Translate.vc / French → Turkish / Fac
Fac translate Turkish
8,124 parallel translation
Anton l'a appelé cette nuit-là depuis une cabine téléphonique située à côté de la fac.
Anton o gece okulunun oradaki bir ankesörlü telefondan onu aramış.
Fils, je comprends, tu as un doctorat et une haute estime de toi, mais ce n'est pas un amphi de fac.
Evladım, anlıyorum doktoran var ve sağlığına önem veriyorsun ama burası okuldaki amfi değil.
Donc... on est d'accord pour que tu arrêtes la fac.
O yüzden üniversiteyi bırakmanda bir sakınca görmüyoruz.
Écoute, chérie, la fac, c'est quatre ans où on oublie la vraie vie.
Bak hayatım, üniversite gerçek hayatı dört yıl ertelemek gibi bir şey..
On dirait que vous n'avez pas été diplômée de la fac.
Üniversiteden mezun olmamışsınız gibi görünüyor.
Je t'ai déjà parlé de cette folle nuit que j'ai passée lors de mon dernier jour de fac? Je ne pense pas.
Üniversitenin son gününde yaşadığım çılgın geceyi anlattım mı ben sana hiç?
Et, vous savez, à la fac, j'ai... j'ai tellement étudié, je n'allais jamais en club.
Ve üniversitedeyken, çok çalışırdım hiç kulüplere gitmezdim.
Tu savais qu'Akley avait travaillé sur la géométrie espace temps à la fac?
Akley'nin üniversitedeyken yeni bir uzay-zaman geometrisi geliştirdiğini biliyor muydun?
On s'est rencontré à la fac.
- Üniversitede tanıştık.
Ok, il était à la fac et je vendais de l'herbe aux étudiants.
O üniversitedeydi ben de üniversiteli çocuklara ot satıyordum.
Les mecs de la fac c'est un tout autre monde.
- Ne? Üniversiteli çocuklar tamamen farklı bir dünyaydılar.
Je vais juste reporter la fac et on va élever ce bébé ensemble dans un partenariat sans sexe.
Üniversiteyi erteler ve bebeği beraber büyütürüz. Cinsel ilişkisiz bir çift oluruz.
L'année de terminale est bientôt finie, et je n'ai toujours pas été acceptée à la fac.
Son senemin 2 / 3'ü tamamlanmıştı ve ben hala üniversiteye kabul edilmemiştim.
- La fac de Durham te veut.
- James, Durham Üniversitesi seni istiyor.
Des gens écrivent des lettres, des enfants s'assoient devant des tanks, des étudiants de fac votent.
İnsanlar mektuplar yazar, çocuklar tankların önünde dururlar, üniversiteliler oy verir.
Étudiant à la fac de Puget.
Puget Üniversitesi'nde öğrenci.
L'administration ne bougera pas mais qui dort à la fac?
Birinci sınıftan beri bu hapishane şartlarını protesto ediyoruz. Ama yönetim hiçbir şey... gerçi kim okulda kalır ki, değil mi?
Tu m'as dit de faire des recherches sur la fac avant de devenir ici.
Okula gelmeden önce araştırmamı söylemiştin.
Une série d'occasions manquées c'est ce que la fac peut être si vous ne profitez pas de tout ce qu'une université comme Rand peut vous offrir.
Elinizden kayıp giden fırsatlar... Rand gibi bir üniversitenin sunduğu imkanları kullanmazsanız işte tek elde ettiğiniz şey bu olur.
Samaritain ne cherchera pas un prof de fac transportant un AT4.
Yoksa sadece ben miyim? Samaritan elinde AT4 olan bir üniversite profesörü arayacak değil ya.
- Quand Whit ira en fac...
Önümüzdeki dönem Whitney üniversiteye gideceği zaman...
- Tu envoies Whitney à la fac...
Güzel. Öyleyse Whitney'i üniversiteye gönderene kadar...
C'est drôle parce que j'ai pris pestis à la fac.
Şansa bak, benim de yan dalım "pestis".
Mes affaires sont à la fac.
Kampüste eşyalarım var.
Il a payé pour ma fac.
Üniversite paramı o ödedi.
Disons simplement qu'il y a une raison si je ne voulais pas que mon père paie pour ma fac de droit.
