English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Frito

Frito translate Turkish

47 parallel translation
J'aurais pu regarder Nacho Prince contre Cuchi Frito Kid, le championnat de catch sur le câble.
Şu an TV'de Nacho Prensi, Cuchi Frito Çocuğa Saldırıyor dizisini izemek isterdim. WrestleMania 14. Paralı kanalda.
Et venez découvrir le Frito offert dans chaque paquet de Doritos.
Ayrıca Doritos pakedindeki Fritolara da bakabilirsiniz.
Frito Bandito, tu ne vois pas que je joue au Keno?
Dur bakalım haydut. Görmüyor musun kumar oynuyorum.
- Magnum, peut-être...
- Frito Bandito, belki...
Tom, vous aimez les Fritos?
Ben Tom. Tom, Frito turtası sever misin?
C'est dans le sac. Frito-Lay.
Başardık.
Pas de croustilles Frito, pas de biscuits Newton.
Cips yok, bisküvi yok.
Alors, accueillez chaleureusement Frito Pendejo.
Şimdi Frito Pendejo için koca bir alkış alalım.
Trente, Frito.
Uh, 30, Frito.
Frito, tourne à droite ici.
Frito, buradan sağa dön.
Dans la tempête de poussière, Frito.
Kum fırtınasına gir, Frito.
- Ouais. - C'est pareil pour tout le monde, Frito.
- Sanırım bunu herkes sever, Frito.
Heureux que ça te plaise, mais je t'ai fait venir pour m'aider.
Bunu duyduğuma memnun oldum, Frito, ama seni buraya bana yardım etmen için getirdim.
- et Frito va vous aider.
- ve Frito bu konuda size yardım edecek.
Frito, tu peux venir voir ça?
Frito, neden buraya gelip şuna bir bakmıyorsun?
Maudit, Frito.
Aferin, Frito.
Écoute, Rita, va voir Frito.
Bak, Rito. Frito'yu al yanına.
- Merci, Frito. - Ouais.
Sağol, Frito.
Frito, viens ici!
Frito, buraya gel!
Frito, peux-tu m'emmener là?
Frito, beni oraya götürebilir misin?
Allez, Frito.
Hadi, Frito.
Frito, regarde!
Frito, bak!
Allez, Frito. Dépêche-toi!
Acele et Frito!
Hé, Frito. Tu te souviens des récoltes qu'on a vues en chemin,
Frito, yolda gördüğümüz ekinleri hatırlıyor musun...
- Allez, Frito.
- Hadi, Frito.
Frito va nous conduire à la machine à voyager dans le temps.
Frito - o bizi zaman makinasına götürecek.
Frito devint vice-président, et Rita, l'ancienne prostituée, devint la femme du président.
Frito yardımcı başkan oldu... ve Rita, eski hayat kadını, first lady oldu.
Le Vice-Président Frito épousa huit femmes, et eu un total de 32 enfants, trente-deux des enfants les plus sots jamais vus au monde.
Yardımcı Başkan Frito sekiz tane kadınla evlendi... ve toplam 32 çocuğu oldu - dünyaya gelmiş en aptal otuz iki çocuk.
Quand le putain de "Frito" se réveille de son petit coma, et que les petits hobbits sautent sur son lit, et que Sam s'appuie dans l'entrée et lui jette ce putain de regard Gay.
Siktiğimin Frito'su komadan çıktığında ve küçük hobbitler onun yatağında aşağı yukarı zıpladıklarında Sam kapıya dayanır ve onlara tam bir ibne bakışı fırlatır.
Frito. Fredo.
Fredo?
Ce frito bandito se dérobe à la justice.
Bizim özgür haydut, henüz yakalanabilmiş değil.
C'est notre centre de distribution de frites?
Frito-Lay dağıtım merkezimiz mi?
"Frito pie" et crumble aux myrtilles.
Frito boregi ve yaban mersini coregi.
George Sr se préparait à motiver ses PDG réunis après avoir échappé à la mort aux mains d'un cadre de Frito-Lay.
George Sr, bir Frito Lay yöneticisinin ellerinde ölümden döndükten sonra CEO'ları motive etmeye hazırlanıyordu.
J'espère que vous êtes d'humeur pour mon "frito bean dip".
Umarım cipsli fasulye sosuma hazırsındır.
Tu ressembles à une mère de banlieue Qui conduit un minivan rempli de cheerios pourris et de cannettes vides... fait probablement gratin de chili et tourte aux frites pour diner... sentant la cigarette menthol qu'elle a fumé en cachette pendant
İçi bayat gevrek ve boş meyve suyu kartonlarıyla dolu bir minivan kullanan banliyö annelerine benzemişsin. Akşam yemeğinde muhtelemen acılı makarna ve Frito'lu tart yapıyordur. Çocuklarının hokey antrenmanının bitmesini beklerken üstü başı gizlice içtiği mentollü sigara kokuyordur.
Tu sais, on va faire un tour à l'usine Frito-Lay, ou un truc dans l'genre?
Biliyor musun, Frito-Lay fabrikasının turuna gideceğiz.
J'adore Frito Lays.
Frito Lays'e bayılırım.
Ils sont venus pour Frito Bandito, et j'ai toujours rien dit. Et qu'est ce que vous dites maintenant?
Frito Bandito için geldiler, yine bir şey söylemedim.
Ils font toujours la tarte Frito le samedi soir.
Cumartesi geceleri şu Frito turtasından yapıyorlar hâlâ.
A ce qu'il paraît vous faites toujours des Frito pies ( tacos en omelettes ).
Frito turtası yaptığınızı duydum hâlâ.
J'ignorais qu'on faisait encore du gratin aux Fritos.
İnsanların hala Frito yaptığını bilmiyordum.
Je peux bien faire ça, j'ai mangé la moitié du gratin.
Frito'nun yarısını yedikten sonra en azından bunu yapayım, değil mi.
Je reviendrai manger du gratin.
Biraz daha şu Frito'nuz için geri geleceğim.
Ça fait 80, Frito. 80 milliards.
Uh, şey, uh - 80 eder, Frito. 80 milyar dolar.
Oui.
Evet, Frito.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]