Translate.vc / French → Turkish / Favorite
Favorite translate Turkish
745 parallel translation
Mme Baker sentait instinctivement le moment exact où M. Grannis sortait son appareil de reliage de la deuxième étagère de sa garde-robe. et commençait son occupation favorite de reliage de pamphlets.
Yaşlı Grannis, en sevdiği uğraş olan kitapçıkları ciltleme işi için elbise dolabının 2.rafından gerekli aparatları aldığında Bayan Baker da içgüdüsel olarak aynı anı hissediyordu.
Promenade favorite des orphelines du couvent voisin.
Yakınlardaki manastırın yetimleri için en sevdikleri yürüyüş.
LA FAVORITE DE PARIS PART LA NUIT APRÈS LE TRIOMPHE
PARİS'İN GÖZDESİ BÜYÜK BİR BAŞARIDAN SONRA SAHNEYİ BIRAKTI
Il reste encore aujourd'hui mon arme favorite
Bugün bile onunla avlanmayı tercih ediyorum ne yazık ki o bile hayli ölümcül.
Défilé des Leibstandarte - S.S. d'Adolf Hitler sur la marche favorite d'Hitler, la Badenweiler Marsch
Leibstandarte-SS'in resmi geçiti Hitler'in favori marşı, Badenweiler Marşı
C'est la favorite.
- Kanımca günün en güvenilir bahsi.
Mais la favorite, c'est Inès... Une gitane...
Gözdesi Inès'tir, bir çingene.
MON EPOUSE FAVORITE
En Sevdiğim Eşim
Après m'avoir volé mon Indienne favorite, maintenant, il mendie.
Önce en sevdiğim kızı çaldı, şimdi de yalvarıyor.
La vedette favorite des "Deux Tortues", notre Sibyl Vane!
Size İki Kaplumbağa'nın gururu Sibyl Vane'imizi takdim ediyorum.
Vos réactions ont démoli ma théorie favorite à votre sujet. À savoir, que vous étiez vaccinée contre les psys et que vous finiriez dans les bras d'un lourdaud aux cheveux en bataille.
Tepkilerin, hakkında geliştirdiğim, psikanalistlere karşı bağışıklığın olduğu ve sonunda kendini dik saçlı cesur bir kaçığın kollarında bulacağın teorimi çürüttü.
Klaus, le plus grand dompteur d'éléphants du monde, présente ses merveilleux pachydermes, conduits avec grâce par 20 sirènes orientales, dont Angel, la favorite du Sultan.
Klaus, Dünyadaki en iyi fil terbiyecisi, Olağanüstü fil gösterisini sunar, İncelikle seçilmiş Doğunun gizemli 20 denizkızı fillerin üzerinde,
Oui, je ne nie pas ce que j'ai dit. Oui, mais pourquoi ma favorite? Je comprends, mais ce soir soyez patient.
Öyle dediğimi biliyorum ama benim biricik Onoue'me sarkıyor.
La femme légitime séchant les larmes de la favorite.
Resmi eş, metresi avutuyor.
Elle resta et devint la favorite de Pharaon, puis sa seconde épouse.
İlerleyen haftalarda Nilüfer, Firavun'un gözdesi oldu. Evlendiler ve Firavun'un ikinci eşi oldu.
Voilà sa chanson préférée :
This one was his favorite.
Si j'avais un harem, vous seriez ma favorite.
Bir haremim olsaydı, siz gözdem olurdunuz.
si j'avais un harem tu serais ma favorite.
- Bir haremim olsaydı... - Sen gözdem olurdun.
Mlle McKay, ma chère. Ma cliente favorite.
Bayan McKay, en seçkin müşterim.
Il y avait sa pâtisserie favorite.
En sevdiği börek dahil.
Ce n'est pas mon activité favorite d'ouvrir et de lire les lettres des autres, mais parfois, a me permet de les aider,
Başkalarının mektuplarını açıp okumak... sevdiğim şeylerden biri değildir, fakat... bazen bu onlara yardımcı olmamı sağlıyor.
