English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Future

Future translate Turkish

1,850 parallel translation
Pas vraiment "future".
"Gelecek" dediğimi unut.
Ne pensez-vous pas qu'il serait dans l'intérêt de cette famille trompée de se montrer gentils envers la future Mme Collins?
Bunun "oyuna getirilmiş aile" nin iyiliğine olacağını düşünmüyor musunuz, Bayan Bennet, müstakbel Bayan Collins'e iyi davranmanın yani?
Comment va notre future représentante au congrès?
Californiyalı kongre üyesinin geleceği ne durumda?
Nous avons les ressources et la technologie le permettant au minimum avec la possibilité d'élever les standards de vie si haut que les gens dans le future regarderont en arrière notre civilisation d'aujourd'hui et seront bouche bée de voir à quel point notre société était primitive et immature.
En azından bunu sağlayacak, ve hatta hayat standardını, gelecekteki insanlar dönüp baktıklarında, ne kadar ilkel hayatlar yaşadığımıza alık alık bakmalarına sebep olacak kadar bol kaynaklara sahibiz. Venüs projesinin amacı
C'est le future des déplacements continentaux et intercontinentaux.
Kıta içi ve kıtalararası ulaşımın geleceği budur.
Pareillement, le future contiendra des technologies, des réalisations et des structures sociales que nous ne pouvons même pas appréhender dans le présent.
Aynı şekilde gelecek öyle teknolojiler içerecek ki, yapılan şeyleri, ve sosyal yapıları bugün kavramamız mümkün değildir.
Nos vies, notre passé et notre future sont liés au soleil, à la lune, aux étoiles...
Yaşamlarımız, geçmişimiz ve geleceğimiz güneşe, aya ve yıldızlara bağlıdır.
La future Mme Dandy.
Bayan Gent'i.
Le mois dernier, c'était Gigi, la future Mme Dandy.
Geçen ay da beni geleceğin... Bayan Gent'i olarak tanıtmıştın.
Les ados imaginent leur future maison.
Bizlerin çocukken nasıl ev fantazileri kurduğumuzu bilirsin.
... de notre histoire récente, et sans doute future.
... yakın geleceğinizi, muhtemelen sonrasını da etkileyecek.
Mais quelle que soit ta future carrière, cette expérience te sera précieuse.
İleride ne yapmak istiyorsan iste hayat tecrübesine ihtiyacın olacak. Ben sana bunu sağlayabilirim.
Elle serait la future duchesse de Northumberland.
Bu onu geleceğin Northumberland Düşesi yapar.
Et voilà le symbole d'une grandeur passée, et future...
Ve karşınızda, bir zamanlar ülkemizin sembolü ve geleceğimizin simgesi :
Ma future belle-sœur dans ma cuisine.
Yakında yengem olacaksın, benim mutfağımdasın kızım.
Tout le monde! Nous avons une future épouse parmi nous.
Şu an burada bir gelin var.
Nous comptons sur le civisme et la coopération de tous les citoyens pour enrayer toute future contagion.
Bütün vatandaşlara, yayılmasını önlemek için işbirliği yapacakları konusunda güveniyoruz.
- Malade. Fiancée et future mariée.
Bundan başka da nişanlıyım ve yakında evleneceğim.
tout Washington jacasse face aux allégations d'une journaliste selon laquelle, le fils d'un haut dignitaire Turaqi et sa Pop star de future mariée seraient impliqués dans une vidéo pornographique de leur nuit de noce.
Washington, bir gazetecinin ortaya attığı, üst düzey bir Turaki siyasi liderinin oğlu ile pop yıldızı gelinin kendi gerdek gecelerinin porno videosunu çekecekleri iddiasıyla çalkalanıyor.
Okay, à partir de maintenant, il y a un moratoire sur les discussions concernant ma future femme.
Bundan böyle gelecekteki karımdan bahsederken moratoryum uygulanacak.
Et devenir sa meilleure amie, ou sa future chevalière!
Ve o gün geldiğinde zıplayacağım, dans edeceğim. Rüya gibi.
I can t see much of a future Unless we find out who s to blame
Kimin suçu olduğunu bulamazsak Bir geleceğimiz olamaz
Une caisse de whisky et un Future mariée moderne, mon vieux. Je suis une femme.
Alışverişi seviyor.
On a fait l'amour dans la future cuisine.
Dur bakalım, daha annemin mutfağını yeni ayarladık.
