English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Forth

Forth translate Turkish

53 parallel translation
Quand je suis venu en Ecosse par le "Highland Express", je suis passé au-dessus de ce magnifique "Forth Bridge", ce monument de la technologie écossaise.
Birkaç gün önce İskoç mühendis ve kas gücünün.. .. eseri olan şu muhteşem Forth köprüsünün üzerinden.. .. Highland Ekpsres'iyle İskoçyaya giderken..
Je suis transféré la semaine prochaine à Forth Worth au Texas.
Evet ama gelecek hafta Fort Worth, Teksas'a göderileceğim.
Je... Je pourrais vous aider à trouver quelqu'un, à Fort Worth.
Ben ben Forth Worth'a vardığımızda birilerini bulmana yardımcı olabilirim.
Tu comptes accepter ce poste à Fort Worth?
Forth Worth'daki o işi alacak mısın?
Je dois décider s'il y a quelque chose à sauver ici ou si je dois vraiment aller à Fort Worth.
Burada kurtarılacak bir şey var mı, yoksa Forth Worth'a mı gitmem gerekiyor, karar vermem lazım.
Comme elle ne se montrera pas à Fort Worth, la police réagira, mais pas tout de suite.
Neticesinde de, kız Forth Worth'da ortaya çıkmadı, er ya da geç bir şey yapacaklar, ama haftalar alabilir.
Qui est Denise de Fort Worth?
Şu saldırgan arkadaş. Forth Worth'teki Denise de kim?
En 1988, Paul Cicero est mort en prison à Fort Worth de problèmes respiratoires.
Paul Cicero 1988'de, Forth Worth Federal Cezaevinde solunum yetersizliğinden öldü.
Passez l'instrument au-dessus de la plaie.
Move it back and forth over the wound.
On se rend au fort Bernelle.
Forth Bannel'e gönderiliyoruz.
- Ceci est ma carte de presse du Star-Telegram de Fort Worth.
- Bunlar Forth Worth Star-Telegram'ın... basın izni kartları beyler.
Vous avez emmené le Col. Campbell hors de Forth Worth, l'autre soir?
Geçen gece Fort Worth'ten çıkarken Albay'ın pilotu sendin değil mi?
L'université de Forth Worth, cours de greffière.
Fort Worth Adliye Kolejine.
Comment ça se fait que tu ne vas pas à Forth Worth où est ta mère?
Nasıl oluyor da annenin olduğu Fort Worth'a gitmiyorsun?
Une patrouille de police a vu la voiture dans laquelle était Kyle Singer. Garée dans une zone industrielle entre Philer et la 4ème.
Devriye gezen araçlardan biri Kyle Singer'ı kaçıran pikapı Fuller and Forth'taki, endüstriyel bir siteye park etmiş olarak bulmuş. 200.
Une équipe de secours y attendra les personnes non-infectées pour les emmener à...
... Castle Forth'a gelsin.Kurtarma ekipleri 8 saate orada olacaklar.
- On est baisés. On est loin du château?
Çuvalladık demek.Forth'a ne kadar uzaktayız?
Et on repart dans quelques heures.
Bir kaç saat sonra da kalkar, lanet Forth'a gideriz.
I felt a little'attracted to you I wanted to sweep that night... but... and? forth.
Ondan hoşlandığımı hissettim galiba o gece, onunla sevişmek istedim ama o gitti.
# # Laisse-toi conquérir # #
~ Go forth be conquered ~
# # Avance et meurs # #
~ Go forth and die ~
S'il va dans cette direction, il revient vers Fort Griffith.
Doğruca Forth Griffith'e geliyor. Ölü tavşanlar.
Ecoutez! Je devais pointer à Forth Griffith, mais j'ai...
Fort Griffith'e rapor vermem gerekiyordu ama ben...
Tick tock. Back and forth mouvements.
Tik tak.. sürekli ileri geri..
To bring forth the rhythm and the rhyme
* Getirme zamanı ritmi ve kafiyeyi *
Le metroplex Dallas - Forth Worth.
Dallas Fort Worth metropleksi.
- Forth Worth.
Bu gördüğün noktalar,..
En multipliant le nombre de points par 5 ou par 10, on compte bien 10 000 puits autour de Forth Worth.
Her noktayı alıp onu beş ila onla çarparsak neden Fort Worth şehri civarında on bin kuyu olduğunu anlamaya başlarız.
Le comité texan pour l'environnement ignorait absolument combien de puits de gaz étaient creusés autour de Forth Worth.
