English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Fuse

Fuse translate Turkish

77 parallel translation
La défense passe la parole pour l'instant. Bien vu, fillette.
I had a short fuse back then, like now.
La balle fuse vers le champ gauche, et c'est une première base!
Uzun bir atış, sahanın sol tarafında zorlukla karşılandı içeri düştü, sayı oldu...
Agent Kazuki Fusé. Après avoir fait ses classes, il a été affecté à la section d'assaut.
Memur Fuse Kazuki. eğitimini bitirdikden sonra, saldırı koluna atandı.
Agent Kazuki Fusé.
Memur Fuse Kazuki.
Agent Fusé, vous êtes relevé de vos fonctions.
Memur Fuse, Görevini hafife aldın
Que Fusé n'ait pas tiré.
Şu Fuse'nin ateş etmemesi.
Je te parle de Fusé.
Fuse'yle konuşuyorum.
Nous surveillons Fusé depuis le début de cette enquête sur lui.
Fuse'yi soruşturma başladığından beri, Gözetim altında tutuyorduk.
Voilà le vrai Fusé.
İşte bu gerçek Fuse
Fusé!
Fuse!
Du 2! Le sang fuse par le côté droit!
Göğsün sağ tarafından kan geliyor.
The fuse-box. Los fusibles.
Sigortalara bakmalıyız.
Je fuse.
Çok hızlıyımdır.
matelot Nishi, matelot Nakai, et matelot Fuse.
Denizci Nishi... Denizci Nakai... Denizci Fuse...
Tu veux vraiment qu'il vole, qu'il fuse.
Uçmasını istiyorsun. Yükselmesini istiyorsun.
Nous ne sommes pas opposés aux travaux de gens comme David Carson, Emigre, Fuse ou Neville Brody.
Biz, David Carson ve Emigré ve Fuse gibi insaların, Neville Brody'nin deneylerine karşıyız demek istemiyorum.
- Oui. Ca fuse de partout.
Bu tür kimya şişeye girmez.
If we don t, we re gonna blow a 50-amp fuse
* Yoksa attırırız 50 amperlik sigortayı *
NCIS Saison 8 Épisode 03 Short Fuse 1.0 720p Dim
Navy NCIS 08x03 Short Fuse
Quand sa batte rencontre la balle, ça fuse. Le bruit résonne dans tout le stade.
Çarptığı zaman bütün statta sesi yankılanıyor.
Ça fuse sans arrêt.
- Çok gürültülü.
Spike, G4, GSN, Fuse, Wow, Boom, Zip, Kablam, Slurp, Slurp Latin, Slurp HD.
Spike, G4, GSN, Fuse, WoW, Boom, Zip, Kablam, Slurp, Slurp Latin, Slurp HD.
M. Tomita, je voudrais vous présenter M. Fuse, le président des Hanabishi à Osaka.
Bay Tomita sizi Osaka'da Hanabishi'nin başkanı Bay Fuse ile tanıştırmak istiyorum.
Nous apprécions votre soutien, Monsieur Fuse, nous ferons aussi de notre mieux.
Desteğinize minnettarım, Bay Fuse. Biz de elimizden geleni yapacağız.
Nous avons reçu un appel de M. Fuse.
- Bay Fuse bizi aradı.
Merci de votre appel, Monsieur Fuse.
Aradığınız için teşekkür ederim, Bay Fuse.
Tomita voulait les conseils de Fuse, il m'a demandé de lui présenter.
Tomita, Fuse'nin öğütlerini istedi. Onunla tanışmasına önayak olmamı istedi.
Il pourrait arranger un pacte scellé au saké avec M. Fuse.
Benimle bir hatır anlaşması yapması için Bay Fuse'yi ikna edebilir.
Il m'a dit que Fuse n'aimait pas beaucoup les Sanno.
Bana Fuse'nin Sanno'dan nefret ettiğini söyledi.
M. Fuse se sent concerné.
Bay Fuse çok endişeli.
Je vous présenterai bientôt à M. Fuse.
Bir gün sizi Bay Fuse ile tanıştıracağım.
Nous allons sceller un pacte avec M. Fuse.
Bay Fuse ile anlaşma yapacağız.
Vous voulez faire un pacte avec M. Fuse?
Bay Fuse'den hatır anlaşması mı istiyorsunuz?
M. Fuse a gentiment accepté de vous voir, malgré son emploi du temps chargé.
Bay Fuse, yoğun olmasına rağmen nezaketen sizinle görüşmeyi kabul etti.
Nous avons même la coopération de M. Fuse.
Bay Fuse de bizim tarafımızda.
On peut dire que les reproches ont fusé.
- Ağzımızın payını aldık diyebiliriz.
Des couleurs, des formes, des équations mathématiques ont fusé.
Renkler, şekiller, matematik denklemleri iç içe geçmişti.
Des mots désagréables comme "bigamie" et "chantage" ont fusé.
İkieşlilik, şantaj gibi çirkin kelimeler sarf edildi.
J'ai fusé, et j'ai regardé autour de moi.
Dışarı çıktım. Etrafa bir baktım.
Votre esprit fuse.
Zihnin çılgın gibi.
Maintenant je lui o ffre des grands bouquets mais elle me les re fuse.
Şimdi çelenk getiriyorum yüzüme bakmıyor ya!
Tu as re fusé les glaces et je t'ai apporté ça.
Dondurmayı beğenmedin, biz de bunu getirdik.
Que se passe-t-il, Fusé?
Ne duruyorsun?
Fusé...
Ben şu anda..... 01'den 03 ve 04'e. Fuse...
Ça fuse!
Seyret bebeğim.
Ensuite, ça s'est échauffé. Ils sont devenus grossiers, puis les insultes ont fusé. On a arrêté avant d'en venir aux mains.
Sonra hakaretler başladı.
Un avion commercial a failli entrer en collision avec un objet qui a fusé dans le ciel rouge et bleu.
Ticari hava yollarından bir pilot, mavi ve kırmızı renklerde bir nesne ile çarpışmaktan, son anda kurtulduklarını rapor etmiş.
Je dirais pas que ce n'était pas rempli d'action, l'adrénaline a bien fusé, mais c'est impossible de perpétrer autant de carnage et ne pas avoir à remplir un nombre incroyable de paperasses après.
Sınırsız, adrenalinle körüklenen bir heyecan fırtınası olmasını tartışmayacağım ama böylesine bir katliam ve kargaşa yaratıp tonlarca evrak işlemine boğulmadan kurtulmak imkansız.
Mais quand l'histoire a été révélée, les accusations ont fusé.
Ama hikâye yayılır yayılmaz suçlamalar başladı.
On a fusé vers l'espace.
Hedef gezegende temas sağlandı.
Dès la 1re photo avec lui, ma carrière politique a fusé.
Onun o altın yünüyle fotoğraf çektirdiğim gün... siyasi kariyerim tersine döndü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]