Il a entendu de loin sa danse favorite.
Bu dans en sevdiği danstır.
Je vous donnerai ce que vous voulez sauf mes chiens et ma jument favorite.
Kahretsin ki tazılarım ve biricik kısrağım Bayan Slouch'tan başka sana verecek bir şeyim olmasa da.
C'est ma queue favorite.
En sevdiğimdir.
Ecoute sa chanson favorite.
Bu, onun en sevdiği şarkı.
Ne pouvez pas vous le lui dire que Gyulchatai est votre femme favorite?
Gyulchatay'ın, en gözde karın olduğunu ona söyleyemez misin?
C'est la favorite.
Çocuğun gözdesi.
Elle est non seulement la mère du seigneur Nishinomaru, mais c'est aussi une favorite du Shogun.
O sadece Lord Nishinomaru'nun annesi değil, Shogun'un büyük gözdelerindendir.
Je suis la favorite de Dame Oraku, et je peux entrer au palais librement.
Bayan Oraku tarafından ayrıcalıklıyım ve kaleye gitme iznim var.
Numéro 12, Betty Parkinson, la favorite à 7 contre 4.
12 numara, Betty Parkinson, 4'e 7 favori.
En conséquence, je suis devenu la cible favorite des criminels.
Bunun sonucunda, suçluların en büyük hedefi hâline geldim.
"Le chargement de came vient d'arriver... Et l'on a sa marque favorite."
"Uyuşturucu kargosu şimdi geldi... yöneticinin özel markasını bir kenara ayırdık."
Blanc, ma couleur favorite.
Beyaz... En sevdiğim renk.
Je vous montrerai mon obsession favorite
Size en büyük takıntımı gösterebilirim
Quelle est son équipe favorite?
Hangi takımı tutuyor, Kent?
Qui est notre sportive favorite?
Kime minnettarız?
- Elizabeth Browning, mon poétesse favorite.
- Elizabeth Browning, en sevdiğim şair.
Tu te prends pour la reine de Trantridge parce que tu es sa première favorite!
Kendini Trantridge'in kraliçesi sanıyorsun, değil mi? ... sadece onun gözdesi olduğun için değil mi?
Les anciens Chinois et les Grecs ont observé que la lumière était faite pour faire des choses merveilleuses- - mais personne n'a posé la question favorite des enfants et même celle des génies.
Antik Çinliler ve Yunanlar ışığın harika şeyler yapabildiğini gözlemlediler. Fakat küçük çocuklar ve dahilerin sevdiği soruyu kimse sormadı :
Puisqu'il aime tant ces créatures, enlevons sa favorite.
Dünya halkını bu kadar umursadığına göre... içlerinden en sevdiğini alalım.
Vous m'avez fait oublier ma jupe favorite au motel.
Çok beğendiğim eteğimi motelde unutturdunuz.
Une favorite aux prochaines olympiades.
Kesin Olimpiyatlarda kazanacak.
Et puis une prise de tête... prise de tête... sa prise favorite...
Kafakol yapacak. İşte kafakol. Bu açılış aşamasında Colin'in favori bir hareketi.
Dans la valise sur la gauche Tu trouveras ma hache favorite
Sol taraftaki valizde, en sevdiğim baltamı bulacaksın.
Impossible de me rappeler si c'est bien ta marque favorite.
Bu senin markan mı? Ne olduğunu hatırlayamadım da.
"Après-demain, Lady Leslane, " vous irez voir le propriétaire " de votre fumerie d'opium favorite,
"Yarından sonraki gün, bilgiyi opium odasının sahibine vereceksiniz ve karşılığında negatifi alacaksınız..."
Elle joue à la favorite.
Hep gözdelerle oynuyor.
Quand ai-je joué à la favorite?
Ne zaman gözdelerle oynadım?
Et c'était ma tirade favorite!
Tek bir kelime bile. Oysa en sevdiğim parçaydı.
Comment va ma doublure favorite?
- Gözde dublörüm nasıllar bugün?
Sa fantaisie favorite était :
En büyük fantezisi de şuydu...