Teksas Çevre Komisyonu'nun ve TCEQ'nun Fort Worth civarında kaç gaz kuyusu olduğu hakkında hiçbir fikri yok.
Nos calculs ont révélé que les émissions de l'industrie dépassent celles des voitures de Dallas et de Forth Worth.
Biz de kendimiz yaptık. Ve şimdi bu sektörün yarattığı kirliliğin Fort Worth'daki bütün araba ve kamyonların yarattığından daha fazla olduğunu biliyoruz.
L'inventaire que j'ai effectué avec le Fond pour l'environnement recense 200 tonnes par jour pour le pétrole et le gaz sur Forth Worth.
Benim Çevre Koruma Fonu'yla beraber üstünde çalıştığım Firt Worth'daki petrol ve gaz sektörünün yarattığı kirlilik araştırmasına bakarsan günde 200 ton.
Si on fore ces gisements, comme à Forth Worth, sans règlementation, de manière anarchique, ce sera une tragédie.
O oluşumlarda sondaj Fort Worth'daki gibi olursa, düzenlemeye tabi olmadan, vahşi batı gibi, büyük bir trajedi olur, çünkü buradan bir ders çıkarttık.
Mon jardin s'est étendu à Divide Creek, Colorado, à Pavilion, Wyoming, aux rues de Forth Worth, aux cimetières et aux écoles du Nouveau Mexique.
Bahçemde Creekton, CO ve Pavillion, WY'yi, Fort Worth'un sokaklarını ve New Mexico'daki mezarlıkları ve okul bahçelerini bölen parçalar var.
Forth Worth, à l'origine.
Aslen Forth Worth.
Back and Forth
BACK AND FORTH Çeviri : unnamedfeeling İyi seyirler.
Gardiens de la Couronne, amenez Forth, l'Épée des Omens.
Kraliyet bekçileri Kehanetler kılıcını getirin.
Je ferai des aller-retours entre toutes mes soirées, j'aurai donc besoin de vous pour assurer celui-ci.
Okay, so I'll be popping back and forth with all my events, Bu konuda sana ihtiyacım var.
Mr Ewing, qu'est ce qui vous amène à Forth Worth?
Sizi buralara hangi rüzgar attı?
Le président et Mme Kennedy sont arrivés à Fort Worth tard hier soir. Ils ont été accueillis par une foule en délire et ont passé la nuit dans la suite 850 de l'hôtel Texas au centre-ville.
Başkan ve Bayan Kennedy Houston'dan Forth Worth'e dün geç saatlerde coşkulu bir kalabalık eşliğinde ulaştılar ve geceyi şehir merkezindeki Teksas Oteli'nin 850 no'lu suitinde geçirdiler.
Le président doit prononcer deux discours ce matin à Fort Worth.
Başkan, Forth Worth'te bu sabah iki konuşma yapacak.
- Carrico.
Bay Başkan, sizin şapka takmadığınızı biliyoruz. Fakat sizi Forth Worth'ten yağmura karşı korunmanızı sağlamadan gönderemezdik. Bunu Pazartesi günü Beyaz Saray'da takacağım.
La seule soi-disante preuve qu'ils ont présenté à ce stade est le témoignage non corroboré d'un prétendu co-conspirateur un certain Mr Andres Ramos.
The only so-called evidence they have put forth at this juncture Sözde iddia edilen ve buraya getirilen bu kanıt sözde bir komplocunun ifadesini doğrulamıyor, Bay Andres Ramos'un.
Dans un hôpital à Forth Worth.
Fort Worth hastanesinde.
L'ensemble de la pile avait des numéros de série consécutifs imprimé à Forth Worth, au Texas, en 2008.
Tamam. Bütün paraların seri numaraları ardışık,... Forth Worth, Texas'ta, 2008'de basılmış.
Ils veulent vous déplacer à fort McNair pour faire un briefing complet.
Tam bir açıklama yapmak için sizi Forth McNair'e götürmek istiyorlar.
- Simone Forth est là.
- Simone Forth burada.
On a dû réexaminer plusieurs fois l'accusation présentée au jury. Elle concernait un événement précis, survenu à un moment particulier.
Is, we kept going back to the charge that was put forth to the jury as to the actual event, that one moment in time.
'Evasion sensationnelle sur le Forth Bridge! '
Gazete!
Il est où ce putain de fort?
Şu lanet olası Forth'dan ne kadar uzaktayız?
Moïse Forth.
Moses Forth'tu adı.
Robert MacNeil pour NBC News avec le cortège présidentiel à Fort Worth.
Robert McNeal, NBC, Forth Worth'teki Başkanlık etkinliğinden bildirdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]