Oh, c'était une... peut-être une future cliente. - Oh.
- Potansiyel bir müşteriydi.
J'ai rencontré ma future femme.
Aslında, sanırım az önce gelecekteki karımla karşılaştım.
On ne pouvait pas en parler à cause de ma future promotion.
İş arkadaşlarımıza söyleyemedik çünkü daha yeni önemli bir terfi almıştım.
Une future mode.
Bu çok moda olacak.
Et où est ma chère future épouse? - Quoi?
Ve nerde benim karım olacak küçük güzel... ne?
Si ces ombres restent inaltérées par le future... -... l'enfant mourra.
Bu gölgeler geleceğin birer yansımasıysa çocuk ölecek.
Pour certains, ça signifie aller à une soirée en portant les chaussures qu'il faut, ce qui peut vous donner confiance en vous pour un soir, mais avoir des répercussions désastreuses sur votre vie future. "
'Bazıları için partiye doğru ayakkabıları giyip gitmektir. O akşamı kendinizden emin olarak geçirmenizi sağlasa da sonrası için zarar verici sonuçlar doğurur. "
Vous l'avez rembarré, renoncez à toute future négociation.
Onu ısırdık. Böylece, gelecekteki herhangi bir görüşmeyi unutabiliriz.
Une future pilote!
Geleceğin havacısı!
Et chaque baisse coïncide avec une future transaction passée par...
Ve herbir karartma da ticari bir alım satıma denk geliyor, yapana baksana...
Future avocate?
Avukat olmak isterse izin verecek misin?
Comment pourrais-je déshonorer ma future femme?
Gelecekteki karımı nasıl rezil edebilirim ki?
On s'est juste vus quelques fois, mais c'est ta future épouse.
Biz sadece 1-2 kez takıldık o senin karın olacak.
Ma future diplômée?
Müstakbel üniversite mezunu kızım nasıl?
La voilà, la future princesse du bal du lycée de Lake Monroe, en Louisiane.
İşte burada, millet, Lake Monroe, Louisiana'nın gelecek balo kraliçesi.
- Cool ma future belle-famille!
Genlerimizde var bu.
Lieutenant, ma future belle-soeur arrive chez moi en ce moment, je dois faire à dîner. C'est vraiment important?
Teğmen, görümcem şu anda evime varmak üzeredir ve benim yemek yapmam gerek.
Elle n'est pas médium, elle suit son intuition, c'est ma future belle-soeur.
O bir psişik değil. Kendisi bir sezgici. -... ve benim müstakbel görümcem.
C'est Claire, - ma future belle-soeur.
Adı Claire ve benim müstakbel görümcem.
En fait, je n'ai pas vraiment aidé. Mais je dois dire que regarder ta future femme travailler m'a fait réfléchir. Je devrais abandonner l'expertise et entrer dans les forces de l'ordre.
Aslında, benim çok fazla yardım edemedim, ama şunu söylemeliyim müstakbel eşini çalışırken gördüm de belki de Kanun güçlerine danışmanlık yapmaktan vazgeçip tam zamanlı çalışmam gerek diye düşünüyorum.
Mais ces temps-ci, avec le petit, on parle de sa future école, elle veut une plus grande maison et plus d'aide à la maison.
Şimdi ise tüm derdimiz ufaklığın hangi okula gideceği oldu. Daha büyük bir eve ve daha fazla yardıma ihtiyacımız olduğunu düşünüyor.
Alors tu comptes geler Gonzo, dans le future?
Gonzo'yu öldüreceğini mi söylüyorsun, yani ileride?
Le voilà! Le manteau royal pour ma future reine.
Kraliçemin Cubbesi Benim olacak kraliçemin.
C'est scientifiquement impossible de prédire une action future sans avoir une connaissance de toutes les variables.
Tüm değişkenler hakkında bilgi sahibi olmadan gelecek hakkında tahminde bulunmak, bilimsel olarak imkansızdır.
Comme une future paumée, comme toutes les idiotes qui ont couché trop tôt et qui ont dû subir les conséquences.
Olası bir Juno vakası gibi. Bu kadar erken yapıp sonuçlarına katlanan diğer salak kızlardanmışım gibi.
FUTURE MARIÉE MODERNE
Bıyıklı erkeklerin ikna gücünün daha fazla olduğu kanıtlandı.
Max, je connais ta future femme.
Max, bunları biliyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]