Translate.vc / French → Turkish / Estella
Estella translate Turkish
140 parallel translation
Estella, viens ici.
Estella, buraya gel.
Tard cette nuit-là, je pensais à Estella qui trouverait Joe, un simple forgeron, bien commun.
O gece yatağıma yattıktan uzun süre sonra bile Estella'yı... ve onun basit bir demirci olan Joe'yu nasıl sıradan biri gibi göreceğini düşündüm.
Je pensais à ma soeur et lui, assis dans la cuisine, à Mlle Havisham et Estella qui ne s'y assiéraient jamais, étant bien au-dessus d'une chose si commune.
Onun ve ablamım mutfakta nasıl oturduklarını... ama Bayan Havisham ile Estalla'nın bunu asla yapmadıklarını... ve bu gibi şeylerin seviyesine hiç inmediklerini düşündüm.
Estella te dira quand revenir.
Estella seni daha sonra çağırır.
Mlle Estella.
Bayan Estella.
Estella était toujours là me faisant entrer et sortir. Elle ne me demandait plus de l'embrasser.
Estella her zaman oradaydı ve içeri girip çıkmama izin veriyordu... ama kendisini tekrar öpebileceğimi bir daha hiç söylemedi.
Estella, reconduis-le.
- Tabi Bayan Havisham. - Estella ona yolu göster.
Si Estella, très
Evet Estella.
- Estella? - A l'étranger.
- Acaba Estella...?
Si Mlle Havisham m'avait apprécié, je serais riche, aujourd'hui... je serais peut-être même fiancé à Estella...
Sahi mi? Bayan Havisham benden hoşlanmış olsaydı, himayesine alacaktı. Estella ile bile nişanlanırdım.
Tu m'as dit qu'Estella n'était pas de sa famille... mais seulement adoptée?
Estella'nın, Bayan Havisham'a... bir akrabalığı olmadığını, sadece evlat edinildiğini söylemiştin.
Je l'ai toujours vue chez Mlle Havisham.
- Bayan Havisham'ı... ilk duyduğumdan beri Estella vardı.
Je ne peux pas!
Buna inanamam Estella.
Mlle Havisham voulait que je voie Estella.
Bayan Havisham Estella'yı görmemi istemiş Bay Jaggers.
Que c'est bon de te voir!
Seni görmek ne güzel Estella.
Pourquoi aller à Richmond?
Neden Richmond'a gidiyorsun Estella?
Tu vas t'amuser, être admirée, tu dois être impatiente!
Çok eğleneceksin ve gözler üzerinde olacak. Sevinmelisin Estella.
Feras-tu toujours partie de son plan?
Daima Bayan Havisham'ın planlarının bir parçası mı olacaksın Estella?
Cet été-là, je vis souvent Estella et j'étais très heureux jusqu'à ce que je réalise brusquement... qu'elle était très courtisée.
Bütün o yaz boyunca... Estella'yı bolca gördüm ve çok mutluydum. Ta ki beni rahatsız eden bir şekilde... birçok hayranı olduğunu anlayana kadar.
- Tu es fatiguée?
- Yorgun musun Estella?
Il est bien petit!
Küçük bir zafer olduğu kesin Estella.
C'est notre danse, Estella!
Bu bizim dansımız Estella.
Regarde Drummel, il ne te quitte pas des yeux!
Estella, Drummel'a bak. Gözlerini senden ayırmıyor.
C'est ce qu'il est?
Onu kandırıp tuzağa mı düşürüyorsun Estella?
Que diras-tu à Estella?
- Estella'ya ne diyeceksin?
Je suis allé à Richmond, hier, pour voir Estella. Apprenant que ce vent l'avait menée ici, je l'ai suivie.
Dün Estella ile konuşmak için Richmond'a gitmiştim... ama rüzgârın onu buraya attığını duyunca peşinden geldim.
Ce que je lui dirai ne vous surprendra pas... et ne vous déplaira pas non plus.
Estella'ya söyleyeceklerimi önünüzde söyleyeceğim. Buna ne şaşıracak ne de canınız sıkılacak
je t'aime, Estella.
Seni seviyorum Estella.
Tu ne peux pas l'aimer!
Onu sevemezsin Estella.
Estella fait partie de ma vie depuis que je suis arrivé, petit paysan grossier à qui elle brisait le coeur.
Estella, kalbini kırdığı sıradan bir çocuk olarak... buraya ilk geldiğimden beri varlığımın bir parçası oldu.
Pour Estella, c'est autre chose... et si jamais vous pouvez réparer... ce que vous lui avez fait en lui ôtant une partie d'elle-même... il vaudrait mieux le faire... plutôt que de pleurer sur le passé pendant cent ans.
Ama Estella için durum çok farklı. Ve eğer, hakkı olan şeyi ondan uzak tutarak... yarattığınız zararı azaltacak... bir şey varsa yapın... bu, geçmişe takılıp kalmanızdan daha iyidir.
Si comme je le pense, elle est la mère d'Estella... l'avocat dont vous parliez aura des comptes à rendre!
Aklım yerimde... bu kadın da Estella'nın annesiyse... sözünü ettiğiniz avukatın cevaplaması gereken çok şey var.
Estella le sait-elle?
Estella bunu biliyor mu?
Je n'ai pas envie de rire, je suis vraiment désolé.
İçimden gülmek gelmiyor Estella. Gerçekten çok üzgünüm.
Il faut quitter cette maison.
Estella, bu evi terk etmelisin.
Va-t'en, par pitié!
Hiçbir şey yaşayamaz. Ayrıl buradan Estella, yalvarıyorum.
Tu fais partie de ma vie, de moi... viens avec moi dans la lumière du soleil!
Yaşamımın, varlığımın bir parçasısın. Estella, benimle gün ışığına gel.
- Esperanza! Tu as oublié comment c'était avant? On pouvait même pas payer le docteur pour Estella.
Sendika öncesini hatırlıyorum,..... Estela hasta olduğunda doktor parasını ödeyemedik!
Estella jouait avec les enfants. Quand à Luis, il était à l'école.
Estela çocuklarla oynadı ve Luis okula gitti.
On s'occupera de Juanito et d'Estella.
- Üzülmeyin. - Biz de Estella'ya özen gösteririz.
- Non, il est à moi!
- Bırak onu Estella, o benim!
Qu'y a-t-il, Estella?
Sorun ne Estella?
Va le chercher, Estella.
Hemen getir Estella.
Que t'a-t-il dit, Estella?
Sana ne söylemişti Estella?
Estella a raison.
Estella haklı.
Tu aimerais revoir Estella?
Estella'yı tekrar görmek ister misin?
Les manières des riches, mon désir, qui date de ce jour-là... de peindre pour eux, d'être libre comme eux, d'aimer Estella...
Zenginlerin âdetleri.. ... ve benim yanlızlığım.. .... o gün başladı.
Les choses qu'on ne peut avoir...
Estella'yı sevmek.. Sahip olamadığımız şeyler
- Je parlais d'Estella!
- Buna da hayır demem ama Estella'yı kast ettim.
Tu ne vas pas l'épouser?
Estella... onunla... hiçbir zaman evlenmeyeceksin, değil mi?
Regarde, Estella.
Bak Estella! Bak!