Translate.vc / French → Turkish / Exactement
Exactement translate Turkish
36,246 parallel translation
Je dois retrouver mes esprits, et découvrir exactement à quoi on a affaire.
Şu an aklımı başıma toplamalı ve neyle karşı karşıya olduğumuzu düşünmeliyim.
Ce n'était pas exactement des mots, mais ils m'attiraient.
Tam olarak konuşmuyorlardı ama beni kendilerine çekiyorlardı.
Exactement comme je l'ai incarnée.
Onu tam da böyle oynadım.
Exactement la même chose qui arrivera à May dans les prochaines 24 heures.
Önümüzdeki 24 saat içinde May'in başına da gelecek olan şey oldu.
- Exactement.
- Aynen öyle.
C'est exactement pourquoi on est là.
Tam olarak bu yüzden geldik.
Vous devrez juste écouter, me dire exactement ce que je dois dire, et savoir qu'une erreur, une gaffe, un incident pourrait mettre en danger la vie d'humains et d'Inhumains.
Yapman gereken tek şey dinleyip, hata, takılma, ya da aksilik olmadan insan ve Nainsanları tehlikeye atmayacak şeyler söylememi sağlamak.
Exactement.
Aynen.
Pas exactement.
- Pek sayılmaz.
Pas "créé" exactement.
- "Yaratmış" denemez aslında.
Exactement.
Evet öyle.
- Exactement.
- Aynen, öyle.
T'es pas obligé de dire exactement...
Tamam, şeyi söylemene gerek yok... Tamam mı? .
Là, j'ai su exactement ce que je voulais devenir.
İşte o an büyüdüğümde ne olmak istediğimi anladım :
Car tu ne peux pas le tuer, exactement comme Regina ne pouvait pas me tuer.
Çünkü onu öldüremezsin, Tıpkı Regina'nın beni öldüremediği gibi
Peut-être utiliser ce sérum pour être en contact avec vos désirs les plus profonds est exactement ce dont vous avez besoin.
Belki de tam ihtiyacın olan şey serumu en derin arzularına erişmek için kullanmaktır.
C'est exactement ce qu'il pense, Docteur.
Düşündüğü şey tam olarak bu, Doktor.
Je fais tout exactement comme avant.
Her şeyi daha önce yaptığım gibi yapıyorum.
Exactement.
Kesinlikle.
T'as entendu quoi exactement?
Tam olarak ne duydun?
Où était ce bar exactement?
Bu bar tam olarak neredeydi?
Exactement!
Kesinlikle.
Exactement!
İşte demek istediğim bu.
C'est exactement la raison pour laquelle je n'aime pas être trop proche des personnes avec qui je travaille.
Tam bu yüzden benim altımda çalışan insanların birbiriyle bu kadar bağ kurmasını istemiyorum.
Et comment je fais ça exactement?
Peki bunu tam olarak nasıl yapacağım?
C'est pourquoi je dois savoir exactement qui est derrière ça.
İşte bu yüzden bunu kesin olarak kimin yaptığını öğrenmeliyiz.
Tu sais exactement ce que ça veut dire.
Ne demek istediğimi gayet iyi biliyorsun.
C'est exactement à quoi je pensais.
Ben de tam bunu düşünüyordum.
Comment ça marche exactement?
Tam olarak nasıl çalışıyor?
Exactement comme Kara
Tıpkı Kara gibi.
En fait, c'est exactement ça.
Olan şey tam olarak o aslında
- Pas exactement, mais ça s'annonce mal.
- Tam olarak vazgeçmiyoruz ama durum pek iyi gözükmüyor
Je sais exactement ce dont tu as besoin.
Senin tam olarak neye ihtiyacın olduğunu biliyorum
N'est-ce pas exactement ce qui s'est passé?
Öyle olmadı mı zaten?
Je ne peux pas voir son regard quand elle réalise que c'est exactement ce que je suis.
Gerçekten öyle olduğumu anladığındaki bakışlarını görmek istemiyorum
Un spa est exactement ce dont maman avait besoin pour retourner aux bases.
Bir bakım günü annenin özüne dönmesi için tam ihtiyacı olan şeymiş değil mi?
Donc Booth va au Ford's Theatre à exactement 10h?
Pekala, Booth Ford Tiyatrosu'na tam olarak saat 10 : 00'da girdi, değil mi?
Comment, exactement?
Nasıl, tam olarak?
c'est exactement ce qu'il m'est arrivé, sauf que je l'ai dit exprès et que je n'ai aucun regret.
Bana olan da tam olarak bu işte. Ama ben bilerek söyledim ve pişman değilim.
Et c'est exactement ce que fait un secrétaire particulier
Özel sekreterin işi de budur.
il en sera fait exactement selon vos désirs.
Nasıl dilerseniz öyle olacak.
Elle est importante, et quand elle sera terminée... tu verras que ce navire... est exactement l'endroit où tu dois être.
Çok önemli bir görev onu yaptığımızda bu geminin tam da ait olduğun yer olduğunu göreceksin.
Que cherchons-nous exactement?
Tam olarak neyin peşindeyiz?
J'aurai fait exactement la même chose.
Ben de aynı şeyi yapardım.
C'est exactement comme ça que mes parents ont divorcé.
Ailem de aynı bu şekilde ayrılmıştı.
Exactement.
Aynen öyle.
- C'est quoi exactement, "ça"?
"Bu" tam olarak ne?
Je suis exactement là où je devrais être.
Ait olduğum yerdeyim.
Exactement.
Evet, kesinlikle.
Elle est exactement comme les 2 dernières fois où tu m'as demandé.
Geçen iki seferdir... sorduğun gibi.
Exactement.
Evet, öyle.