Translate.vc / French → Turkish / Esperais
Esperais translate Turkish
7,445 parallel translation
Quand j'ai invité le président, j'espérais trouver un partenaire.
Başkan'ı buraya davet ederken bir ortak edinme umudum vardı.
J'espérais, si tu penses que c'est approprié, une fois que j'aurai prêté serment... que tu m'embauches.
Bir de... Düşündüm de, yeminimi falan ettikten sonra sen de uygun görürsen beni burada işe alır mısın?
Écoute, j'espérais que tu puisses me rendre un service.
Şey diyecektim... Acaba bana bir iyilik yapabilir misin?
J'espérais vous persuader de rester une nuit de plus, comme hôtesse.
Bir gece daha kalmak için ikna edilirsin sanıyordum. Bir çeşit ev sahibesi gibi.
J'espérais que cette année... - on lui trouve une place. - Au pays, bien sûr?
Bu yıl için ona uygun bir yerin bulunabileceğini ummuştum.
J'espérais que vous me laisseriez jeter un œil sur les vœux de Donnie.
Donnie'nin evlilik yeminine bakmama izin vermeni umuyorum.
- Pas comme je l'espérais.
- Beklediğim gibi.
J'espérais juste peut-être devenir plus qu'une serveuse.
Beni baristalıktan daha iyi bir yere koyacağını düşünmüştüm.
J'espérais être d'une plus grande aide.
Keşke yardımcı olabilseydim.
J'espérais que Votre Majesté pourrait m'accorder une audience privée.
Majesteleriyle özel konuşabiliriz diye umuyordum.
malheureusement, cela évolue moins bien que je ne l'espérais.
Maalesef umduğumdan daha az gelişme oldu.
J'espérais simplement revoir Votre Majesté avant de partir
Gitmeden evvel Majestelerini son bir kez daha görmek istedim.
Capitaine, j'espérais que vous pourriez m'aider à expliquer ceci.
Yüzbaşı, bana bunu açıklayabileceğinizi umuyordum.
À propos de notre arrangement... Le prochain versement est encore loin, mais j'espérais que vous feriez une avance pour payer le mécano et tout.
Anlaşma demişken ödeme yapmana daha birkaç hafta var, biliyorum ama bir abilik yapıp bugünden bir şeyler verir misin diyecektim.
Je suppose que j'espérais qu'elle le fasse.
İnşallah o unutur diyordum.
J'espérais vous l'entendre dire.
Bunu söylemenizi umuyordum.
J'espérais que vous m'aideriez.
Bana yardım edeceğini umuyordum.
En fait, j'espérais qu'on puisse discuter un petit peu de ça?
Aslında bu konuyla ilgili biraz konuşuruz diyordum.
J'espérais ne pas être obligée de te l'annoncer ici, mais tu te souviens de la nuit des obsèques de ton père?
Tamam, tamam. Bunu burada söylemeyi düşünmüyordum ama babanın cenazesinin gecesini hatırlıyor musun?
J'espérais que ce soit une bonne nouvelle.
- İyi haber olacağını umuyordum.
Je l'espérais.
Umarım olmuştur.
J'espérais que tu viendrais.
- Keşke sen de bize katılabilseydin.
J'espérais qu'on t'assigne l'affaire Jenna Rose.
Jenna Rose dosyasına senin atanacağını umuyordum.
J'espérais que tu signerais pour moi, comme je n'ai pas encore 18 ans.
Umuyorum ki anne henüz 18 yaşında olmadığım için bunu imzalayacaksındır.
J'espérais obtenir quelques photos de vous deux ensemble dans le labo, Mme Johnson. Peut-être avec un godemiché ou quelques béchers.
İkinizi laboratuvarda fotoğraflamayı umuyorduk, Bayan Johnson belki bir dildoyla ya da beher kabıyla olur.
Je n'espérais pas les toucher.
Yani, onları vurmayı beklemiyordum.
Il n'a jamais été vraiment le mien, mais j'espérais que tu resterais dans sa vie, que tu lui parlerais de ma maison.
Gerçekten benim olmadı ama ben hayatında kalmak istiyorum. Ona evimi anlatmak istiyorum.
Je dois passer une évaluation psychologique, et j'espérais que vous pourriez la signer pour moi.
Ruh sağlığı testini geçmem gerek ve benim için bir imza verebileceğini umuyordum.
J'espérais que quelqu'un des crimes sexuels m'écouterait.
Cinsel suçlardan birinin beni sahiden dinleyeceğini umuyordum.
Et pendant que je fais cela, j'espérais que vous pourriez m'aider avec quelques trucs.
Bu arada sen de bana bazı konularda yardım edersin diyordum.
J'espérais... parler avec le Dr Breeland.
Dr. Breeland'la konuşmayı umuyordum.
J'espérais quelqu'un d'autre.
Başka birinin gelmesini umuyordum.
J'espérais que vous viendriez me chercher... Mais je comprends que vous ne l'ayez pas fait.
Beni bulmaya geleceğini ummuştum fakat bunu neden yapmadığını anlıyorum.
Vous êtes aussi perspicace que je l'espérais.
Umduğum kadar zekisin.
J'espérais être partie avant ton retour.
Sen dönmeden gitmeyi umuyordum.
J'espérais que tu puisses lui parler.
Ona ulaşabileceğini umuyorum.
J'espérais obtenir un rendez-vous avec la sénatrice Richards aujourd'hui.
I Senatör richards bugün bir görüşme almak için umuyordum.
J'espérais que tu le verrais comme un cadeau de mariage un peu en avance.
Size erken bir düğün hediyesi vereyim dedim.
J'espérais une discussion plus intime, mais je sens qu'en entrant tu m'aurais à un considérable désavantage.
Çok daha samimi bir sohbet yaparız diye umuyordum. Fakat içeriye girişte hissetim ki beni ciddi anlamda dezavantajda bırakmak istenilmiş.
Marcel Gerard, j'espérais que tu sois entouré de meilleurs personnes.
Marcel Gerard, insanlara daha iyi sahip çıkmanı beklerdim.
Parce que j'espérais plus de loyauté d'un homme dont j'ai sauvé la fille.
Çünkü kızını kurtardığım bir adamdan daha fazla sadakat beklerdim.
Tante Win, écoutez, j'espérais que vous pourriez m'aider pour un truc.
- Win Hala bana bir konuda yardım edebilirsin diye umuyordum.
Ça va sembler horrible, mais j'espérais te voir aujourd'hui.
- Seni burada görmeyi çok istemiştim.
J'espérais que peut-être tu aurais fais une promenade.
Sen hep benimlesin Charlie.
J'espérais que tu sois susceptible d'aider un frère.
Zaman zaman bir kardeşine beyin versen diyordum hani.
J'espérais qu'il s'agissait d'une biche, je n'étais pas sûr.
Belki geyik olmasını umdum ama emin değildim.
J'espérais que tu me la signerais.
Walla Walla'ya yollamadan önce size imzalatacaktım zaten.
Ce n'est pas vraiment l'indice décisif que j'espérais.
Tam olarak umut ettiğim dava çözecek türden bir ipucu değil.
J'espérais que c'était une coïncidence.
Tesadüf olabileceğini düşündüm.
Je suppose que ce n'est pas la pizza et la bière que j'espérais.
Sanırım pizza ve bira değil Umduğumun aksine.
Ce n'est pas le soutien que j'espérais.
Bu beklediğim bir destek değildi.