Hukuk fakültesinin ödemeleri için babama gitmememin bir sebebi var diyelim.
Je n'en ai pas bu depuis la fac.
Onlardan üniversiteden beri içmemiştim.
Le premier mois de fac.
Üniversitenin ilk ayında.
Vous savez tous les deux que je suis venu chez Pearson Specter dès ma sortie de la fac de droit, mais vous ignorez peut-être que c'est le seul endroit où j'ai jamais travaillé.
İkiniz de biliyorsunuz ki, hukuk okulundan hemen sonra Pearson Specter'a geldim ama burasının çalıştığım tek yer olduğunu bilmiyor olabilirsiniz.
Vous ne pouvez pas faire l'amour sous une couette comme la plupart des étudiants de fac?
Siz de niye çoğu üniversite öğrencisi gibi yorganın altında sevişemiyorsunuz?
Maintenant commence du début. J'étais dans ce... je suppose que tu peux appeler ça un groupe, à la fac.
Üniversitedeyken grup diyebileceğiniz bir topluluğun içindeydim.
J'avais un petit ami à la fac, et Myron était son colocataire.
Üniversitedeyken erkek arkadaşım vardı. Myron da onun oda arkadaşıydı.
À la fac.
Evet, üniversitede.
Durant ma dernière année de fac, Cooper et moi on a fait un truc débile.
Üniversitenin son yılında, Cooper ile salakça bir şey yaptık.
- Quoi? Non, c'était un de mes amis de la fac de droit.
Hayır, o benim hukuk fakültesinden arkadaşımdı.
Il était... mon... coloc'à la fac.
Evet. O... o benim oda arkadaşımdı.
Je me demandais... ce que tu penserais si j'attendais l'été pour commencer la fac au lieu de janvier?
Üniversiteye ocakta başlamak yerine yaza kadar beklesem ne dersin?
Je suis sûre que c'est le cas, mais je ne peux pas croire qu'un membre de l'équipe veuille te faire repousser la fac juste pour que tu leur donnes un coup de main.
Eminim vardır ama settekilerin onlara yardım etmek için üniversiteyi ertelemene razı olacağını hiç sanmam.
Peut-être que le Lieutenant Tao pourra trouver une solution pour que tu ailles à la fac en restant sur la série à mi-temps.
Belki Komiser Tao araya girerse hem okula gidip hem sette yarı zamanlı çalışabilirsin.
Parce que Rusty pense soudainement à remettre à plus tard son entrée à la fac à cause de quelque chose que Jeff lui a dit.
Çünkü Rusty birdenbire Jeff'in söylediği bir laf yüzünden... -... üniversiteyi ertelemeye karar verdi.
C'est la même chose pour moi quand j'essaie de choisir une fac.
Üniversite seçmeye çalışırken aynı şeyi ben de yaşıyorum.
Tu n'iras pas dans ma fac!
Benim okuluma gelemezsin!
Si tu me voles ma matière, je te vole ta fac!
Eğer hedefimi çalıyorsan bende okulunu çalarım!
- BoJack, t'es allé à quelle fac?
BoJack, üniversiteyi nerede okudun?
La fac, c'est pour les gens laids qui savent pas danser.
Üniversite step dansı yapamayan çirkinler içindir hayatım.
- Qu'il aille en fac!
- Keşke üniversiteye gitseymiş.
Je suis sorti avec une à la fac.
Üniversitede biriyle çıkmıştım.
C'est encore quatre ans de fac.
Bu, üniversitede dört yıl daha demek.
Tu es de nouveau avec, euh, ton petit ami de la fac?
Üniversitedeki sevgiline geri dönmüşsün.
Au bal de promo, quand je suis allé à la fac, quand je suis revenu de la fac, les nuits où nous passions, à discuter, chaque anniversaire, tous les Noëls, mais je n'ai jamais pu.
Balodayken, üniversiteye gittiğimde, döndüğümde konuşarak geçirdiğimiz gecelerde, doğum günlerinde, noellerde.
Je t'ai proposé de t'envoyer à l'étranger quand tu étais à la fac.
Sen üniversitedeyken seni yurtdışına göndermeyi teklif etmiştim.