liaison avec Emma.
Kocamın Emma'ya olan ilişkisini ortaya çıkarmak için Vince'ı ben tuttum.
CBS a engagé le cabinet Kirkpatrick Lockhart Nicholson Graham... pour mener une commission de révision.
Bir teftiş heyetinin başında olması için CBS Kirkpatrick Lockhart Nicholson Graham firmasını işe aldı.
On a engagé un détective privé pour revoir tout ça.
Her şeyi yeniden incelemesi için özel dedektif tuttuk.
Suite aux révélations sur le projet Castor, la direction m'a engagé pour mener une enquête de sécurité.
Castor ifşasının ışığında üst kurul beni DYAD için bir güvenlik kontrol yapmam için gönderdi.
Vous avez engagé un chirurgien sans me consulter?
Bana danışmadan işe bir doktor mu aldın?
J'ai engagé un médecin, c'est mon travail.
İşe bir doktor aldım, görevim bu benim.
Il a engagé des milliers de mercenaires pour renforcer son armée.
Ordusunu güçlendirmek için binlerce yabancı paralı asker almış.
C'est lui qui a engagé la tireuse pour descendre Cruz et tirer sur Holly.
- Tetikçiyi tutan da, Cruz'u öldürten ve Holly'i vurduran da o.
J'ai payé la caution. M. McFarland m'a engagé un avocat.
Bay McFarland bana bir avukat tuttu bile.
- Je suis engagé auprès du laird.
- Efendiye sözüm var.
Israël ne restera pas engagé.
İsrail asla sözünü tutmaz.
Pour ma part, on m'a engagé pour faire un boulot, je l'ai fait et ça s'arrête là.
Bana şahsen, bir iş verildi. Ben de işimi yaptım. Olayın aslı bu.
Je me suis engagé avant de savoir qui j'étais.
Daha kendimin kim olduğunu bilmeden başkasına söz vermek.
Elle a engagé la plupart.
Bilmesi de gerek.
En tant que maire de Nashville, je me suis engagé à en faire la ville la plus écologique et la plus propre des États-Unis.
Nashville'in belediye başkanı olarak size söz veriyorum ki burayı Amerika'nın en ekonomik ve en temiz şehri yapacağım.
Tu as engagé une nounou?
Dadı mı tuttun? Ne zaman?
Je crois qu'il a engagé la moitié des artistes du Cirque du Soleil... heu, Je ne me souviens pas... celui qui est sexy.
Sanırım kastın yarısını çağıracak Cirque du Soleil... İsmini hatırlayamadım, seksi olan.
Vous avez engagé un professionnel.
Profesyonel birini tuttunuz.
Votre client nous donne le nom du tueur qu'il a engagé et plaide coupable pour sollicitation au meurtre.
Müvekkiliniz kiralık katilin adını versin ve suça teşvik ettiğine dair ifade versin.
Primo, je m'engage à mettre fin aux enlèvements.
Bir... Kaçırmalara son vereceğim
Deuzio, et ce point est le plus urgent, je m'engage à rendre Martha Ochoa à sa famille.
İki... ki bu zamanın, en önemli olan şeyi... Marta Ochoa'yı ailesine geri döndüreceğim.
Et Pablo n'engage que les meilleurs.
Çünkü Pablo yalnızca en iyisini tutar.
Tu touches ma jambe? Ah, il s'engage à toi physiquement.
- Sen bacağıma mı dokunuyorsun?
Par le nom de Jésus-Christ, mon Dieu et mon Seigneur, et renforcé par la puissance de ma foi, Je me engage confiance pour repousser les attaques et les tromperies du diable.
Tanrım ve lordum olan İsa Mesih'in adıyla ve inancımla günlendirilmiş bir şekilde şeytandan gelecek saldırıları ve aldatmacaları geri püskürteceğim.
J'en engage deux à chaque voyage.
Her yolculuk için iki kişi kiralarım.
J'ai engage le groupe "Dixieland".
- Klasik caz grubu kiraladım.
Je dis que le seul moyen peut-être de sauver Jamie est que quelqu'un s'engage dans les ténèbres avec lui.
Diyorum ki belki Jamie'yi kurtarmanın tek yolu birinin onunla birlikte karanlığın içine girmesidir.
- J'engage ma vie...
- Hayatımı...
Je t'engage comme consultant.
Seni danışman olarak alıyorum göreve.
Israël exigera qu'on s'engage sur nos troupes.
İsrail birlik göndermezsek bize destek çıkmayacak.
Ça n'engage à rien.
Bu taahhüt değil. Ona sadece göz önünde bulundurmasını bildireceksin.