Translate.vc / French → Turkish / Förster
Förster translate Turkish
186 parallel translation
M. Forestier, un homme si correct, si bien élevé.
Ama Matmazel Garance'a sorduğumda "Forster adında birini tanımıyorum." dedi.
C'est la version allemande avec Forster et Lotte Lenya.
Bu Forster ve Lotte Lenya'lı Alman uyarlaması.
Le maréchal de l'air Sir Vincent "Anti-Jap" Forster, en duplex de Birmingham.
Hayatım boyunca öyle bir binada çalıştım ve hiç... - Parkinson.
Le Maréchal, sir "Tueur de Japs" Forster, est dans nos studios de Birmingham.
Hava Orgeneral Sör Vincent "Japonları Öldür" Forster. Kendisi Birmingham stüdyomuzda.
E.M. Forster?
E.M. Forster mı?
Le camarade Albert Forster arrive à l'instant sur le pré!
Parti yoldaşı Albert Forster şu anda alana teşrif etmişlerdir.
John Forster Square?
John Vorster Square patron.
Vous travaillez au John Forster Square?
John Vorster Square'de mi çalışıyorsun?
Bonjour!
Günaydın, Bay Forster.
Un contrevenant en puissance.
Bay Forster, ortada olası bir suç var.
Forster?
Forster sen ne...?
Vous plaisez vous dans le Hertfordshire, Colonel Forster?
Hertfordshire'dan memnun kaldınız mı, Albay Forster?
Faites lui donner un bal!
Balo vermesini sağlayın, Bayan Forster!
- Colonel Forster!
- Albay Forster!
J'ai pris un service dans le régiment du Colonel Forster.
Albay Forster'ın alayına atandım.
- Mrs Forster dit qu'elle prévoit de se baigner dans la mer.
- Mrs Forster plaja gitmeyi düşünüyor.
Mrs Forster m'a invité, en tant qu'amie particulière, à aller à Brighton.
Mrs Forster beni onunla gitmem için Brighton'a davet etti.
- Le Colonel Forster va prendre une maison pour nous!
- Albay Forster bize ev ayarlayacak!
Mrs Forster aurait du me demander à moi aussi.
Mrs Forster beni de davet etmeliydi.
Il n'y a aucune raison de bouder parce que Mrs Forster me préfère.
Mrs Forster beni daha çok seviyor diye kıskanmasına gerek yok.
Le Colonel Forster est un homme sérieux.
Albay Forster duyarlı biri.
Et bien, madame, il semblerait que Mrs Forster ne puisse rien faire sans elle.
Görünüyor ki Mrs Forster onsuz bir şey yapamıyor.
la lettre venait du Colonel Forster, pour nous informer que lydia était partie pour l'Ecosse avec un des officiers.
Mektup Colonel Forster'dandı, Lydia'nın bir subayla İskoçya'ya çekip gittiğini bildiriyordu.
le Colonel Forster dit qu'il craint que Wickham ne soit malintentionné.
Albay Forster Wickham'a pek güvenilemeyeceğini söylüyor.
il a pu les suivre jusqu'à Clapham. père est parti avec le Colonel Forster pour essayer de les trouver.
Onları, Clapham'a kadar izlemişler. Babam, albayla beraber onları bulmaya çalışıyor.
j'en veux aux Forster!
Bütün suç Forsterlar'da!
qu'a dit le Colonel Forster?
Albay Forster neler söyledi?
le Colonel Forster a avoué qu'il soupçonnait une certaine inclination du côté de Lydia, mais rien dont on eût lieu de s'alarmer.
Albay Lydia açısından bir şeyler sezmiş ama, ciddi bir durum görmemiş.
elle a écrit un mot à Mrs Forster avant de partir.
Kaçmadan önce Mrs Forster'a mektup yazmış.
j'ai écrit au Colonel Forster pour lui demander de rassurer les créanciers de Wickham à Brighton, auprès desquels je me suis engagé.
Albay Forster'a bir mektup yazıp Wickham'a kefil olduğumu bildirerek Wickham'ın Brighton'daki alacaklılarını ikna etmesini istedim.
Colonel Forster a dit qu'il avait une très bonne assise comme peu d'officier dans le régiment.
Albay Forster'ın kendisi alaydaki subayların onunla boy ölçüşemeyeceğini söyledi.
C'est au 18, Forster Lane
18 Foster Lane.
Les traîtres des écoles privées, on les reconnaissait. Un sodomite de 16 ans fumant la pipe, avec un livre de Forster sous le bras.
Bilirsin okulda müzevirler sayesinde, 16 yaşında bir çocuğu kolunun altında EM Forster olduğu halde sigara içerken yakalamaya çalışırsın.
- Allons-y tous. Lydia a reçu une invitation à Brighton des Forster.
Lydia Fosterlar'la Brighton'a davet edildi.
Le colonel Forster est un homme raisonnable.
Albay Forster makul bir adam.
Oh! Pourquoi les Forster ne la surveillaient-ils pas?
Neden Fosterlar onu göz önünden ayırdılar.
- McLennan-Forster.
- McLennan-Forster.
Il a travaillé pour McLennen-Forster.
McLennen-Forster'da çalışmış.
Un instant, McLennen-Forster.
Bekle bir saniye, McLennen-Forster.
McLennan-Forster a une autorisation spéciale.
McLennan-Forster'ın özel yetkileri var.
C'est un consultant en informatique qui travaillait pour McLennen-Forster.
Bilgisayar uzmanı. McLennen-Forster'da çalışmış.
On a découvert que l'homme que tu cherches, Habib Marwan, travaille pour McLennen-Forster.
Aradığınız adam Habib Marwan'ın McLennen-Forrester'da çalıştığını öğrendik.
Appelle McLennen-Forster.
McLennen-Forster'ı ara.
On dirait que ce type, Marwan, travaillait pour McLennen-Forster sous l'alias Harris Barnes.
Marwan'ın Harris Barnes takma adı altında McLennen-Forster'da çalıştığı ortaya çıkmış.
Je dois aller à McLennen-Forster.
McLennen-Forster'a gitmem gerekiyor.
McLennen-Forster a du personnel en interne.
McLennen-forster'ın çalışanları orada.
Oui, j'ai entendu, McLennen-Forster.
Evet, duydum, McLennen-Forster.
Utilisant l'alias Harris Barnes, Marwan a travaillé pour McLennen-Forster pendant les 2 dernières années comme ingénieur supérieur.
Marwan, Harris Barnes takma ismiyle, son iki yıl boyunca McLennen-Forster'da üst düzey mühendis olarak çalışmış.
Quelles étaient ses autres fonctions à McLennen-Forster?
McLennen-Forster'daki diğer görevleri neler?
J'étudie la possibilité qu'il ait peut-être utilisé McLennen-Forster comme une base pour recruter ses cellules silencieuses.
McLennen-Forster'ı, gizli örgütlerini toplamak için bir üs olarak kullanmış olabilme ihtimalini araştırıyorum.
êtes-vous arrivés à McLennen-Forster?
McLennen-Forster'a vardın mı?