Translate.vc / French → Turkish / Experimental
Experimental translate Turkish
471 parallel translation
Association Artistique ExpŽrimentale
Experimental Artistic Association
DEPARTEMENT DE L'AGRICULTURE champ EXPERIMENTAL PROJET GD-3 DENFENSE D'ENTRER
Ziraat bakanlığı. GD-3 Proje geliştirme bölümü. Girilmez.
Je vais faire un essai expérimental.
Şimdi bir deneme testi yapmağa çalışacağım.
Laboratoire expérimental, Wilson à l'appareil.
Deney laboratuvarı, ben Wilson.
- Un raid expérimental.
Deneysel saldırı.
C'est un modêle expérimental.
Bir deneme modeli bu.
Néanmoins, elle en est encore au stade expérimental.
Lakin çok deneysel bir tedavi.
Type : intercepteur expérimental
Deneysel Avcı Uçağı.
J'y trouve un intérêt scientifique, purement expérimental.
Bence Casey bir çeşit süpermen. Bunu ispatlamak istiyorum.
Ils n'ont rien d'expérimental.
Yani müthiş bir uçuş deneyimi vardır.
Et le capitaine Bill Owens, créateur d'un sous-marin expérimental pour un programme de recherche navale.
Ve Kaptan Bill Owens, Donanma'nın araştırma programının deneysel denizaltı tasarımcısı.
Il travaillait sur un projet expérimental.
Bazı deneyler yapıyordu.
Expérimental.
Deneysel.
Celui-ci est expérimental mais c'est mon favori, il est réputé pour son moralisme.
Bu sefer ki deneme mahiyetindeydi ama genelde ahlaki anlayışlarını severim.
Chef du Groupe expérimental.
İngiliz Deney Grubu kontrolörü.
- Ca reste expérimental.
- Hâlâ deneme aşamasında.
- Ce n'est qu'expérimental.
- Henüz deneme aşamasında.
Pour tenter de réintégrer le pouvoir, Prohosh a fait voler un échantillon d'un alliage ultra-secret dans un laboratoire expérimental d'Europe de l'ouest.
Gücünü tekrar kazanmak için yaptığı bir girişimle Prohosh, son derece gizli alaşımlı bir örneği Batı Avrupa'daki bir deney laboratuvarından çaldı.
En fait, on en est actuellement au stade expérimental.
Doğrusu, şimdilik deneme aşamasında.
Sauf moi, j'avais un vaccin expérimental.
- Benim dışımda herkes. Bir aşı geliştirmiştik, sadece deneylerimizden biriydi.
On s'est compliqué la vie, sur scène, ça ressemble à un laboratoire expérimental.
Biraz Heath Robinson gibi oldu ; Biraz da "çılgın mucitin laboratuvarı" yapıyoruz sahneyi.
Le passage de la lumière la lumière est le porteur de l'information qui nous lie, et c'est pourquoi le fait expérimental crucial, celui qui a embarassé les gens depuis 1881 :
Bir ışık geçidi - Işık aradaki bağı oluşturan bilgiyi taşıyor bu yüzden bu kritik deneysel gerçek, 1881'den beri insanların kafasını meşgul ediyor ;
Il transportait un vaccin expérimental.
Uçakta deneysel bir aşı vardı.
PROGRAMME EXPÉRIMENTAL D'ADN
DNA DENEYSEL PROGRAMI TRAVIS M. A.
Jusqu'à maintenant, on n'a eu qu'un succès expérimental limité.
Şu ana dek bu alanda sınırlı başarılar elde ettik.
Le Groupement expérimental présente
MOSFILM
C'est expérimental, on descendra à toute vitesse mais c'est ça ou rien.
Bunlar daha hiç denenmedi ve iniş hızımız yüksek olacak. Ama başka şansımız yok.
Il dirigeait le bloc expérimental à Auschwitz.
- Auschwitz'de deneyler yapmış.
Ce deuxième examen a été spécialement conçu pour vous par notre centre expérimental.
Bu test bizim Psikosomatik merkezimizi harekete geçirecek.
c'est d'ailleurs très, très, très expérimental.
Broadway falan değil yani. Broadway'in yakınından bile geçmiyor.
Cet identigraphe visuel en 3D est encore au stade expérimental.
Bu 3 boyutlu görüntülü Saptayıcı hala deneme aşamasında.
... projet expérimental pour la télévision.
... kablo televizyonu deneme projesi.
Rachael n'est qu'un modêle expérimental.
Rachael bir deney, baºka bir ºey degil.
Au magasin technique expérimental?
Deneyler için kullanılan teknik depodan mı?
Nous croyons que ses idées sont des projets chimériques... et que tout changement dans l'état de Zelig... sera effectué à partir... de certains médicaments au stade expérimental... ce qui est toujours risqué... mais paraît-il, a fait des miracles.
Bütün bunların hayal ürünü olduğuna inanıyoruz. Zelig'in durumunu ancak deney aşamasındaki... ilaçların değiştirebileceğine inanıyoruz... Bu yöntem hernekadar... riskli olsa da, mucizeler yarattığı da bilinen bir gerçektir.
Note : "Guinea Pig" est défini comme du matériel expérimental.
Not : KOBAY, deneylerde kullanılan hayvana verilen isimdir.
Vous avez perdu un truc du style appareil expérimental?
Prototip uçaklarınızdan... kaybolan oldu mu acaba?
Je devrais prescrire un psychodysleptique expérimental à de jeunes suicidaires?
İntihara meyilli bir avuç gence deneysel bir psikoaktif ilaç yazmamı mı istiyorsun?
Ce n'est pas une famille. C'est un laboratoire expérimental.
Bu bir aile değil, bir laboratuar deneyi.
Mu Dan Jiang, et le centre expérimental An Da.
Mu Dan Jiang ve deneylerin yapıldığı, An Da Rural üssüydü.
Vous ne devez avoir de pitié pour lui c'est juste du matériel expérimental.
Ateşi beslemeye ya da tabut yapmaya yarayan alelade bir kütük,.. ... deneyler için bir materyal.
Notre virus expérimental semble s'être transformé en une forme de vie plasmique qui cherche sa proie.
Anlaşılan küçük deney virüsümüz iyice büyüyüp... avının peşine düşen plazmik bir organizma haline gelmiş.
J'ai modifié ses gènes avec un produit expérimental.
Ella'nın genetiği değiştirildi. Ona yeni bir ilaç verdim.
Prototype expérimental réalisé sur Utopia Planitia.
Utopia Planitia da geliştirme aşamasındaki bir prototip taslağı.
Il s'est investi corps et âme pour réaliser ce projet expérimental.
Kendi onurunu bu deneyle aynı kefeye koymuş.
C'est un modèle expérimental.
Sadece bir deneme modeli.
On conçoit de nouvelles armes mais elles sont au stade expérimental.
Yeni silahlar tasarlıyoruz, ama daha hepsi çizim aşamasında.
C'est un médicament expérimental, il nous faut du temps pour évaluer...
Bu, deneysel bir ilaç. Bir süre verileri değerlendirmeliyiz.
12 ans, peintre expérimental.
12 yaşında, deneysel ressam.
C'est toujours aussi expérimental?
Her zaman bu kadar deneysel midir?
Le lot expérimental a été détruit.
Deney tüpü yok oldu.