English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Fade

Fade translate Turkish

367 parallel translation
Donne-moi mon fade ou je...
-... ve her zamanki payımı alacağım.
D'accord. Le fade me convient, Rico.
Payıma razıyım, Rico.
Rico t'attend pour te donner ton fade.
Rico gelip payını almanı istiyor.
Tu veux pas ton fade?
Payını istemiyor musun?
Je ne veux pas de fade.
Payımı falan da istemiyorum.
Viens prendre ton fade!
Benimle gel ve payını al.
vous me saviez fade et gauche. Il n'y aurait pas de racontars.
Silik, beceriksiz ve deneyimsiz olduğumu biliyordun çünkü hem hakkımda hiç dedikodu da yapılamazdı.
Cette nourriture est fade si l'on ne converse pas.
Sohbet olmadan yemekler çok monoton.
- Trop fade.
- İçine baharat koyabilirsin ama çıkartamazsın. - Çok yavan.
Je trouvais ma vie satisfaisante mais... après votre départ, elle va me sembler fade.
Burada iyi bir hayat sürdüğümü düşünürdüm. Ama sen gidince artık gözüme eskisi kadar iyi gözükmeyecek.
- Ça vous semblera fade.
- Biraz vahşi olabilir, efendim.
Quand je suis loin de toi, tout me semble fade, sans goût.
Sensizken hayat tekdüze ve tatsız.
- Elle est aussi fade qu'un mur de pisé.
- Çok sade bir bayan.
- Mais pas trop fade pour Willard.
- Williard daha renkli birini istemez mi?
Les biens du vieux Gateway n'ont rien de fade.
İhtiyar Gateway'in mal varlığı hiç sade sayılmaz.
Moi, qui vous trouvais fade, idiot, insignifiant!
Aptal aptal bakma, hapishaneye gireceksin...
Tu es aussi fade qu'une pomme de terre.
Patatesli kek kadar tatsızsın. - Şimdi beni rahat bırak. - Walter, yapma!
Elle est fade et elle a la peau granuleuse!
Tıpkı bir ördeğe benziyor üstelik yüzünde renk de yok!
En plus d'être fade, vous êtes ennuyeuse.
Baş belasının tekisin, ayrıca dostluğun da hiç keyifli değil.
Vive le bouillon fade et la camisole de force.
Yaşasın sulandırılmış çorba ve deli gömleği!
C'est là que tu prends ton fade.
Ivır zıvırlarını bu sayede alabiliyorsun!
- Parce qu'il est trop fade?
Çok mu ruhsuzum?
Mais un martini est plutôt fade sans une olive.
Evet biliyorum ama martininin tadı da zeytinsiz çıkmaz ki.
Il ne sera plus jamais le fade Alonso Quichotte, mais un chevalier intrépide... connu sous le nom de Don Quichotte de La Mancha!
Bundan böyle o sıradan Alonso Quijana değil Mançalı Don Kişot olarak bilinen gözü pek bir şövalye olacaktır.
Fade, commerciale. - Ce n'est pas que ça, Rome.
- Bu sadece Roma'yla ilgili değil.
"Elle semble fade", dit son père.
Çok donuk biri, dedi babası.
La vache... Un peu plus fade, mais plus délicat!
Bu inek çok lezzetli olmayabilir, ama hala çok fazla leziz!
Si fade et si pure
Saf ve temiz
C'est une sorte de, euh, fade. Il est aujourd'hui.
Bir çeşit bebek maması gibi olmuş.
Marlène Mooney, c'est fade pour une star de la chanson.
Bir yıldız için fazla basit bir isim, değil mi?
- Cela vous semblerait fade.
Bence sizin için biçilmiş kaftan.
C'est un peu fade.
Biraz yumuşak olmuş.
Je lui ai suggéré, mais il pense que c'est trop fade.
- Niye? Onun ağzını yokladım ama biraz çekingen duruyor.
Non, elle est juste un peu trop fade pour moi, c'est tout.
Hayır, benim için çok sıkıcı duruyor, o kadar.
Il est aussi mou et fade que du porridge!
Aynı yumuşak ve ruhsuz lapa gibi!
C'est fade, Stan.
Orası korkunç sessiz, Stan.
Manger sans vin c'est fade.
Şarapsız yemek gitmiyor.
Je ne dis pas que c'est mal préparé, mais c'est bien trop fade pour l'estomac d'un Klingon.
Bunun iyi hazırlandığımdan hiç şüphem olmasa da, bir Klingonun midesi için fazla yumuşak.
L'hôtel nous paraîtra fade après être venus ici.
Otelimiz tamamen aynı gözükmüyor dairenizden sonra.
J'avoue l'avoir trouvé bien fade.
Çok durgun buldum. Sıkıcı, sıkıcı, sıkıcı.
Tout semblait fade en comparaison.
Geri kalan hepsi tatlı kalır.
J'ai essayé de suivre la recette donnée par l'ordinateur, mais c'est trop fade, alors je me suis permis de relever le tout.
Bilgisayar veri tabanında bulunan tarife göre yapmak istedim, ama bana çok fazla yavan geldi. Bende içine biraz baharat katmaya karar verdim.
Qui souhaite vivre une vie de chasteté, d'abstinence et manger de la bouillie de maïs fade et insipide?
İffetli, içkiden uzak ve kök mayası adını verdiğim tatsız pelte yapılan bir kasabada, kim yaşamak ister?
L'éclat de l'Arc-en-Ciel est devenu fade
Gerçeklerle yüzleşin Gökküşağı yok olmaya başlamıştı
Le sang de cochon est trop fade, échec aussi.
Domuz eti de çok yumuşak, bu da çok başarısız.
Le sang de cochon est trop fade, échec aussi.
Domuz kanı fazla sulu, başarısız.
Le sang de cochon est trop fade, échec aussi!
Domuz kanı çok koyu, başarısız.
- C'est fade.
Çok sıkıcı.
C'est si fade.
Çok kötü bir içkidir.
C'est aussi fade!
bu kadar kötü.
Plus fade que de la bière éventée.
Gazı kaçmış bira gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]