Translate.vc / French → Turkish / Gaston
Gaston translate Turkish
377 parallel translation
On nous informe de Genève que le célèbre escroc international Gaston Monescu a cambriolé la salle de la Conférence de Paix, hier.
Cenova. Cenova'dan gelen haberlere göre... uluslararası ünlü dolandırıcı Gaston Monescu... dün barış konferansını soydu.
Savez-vous ce qui me plairait?
Gaston.
Je sais que tu es très occupé et je ne voudrais pas te déranger. Mais son petit collier avec des perles de culture, si discret, si simple...
Gaston, çok meşgul olduğunu biliyorum... ve seni de fazla uğraştırmak istemiyorum... ama çok güzel bir gerdanlığı var...
Alors vidons-le et fichons le camp.
Gaston, onu hemen şimdi açalım. Buradan gidelim.
N'oublie pas : tu es Gaston Monescu, un escroc.
850,000 frank. Sevgilim, unutma, sen Gaston Monescu'sun.
Nous avons tout notre temps.
Önümüzde uzun bir zaman var Gaston.
Appelez-moi Gaston.
- Bana Gaston de.
Je suis Gaston Monescu.
Gaston Monescu'yum.
L'autre jour, il s'appelait Gaston!
Geçen gün Gaston'du.
Cétait un étudiant, tu sais, on l'appelait Gaston..
Bir öğrenciydi.
Il avait une barbiche noire puis des souliers vernis.
Adı Gaston'du. Siyah bir keçi sakalı ve rugan ayakkabıları vardı.
Et la Nastia avec son Gaston, Et l'acteur avec ses organismes. Oh!
Nastia'nın Gaston'u, aktörün organizması.
Gaston, un ami commun, m'a dit que vous aviez été malade.
Üstünüzde bir kürk mantoyla locadaydınız ve sizi tanıdığını bildiğim Gaston "Marguerite hastaydı." dedi.
Pour une fois, vous voyez juste, Gaston.
Hayatında ilk kez doğru bir laf ettin Gaston.
Gaston tient de moi toutes ses histoires drôles.
Gaston'un tüm fıkralarını bilirim. Aslında, çoğunu ona ben anlattım.
Qu'entendait Gaston par "ta nomination manquée"?
"Kaçırdığın tayin" ile Gaston ne kastediyordu? Hiç.
Un poste aux Affaires Etrangères qu'il croyait que je briguais.
Dışişleri bakanlığı Gaston'un istediğimi sandığı göreve başkasını tayin etmiş.
Où est le baccara?
- Bakara masası nerede? - Evet Gaston, nerede?
Rien ne pourrait me faire du bien, excepté le retour d'Armand.
Armand'ın dönüşü hariç bana hiçbir şey iyi gelemez Gaston.
Il reviendra, n'est-ce pas?
- Geri gelecek, değil mi Gaston? - Elbette gelecek.
Gaston lui a parlé de ta maladie, mais ça ne l'a pas touché.
Gaston hasta olduğunu söyledi, ama pek ilgilenmedi. Erkekler tuhaf.
Voulez-vous me rendre encore un service?
- Bir iyilik daha yapar mısın Gaston?
- Bonsoir, Gaston.
- İyi akşamlar Gaston.
- Quelle heure est-il?
- Saatin var mı Gaston?
Depuis votre rencontre avec la dame bolchevique, vous avez beaucoup changé. - Je le suis, Gaston.
- Öyleyim Gaston.
- Absolument.
- Öyle mi Gaston? - Kesinlikle.
Ça m'étonne, Gaston.
Ama seni anlayamıyorum Gaston.
Tu connais ce vaurien de Gaston, ce réactionnaire?
O benim gerici, adi uşağımı biliyorsun.
" Chérie, j'ai vendu Gaston
"Sevgilim, bu sabah Gaston'u pazara götürdüm."
Chérie, j'ai tenu parole et vendu Gaston au marché ce matin.
Sevgilim, sözümü tuttum. İhtiyar Gaston'u bu sabah pazara gönderdim.
Le Binet de la troupe Gaston Binet! Taisez-vous.
Gaston Binet Şirketi'nin sahibi olan Gaston Binet... ağzını kapa.
"avons l'avantage d'offrir un contrat " à Gaston Binet, à sa troupe de comédiens ambulants "avec en tête d'affiche le sensationnel Scaramouche!"
"harika Soytarı" oyunu nedeniyle turne ekibindeki oyuncuları Gaston Binet'e davet etme konusunda uzun süreli bir anlaşma sunmaktan memnunluk duyuyoruz.
Gaston!
- Gaston.
Et après les flics sont venus voir Gaston, lui ont montré une photo de Noémie.
Polisler Gaston'a Noémie'nin resmini göstermiş.
Autre chose : Gaston est un copain,
Ayrıca Gaston dostumuz.
Seulement ça le coup de Gaston, Il faut que vous, vous arranger pour que Noémie le sache.
Noémie'nin mazeretimizi öğrenmesini sağlamalısın.
Et Gaston aussi, Vous mettrez tout au point avec lui.
Gaston ile halledin bu işi.
Eh ben, je n'irai pas voir monsieur Gaston.
Gaston'u görmeye gidemem.
Votre Gaston, le barman, il a déjà été condamné?
Bu Gaston'un sabıkası var mı?
Et en plus, un faux témoignage de votre ami Gaston.
Bir de Gaston'un yalancı şahitliği var.
oh! non ça! Gaston on peut lui faire confiance,
Ona güvenebilirsin, sorun çıkarmayacak.
Elles étaient dans le petit bar de mon ami Gaston,
Gaston'un barındaydılar.
Gaston, dont je vous le signale messieurs, le casier judiciaire est absolument vierge!
"Jüri üyeleri, Gaston sabıkası olmayan biridir."
Le dévoué Gaston.
Sadık Gaston.
Tu sais très bien que je le tiens, monsieur Gaston.
Gaston'a istediğimi yaptırırım.
- Monescu! - Gaston Monescu.
Osmanlı Bankasına girip... oradan Osmanlı Bankasıyla ayrılan adamı hatırlıyor musun?
Au revoir, Gaston chéri.
Hoşça kal Gaston, sevgilim.
C'est toi qui as pris l'argent?
Gaston, parayı aldın mı?
Aide-moi, Gaston!
Yardım etsene Gaston.
Laisse Armand tranquille.
- Armand'a eziyeti kes, Gaston.
Je suis Gaston Binet.
eefendim ben, Gaston Binet'im.