Translate.vc / French → Turkish / Gag
Gag translate Turkish
319 parallel translation
Vous êtes à mourir de rire, les gars! - Sacré gag, non?
Siz beni öldürüyorsunuz!
C'est le meilleur gag du film.
İşte espriyi adamın ağzına tıkmak diye buna derler.
- C'est un gag?
- Şaka mı bu?
Ni musique, ni gag, ni drapeau :
Müzik, espri ve bayrak sallama olmayan.
En fait, ça ne marche pas fort ici, surtout après ce bide, le gag de Jerry avec le léopard.
Hatta burada çok fazla başarı yakaladığım da söylenemez. Özellikle de Jerry'nin leoparla dikkat çekme planı geri teptikten sonra.
C'est sûrement un gag du service de réception.
Satınalma bölümünce hayali kurulan bir cihaz olmalı.
Vous dites que c'est un gag, mais ce sont bien des condensateurs.
Sen bunların tıkaç olduğunu söylüyorsun, ama bunlar yoğunlaştırıcı.
C'est peut-être un nouveau gag américain.
Herhalde yeni bir Amerikan şakasıdır.
C'est un gag?
- Bu bir şaka mı?
C'est peut-être juste un gag comme ce qu'avaient fait les étudiants l'an dernier.
Belki de son sınıftaki çocukların yaptığı şakalardan biridir.
Je ne pense pas que ce soit un gag.
Bunun bir şaka olduğunu düşünmüyorum.
Il a fait beaucoup de dessins de cimetières, où ce sont toujours, ou presque, les pierres tombales qui constituent le clou du gag.
Siz beceremezsiniz. İlginç değil mi? - Lurch, çocukları arabaya götürür müsün?
C'est un gag ou quoi?
Bu da ne böyle? Şaka mı yoksa başka bir şey mi?
Un gag?
Şaka mı?
Enlève-lui son bâillon, à la pauvre petite.
Gag, Gonji çıkar. Zavallı şey.
C'est un gag, Sam?
Bu bir şaka mı, Sam?
J'ai pigé! C'est un gag!
Bu bir şaka sanırım.
L'acteur de gauche porte le célèbre costume gris du département des costumes de la BBC, et l'autre acteur est sur le point de dire le premier gag royal de cette soirée royale.
Soldaki oyuncunun üstünde BBC Kostüm Bölümü'nün harika gri takımı var. Diğer oyuncu ise bu kraliyet akşamında burada ilk harika kraliyet esprisini yapmak üzere.
- C'est un gag?
- Ne şakası bu? - Şaka değil.
Dans une minute, vous allez devoir me dire comment va réagir la victime de ce gag.
Şimdi, bir dakika içinde, masum deneğimizin ne yapacağını tahmin edeceksiniz.
Voici Laurence Harvey. Dans ce petit gag,... Laurence Harvey, la vedette d'un autre film, ne peut trouver de place dans l'avion pour Miss Kodar.
Bu küçük şakamızda, Lawrence Harvey... başrol oyuncumuz, yine diğer filmden, bayan Kodar için uçakta yer ayarlayamaz.
Juste un gag éculé, genre "flics de la Keystone".
Sessiz filmlerdeki polis kovalamalarından biri gibiydi.
Le vieux gag du placard!
Eski dolap numarası.
S'il y a une chose que j'aime, c'est le vieux gag du placard.
hoşlandığım bir şey varsa o da... iyi bir dolap numarasıdır.
Un vrai gag. Ce Bob, quel fou.
Deli Bob, ne çene.
Nous avons posé la question à son neurologue, Hilde Bloch-Hafon Eh pien, foyez-fous, Zabby z est d'un dype, n'est-ze bas, qui...
Kendisinin beyin bakım uzmanı Gag Halfrunt'a sorduk. Zaphod böyle bir adamdır...
Ce fichu gag de "Pas de freins" marche à chaque fois.
Fren tutmuyor dalgası her zaman işe yarıyor.
Tu regardes et c'est un gag.
Şuraya bakıyorsun bir oyun beliriyor.
On a déjà dû vous faire ce gag?
Herhalde adınızla her zaman dalga geçiliyordur.
Je ris : c'est un gag.
Bu küçük bir şakaydı.
Le gag du nain mort, c'est de lui.
Ölü cüce şakası, yumuşak testere. Hepsi onun icadı.
Ils croyaient tous que c'était un gag.
Biri bunu şaka olsun diye göndermiş.
Toi, tu bousilles mon gag!
Bir şeyi mahvettiğim yok.
Alors pesez fotre prochain gag kar ce sera le dernier.
Artık şakanı dikkatli seç, o senin son şakan olabilir.
Qui est-ce... le roi du gag?
- Neymiş, dev bir tarlakuşu mu?
- Un super gag, non? - Somptueux!
- Çok güzel bir şakaydı, değil mi?
Pour faire ce gag génial!
Sevecen bir şaka yapmak için.
C'est une sorte de gag?
Yoksa bu iş hileli mi?
C'est un gag?
Şaka mı yapıyorsun?
Ça c'est juste un gag! À l'année prochaine.
Onu espri olsun diye koyduk!
" Parenthèse : ce n'est pas un gag.
" Espri falan yapmıyorum.
C'était un gag.
- Espri yapmış.
Ce gag, vous avez dû le travailler longtemps?
Bu espriyi bir müddettir düşünüyordunuz, değil mi efendim?
- C'est un gag.
Kusuruna bakmayın.
C'est un gag?
Gerçekten öyle mi düşünüyor?
C'est un mot d'esprit, un gag, un bon mot, des propos destinés à faire rire un auditoire.
Bir espridir, komik anekdottur, nüktedir, muzip bir bitişle sonlanan kelimelerdir.
- C'est quoi, ce gag?
Bu bir şaka mı?
- Sacré gag.
Harika şaka, ha?
Que tout le truc était un gag.
Her şeyin bir oyun olduğunu söyledi.
Et on finira par un "gag"...
- Öyle yap.
C'est un gag?
Niye temizlemiyorsun tüfeğini?