English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Erickson

Erickson translate Turkish

172 parallel translation
Dr Hewitt, je vous présente Cos Erickson.
Dr. Hewitt, Cos Erickson'la tanışın.
À présent que vous m'avez vue poser pour Cos Erickson, vous rêvez de tout savoir sur lui aussi.
Beni Cos Erickson'a modellik yaparken gördüğünüze göre, onun neyin nesi olduğunu öğrenmek için de ölüyorsunuzdur.
Voilà LeRoy Ellis, Pat Riley. Happy Harriston, Jim McMillan. Lui, c'est Keith Erickson.
Bunlar Leroy Ellis, Pat Riley, Happy Hairston, Jim McMillan, Keith Ericson, Flynn Robinson.
Erickson, David A... lieutenant aéronaval des Etats-Unis... 0639552.
Erickson, David A asteğmen, A.B.D Donanması 0639552.
M. Erickson faisait marcher son chasse-neige.
durumu ben devralıyorum. bana ayakkabıların ver.
Erickson débloque les fonds de la Royal Bank.
Erickson'u ara. Royal Bank'ten biraz para bulsun.
Il se pavanait au resto comme Stein Erickson.
Ortalıkta Stein Eriksen ( * ) gibi dolaşıyordu.
On m'a donné ce numéro pour Roger Erickson, du corps des marines.
Evet, merhaba, bu numarayı bana... eskiden Amerikan Deniz Piyade Teşkilatında olan Roger Erickson verdi.
Stern, Hawkins, Ericsson fait un grand pas en avant!
Stern, Hawkins Erickson hukuk firması geleceğe adım attı. - Affedersin? Ne?
Mais quand ils virent le style de Max, ce fut feu la tenue décontractée.
Ama Stern, Hawkins ve Erickson, Max'in zevkli tarzını görünce serbest giyimli Cumalar iptal edildi.
Bonjour M. Erickson.
Bay Erickson, iyi günler.
Dan Cryer ne va pas tarder à embrasser la femme de Jay Erickson.
Dan Cryer'ın Jay Erickson'ın karısına asılmasına bir içki kaldı.
C'est le collier Erickson Beamon.
Erickson Beamon kolyesi.
McCann-Erickson est une agence internationale.
McCann-Erickson ortakligiysa uluslararasi bir sirket.
Ils ne sont pas chez McCann-Erickson.
Pan-Am. McCann-Erickson ajansinin degil ki.
Mccann-Erickson, c'est la fine fleur.
Mccann-Erickson ajansi buyukler liginde.
Jim Hobart, McCann-Erickson.
McCann-Erickson'dan Jim Hobart'i bagla.
"C'est dément." Ca vient d'Erickson.
"Hayrete düşürücü." Bunu da Erickson buldu.
Je vais bien, Erickson.
Ben iyiyim Erickson.
Non, mais je peux vous passer Erickson.
Müsait değil ama sizi Özel Ajan Erickson'a bağlayabilirim.
Boîte vocale de l'agent Erickson, laissez un message.
Özel Ajan Erickson'un sesli mesaj kutusuna ulaştınız. Lütfen mesajınızı bırakın.
Inspecteur Hoffman, ici l'agent spécial Erickson.
Dedektif Hoffman, ben Özel Ajan Erickson.
Agent Erickson.
Ben Özel Ajan Erickson.
Kowan... ici Erickson.
Cowan ben Erickson.
Ou la 30eme croise Leaf Erickson.
Sokak ile Leaf Erickson'ın kesiştiği yerde.
Erickson a dit qu'ils allaient sortir, pour fêter leurs trois mois.
Erickson üçüncü ayları olduğunu, kutlamak için dışarı çıkacaklarını söyledi.
Le prochain, venu de l'Ontario, Marshall Erickson.
Sıradaki kişi, Ontario'dan Marshall Ericksen.
Agents spéciaux Gibbs et DiNozzo, voici Cole Erickson, mon chef de cabinet.
Bu Cole Erickson, personel şefim.
Cole Erickson?
Cole Erickson'ın.
- Merci. J'ai analysé toutes les empreintes de l'armurerie et les ai confrontées aux empreintes témoins que Tony a prises du sénateur Kiley, de sa femme et du chef de cabinet Cole Erickson.
Silah dolabındaki bütün parmak izlerini inceledim ve Tony'nin Senatör Kiley'den, karısından ve personel şefi Cole Erickson'dan aldığı izleri aralarından eledim.
Les empreintes de Cole Erickson sont sur l'armurerie?
Silah dolabında Cole Erickson'ın parmak izi var mıymış?
Voici le numéro du PDA d'Erickson.
Erickson'ın el bilgisayarının numarası.
La Jeep d'Erickson a un intérieur gris anthracite.
Cole Erickson'ın cipinin içi füme.
- Je n'ai pas trouvé Erickson.
- Erickson'ı bulamıyorum.
Erickson est pas venu travailler ce matin, ils le cherchent aussi.
Erickson işe gelmemiş. Onlar da arıyorlarmış.
- Erickson a un appartement là-bas.
- Erickson'ın orada dairesi var.
M. Erickson, NCIS!
Bay Erickson!
La Jeep d'Erickson est encore sur sa place de parking, on la remorque vers notre garage.
Erickson'ın Grand Cherokee'si hala otoparktaki yerinde. Kanıt garajına çektiriyorum.
C'est le portable prépayé qu'Erickson a utilisé pour les appels anonymes au directeur.
Erickson'ın müdürü ararken kullandığı kontörlü telefon.
Elle a été tuée chez Erickson.
Erickson'ın evinde öldürülmüş işte.
Sors les relevés d'appels d'Erickson sur son PDA.
McGee, Erickson'ın el bilgisayarı kayıtlarını al.
La confession de Cole Erickson ne collait pas.
Cole Erickson'ın itirafı tutmuyor.
Quand vous avez reçu le deuxième appel du portable prépayé, Erickson... il était à 80 Km, parlant à sa mère sur son PDA.
Kontörlü telefondan ikinci ipucu geldiğinde Erickson 80 km. uzakta el bilgisayarından annesiyle konuşuyormuş.
- Jethro... - C'était un accident. - Peut-être... mais le meurtre de Cole Erickson était de sang-froid et prémédité.
Jethro bir kazaydı.
Dans la matinée, des agents du NCIS ont arrêté le sénateur Patrick Kiley et sa femme, Lynn Tripp Kiley, pour les meurtres du capitaine de corvette Carrie McClellan et de Cole Erickson, le chef de cabinet du sénateur.
NCIS ajanları bugün Senatör Patrick Kiley ve eşi Lynn Tripp Kiley'i, Binbaşı Carrie McLellan'ı ve personel şefi Cole Erickson'ı öldürmekten tutukladı.
Nous avons perdu huit étudiants précieux dont Ahmet, d'Inde... plusieurs parents... ainsi que notre chère professeur d'espagnol... señorita Erickson.
Çok değerli sekiz öğrencimizi yitirdik. Bunların arasında Hindistan'dan gelen Ahmet de var. Bunun dışında bazı velilerimizi ve çok sevdiğimiz İspanyolca hocası...
Erikson a clamsé?
Vay be! Erickson da mı geberdi?
C'est Tim Erickson.
Adı Tim Erickson.
Erickson fait partie du groupe.
Erickson bizim kardeş şirketimiz.
Non?
Bayan Erickson'ı da yitirdik.
Erickson.
Erickson!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]