Translate.vc / French → Turkish / Foto
Foto translate Turkish
241 parallel translation
Après la révélation... ils enverront la photo par cable... du Times de Chicago au StateJournal de l'Illinois... qui est proche d'ici.
Büyütme gerçekleştirilir gerçekleştirilmez, Chicago Times'dan kablolu foto düzeneğiyle bir kaç blok ötemizdeki İllinois Eyalet gazetesine gönderilecek.
De toute façon, je suis fini.
Belki de foto finişti. Ben işe yaramaz birisiyim.
Voici le premier fondu photographique,
Bu, sinemadaki ilk foto grafik geçiştir.
Vous n'avez pas l'air d'un photographe.
Şey... foto şipşakcıya benzemiyorsunuz.
Lolita va au lycée, où elle lit autre chose, j'espère, que des bandes dessinées.
Umuyorum onu çizgi roman ve foto romandan... başka şeyler okumaya da ikna edecekler orada.
Vous etes pourtant le fotografe de'Le Point du Jour'?
Siz, Le Point Du Jour'un foto muhabiri değil misiniz? - Evet. Aman Tanrım!
Elles sont transmises à une cellule photo-électrique qui donne l'impulsion aux pinceaux et aux bras.
Sonra da bu foto elektrik hücrelerine aktarılıyor bu da kollara ve fırçalara dinamik itkiler veriyor.
Dites à la cour que ce n'est ni le fruit de mon imagination ni un trucage.
Kaptan, mahkemeye bunun ne bir hayal gücü ne de zekice bir foto kayıt sistemi olduğunu söyler misiniz,
Le labo photo.
Foto lab.
Ces photos prouvent que la victime a été photographiée ici.
Bu foto maktulün burada fotoğraf çekildiğini gösteriyor.
- Pas de photo avec la perruque courte? - Voilà, la perruque courte.
Kışa peruklu foto yok mu?
Vous êtes ici pour faire des photos, nous sommes bien d'accord?
Pierre, foto için buradasın. Seninle anlaştık mı?
Schönner, le photographe du "Journal" a été trouvé dans la forêt communale.
Ormanda bir ceset bulundu. Adolf Schönner'in. GAZETE'nin foto muhabiri.
Elle a été prise il y a deux semaines.
Bu foto iki hafta önce alındı.
Mon safari-photos attendra.
Benim foto-safarim bekleyebilir.
Et son foto est comme celui de son père.
Fotosu da bir erkeğinki gibi oluyor.
Son foto?
Fotosu mu?
Le foto d'un homme... et le foto d'un enfant ne sont pas exactement pareils, tu le sais.
Bir çocuğun fotosu ile bir erkeğin fotosu aynı değil, bilirsin.
Vous savez que le foto d'un homme et le foto d'un enfant ne sont pas pareils.
Bir erkeğin fotosuyla bir çocuğunkinin aynı olmadığını görmüşsünüzdür.
Photo un.
Foto bir.
Reporter photographe.
Ben foto muhabiriyim.
C'est pour ca mes amis, qu'il y a les photos. D'accord?
Arkadaşlarım, foto onlar için tamam mı?
Le siège du conducteur est encore chaud.
Foto sürücü ünitesi hala çalışır vaziyette.
Il fait des photoco...
Arkadaşın makineyle foto- -
Bob Photographie, Birmingham.
Hayır. Bob'un foto dükkanı, Birmingham.
Ca va très vite agir. Toute info, toute photo que tu peux me passer...
Yakında harekete geçecekler, yani masama koyabileceğin her tür foto...
Attention, préparez-vous pour la photographie.
Dikkat, foto? raf için hazyr.
Une très bonne photo.
Çok iyi bir foto? raf.
Il y a une promo, deux tirages pour le prix d'un. Et il reste une place sur le panneau d'affichage. À côté des résultats de foot.
Fox Foto bu hafta iki al bir öde kampanyası yapıyormuş ve bilin bakalım daha ne var, ilan tahtasında tam balo komitesi notları ile futbol listesi arasında bir boşluk var.
- Et j'ai fait un safari-photo.
Orada bu foto safarisini yapıyorlar.
Deux semaines avant de venir, je ne savais même pas que je ferais partie du film, et encore moins que j'incarnerais un photojournaliste en haillons qui essaierait d'expliquer le but de tout ça et en quoi c'était dingue.
Seçilmeden iki hafta öncesine kadar paçavra giyimli, fotoğraflar çeken bir foto muhabirini oynacağım şöyle dursun, burada ne olup bittiğini ve nasıl aklını kaçırdığını açıklamaya çalışan birini oynacağımı bile bilmiyordum.
Des cellules photovoltaïques transforment la lumière solaire en électricité.
Foto voltaj hücreleri. Güneş ışığını doğrudan elektriğe çeviriyorlar.
Le photographe.
- Foto muhabiri.
Prenez-nous une photo.
Foto çekebilir miyiz?
C'est une professionnelle.
Robin profesyonel bir foto muhabiri.
Comme à la fête foraine :
karnavaldaki foto bölümüne benziyor.
KINCAID PHOTOGRAPHIE Bellingham, Wash.
FOTO KlNCAlD Bellingham, Wash.
Il a un atelier de photocomposition.
Foto dizgicide çalışıyor.
Euh, Valerie Mondello. Pour l'annuaire des étudiants.
Valerie Mondello. yıllığın foto editörü oydu.
Il a été intrigué par cette photo. Et on le serait à moins.
Ama ilçenin tıbbi uzmanı, bu foto ve olayda bir şeyler olduğunu düşünmüş bence haksız da sayılmaz.
C'est bourré de rayons photoélectriques.
Küre foto elektrik ışık demetleriyle çevrili.
9 h, la séance photos, on rencontre le ministre à 11 h et on fait le journal de TF1 à 13 h.
9'da foto çekimi, 11'de hükümet görüşmesi, ve öğleden sonra da talk-showlara katılım.
"P.S. joint photo d'identité pour votre collection privée."
Keyif alman için, bir vesikalık foto iliştirdim "
Elle est restée pour les 2 parties.
- Foto kabininin yanında... - İki sahne alışımızda da oradaydı.
Super, Monstruorama me filera 25 $ pour ce cliché.
Tamamdır. Fangoria bu foto için bana 25 dolar verecektir.
Elle a été prise cette nuit, moins d'une heure après la découverte du corps.
Bu foto Sander'ın cesedinin bulunmasının üzerinden bir saat geçmeden alınmış.
Voici l'album de ma journée au soleil.
- Ne? Bu benim güneşin altında geçirdiğim bir günün foto albümü.
Vous irez à une séance de photo professionnelle à Central Park.
Central Park'ta foto çekimine gideceksiniz.
Sifflet
Foto!
¿ Una foto?
Bir resim mi?
Photo! Photo!
Foto!