Translate.vc / French → Turkish / Femmes
Femmes translate Turkish
36,890 parallel translation
Laissez partir les femmes et les enfants.
Kadınları ve çocukları bırakın.
Je n'ai qu'une demande. Je n'ai qu'une demande. Laissez sortir les femmes et les enfants.
Lütfen kadınları ve çocukları bırakın.
Non ni les femmes, ni les enfants!
Pilot! Pilot!
Les femmes sont celles qui doivent faire des efforts.
Düzeltmesi gereken hep kızlardır.
Les femmes attendent que les hommes les protègent. Personne n'a jamais demandé d'être protégé par une femme.
Kimse bir kızdan koruma istemiyor.
C'est merveilleux de voir ces femmes modernes tout avoir.
Siz çağdaş kızların çok yönlü olması muhteşem.
Eh bien... plus utilisé par les femmes ) Je... Je?
Kadınların gayrıresmî "Ben" deyişi
- Mais je suis si... des séries, dans lesquelles on rencontrera trois femmes... une célibataire, une divorcée, une veuve.
- Ama ben o kadar serisinde üç kadınla tanışacağız biri bekâr, biri boşanmış, biriyse dul kalmış.
Eh bien je pense que si tu avais une conversation avec lui d'homme à homme, à propos des erreurs que tu as faite avec les femmes, il serait un peu plus réceptif.
Düşündüm ki eğer onunla sen erkek erkeğe kadınlarla yaptığın hataları konuşursan, biraz daha anlayışlı olabilir.
Non, c'est à propos d'un père et d'un fils qui sont vulnérables face aux femmes dans le besoin comme Dani et Ana.
Hayır, bu Babası ve oğlunun, muhtaç olan kadınlara karşı savunmasız olmasıyla alakalı, Dani ve Ana gibi.
Avant qu'ils quittent le territoire et qu'ils aient la chance de massacrer tout les hommes, les femmes et les enfants de ce pays.
Bölgeyi terk edip, ülkedeki bütün adam, kadın, çocuğu katletmeden önce.
J'aime les femmes en lingerie.
Seksi çamaşır giyen kadınları severim.
D'après mon expérience avec les femmes, c'est soit quelque chose que tu as dit ou fait, ou bien les deux, qu'elle a mal pris.
Kadınlarla ilgili tecrübelerime göre, ya söylediğin ya yaptığın, veya hem yaptığın hem de söylediğin bir şeyi yanlış anladı.
Tu veux dire que les femmes sont irrationnelles?
Kadınlar mantıksız mı diyorsun?
Je croyais que tu avais dit que tu aimais les femmes en jolie lingerie.
Seksi çamaşırlı kadınları sevdiğini sanıyordum.
J'aime les femmes en jolie lingerie.
- Seviyorum zaten. - Tamam, devam et.
Donc, nous avons deux femmes fâchées ayant plusieurs déjeuners ensemble et, un docteur disant qu'elle ne lui a pas donné le bon médicament.
Tamam, elimizde sık sık birlikte yemeğe giden iki kızgın eş ve adamın ilaçlarını aldığına dair doktora karşılık Tessa var.
Aider toutes ces femmes célibataires.
Tüm yalnız bayanlara yardım ediyorum.
Les femmes font réellement ça?
Kadınla bunu yapıyorlar mı?
Beaucoup de femmes au cœurs brisés viennent à moi. mais elles n'apprennent jamais.
Yüzlerce kalbi kırık kadın bana geliyor ama hiçbiri öğrenmiyor.
Désormais cela ne puni plus uniquement les infidèles. Mais aussi les femmes stupides qui veulent leur retour.
Sadece aldatanları değil onlara geri dönmek isteyen aptal kadınları da cezalandırıyorum.
Contrairement à ce que vous 3 m'avez poussé à croire, ces prisons pour femmes n'ont rien à voir avec les films en nocturne de Skinemax, donc amusez-vous.
Üçünüzün beni inandırmaya çalıştığınız şeyin aksine kadın hapishaneleri eski Cine 5 filmleri gibi değil. Yani size iyi eğlenceler.
Plat Thaïlandais, bouteille de Pinot, et mes deux femmes préférées.
Tayland yemeği, bir şişe Pino ve en sevdiğim iki bayan.
J'ai menti à ma femme car elle sait que j'aime les femmes noires!
Siyahi kadınlara zaafım olduğunu bildiği için karıma yalan söyledim!
- J'aime les femmes noires.
- Siyahi kadınları çok seviyorum.
Tu veux vraiment que Lily pense que les femmes sont faibles?
Lily'nin, kadınların güçsüz olduğunu düşünmesini mi istiyorsun cidden?
Des restaurants branchés, des films sur ce que ressentent les femmes à propos d'idioties.
Gözde restoranlar, kadınların saçma sapan hislerini yansıtan filmler.
Demain, nous irons dans un restaurant Éthiopien, et après, nous irons voir un film à propos d'une lettre d'amour qui arrive 30 ans en retard et qui change la vie de deux femmes.
Yarın Etiyopta restoranına gideceğiz ve sonra da, 30 yıl gecikip iki kadının hayatını değiştiren bir aşk mektubunu anlatan filmi izleyeceğiz.
Je suppose que les chefs de police femmes ne sont pas très communes en Chine?
Düşündüğün kadın Cin'de ki gibi sıradan bir polis değil tamam mı?
Je suis juste content, car enfin, il y a des femmes dans le bus qui ne portent pas de casque en forme de penis.
Ben sonunda otobüste penis şapkası takmayan kadınlar gördüğüme sevindim.
Cela confirme la théorie que ce sont les femmes à LA qui ont des boules.
Los Angeles'da taşaklı olanlar kadınlardır teorimi doğruluyor.
Ils ont des équipes de 5 femmes tireuses d'élite camouflées dans le désert.
Karşı tarafta çölde konuşlanmış, kamuflajlı beş kadın keskin nişancı vardı.
Cinq femmes, toute la nuit, et tu ne peux que murmurer.
Beş kadın, koca bir gece. Yapabildiğin tek şey fısıldamak.
En fait, moins que ça si ils veulent un nombre égal d'hommes et de femmes.
Aslında, kadın ve erkek yarışmacı sayısını eşit istiyorlarsa daha da az.
Ah, les femmes...
Hanımım...
Avez-vous vu le symbole sur une des femmes?
Kadınlardan birinde sembol gördünüz mü?
- L'une de mes ex-femmes.
Eski karılarımdan her hangi birisi.
Tu sais parler aux femmes.
Bir kıza hoş karşılandığını hissettirmenin yolunu biliyorsun.
Ça l'est, mais c'est une réunion entre femmes.
Öyle, ancak kadınlar için sadece.
J'ai vu quelques femmes te sauter dessus.
Hanımların birkaçının sana sürtündüğünü gördüm.
Juste pour que tu saches, j'ai embrassé 38 femmes et je n'ai jamais eu de plaintes.
38 kızla öpüştüm ve hiç şikayetleri olmadı.
L'autre, toujours de multiples, mais dans ce cas, les femmes doivent y travailler, vous voyez.
Öbür türlü, yine çoklu ancak bu vakada kadınlar anlaşılan bunun için çaba gösteriyor.
Je travaille sur un projet intéressant qui étudie la capacité innée des femmes à être multi-orgasmiques.
Son günlerde çoklu orgazmda doğuştan yetenekli kadınlar üzerine epey ilginç bir araştırma yapıyorum.
La tradition des femmes solitaires et courageuses.
Bu, cesur kadınların yalnız yaptığı eski bir gelenek.
Quel genre de femmes couche avec un homme le jour de son mariage avec un autre?
Hangi kadın evlendiği gün başka bir adamla yatağa girer ki?
Les femmes veulent se sentir désirées, parfois de manière agressive.
Asıl nokta, kadınlar bazen saldırganca arzulanmak ister.
Maintenant, juste les femmes.
- Şimdi sadece kadınlar.
- Pas des femmes du cabinet?
- Şirketteki kadınlarla alakalı değil mi?
Laissez sortir les femmes et les enfants. Non ni les femmes, ni les enfants!
Kadın yok, çocuk yok!
Les femmes sont celles qui doivent faire des efforts. On peut en parler une autre fois?
Bunu başka zaman konuşabilir miyiz?
Les femmes attendent que les hommes les protègent.
Kız kardeşler, erkek kardeşlerinin kendilerini korumalarını bekliyor.