Translate.vc / French → Turkish / Gibbs
Gibbs translate Turkish
4,756 parallel translation
Vous allez défendre l'agent spécial Gibbs?
Özel Ajan Gibbs'i siz mi savunacaksınız?
Qu'est-ce que ces vieux dossiers peuvent avoir avec quelque chose? C'était Gibbs.
- Konuştuğum Gibbs'di.
Il essaye de détruire mon Gibbs.
Gibbs'imi devirmeye çalışıyor.
Juge Maddox, j'ai passé la semaine dernière à convaincre l'Agent Spécial Gibbs de coopérer.
Yargıç Maddox, geçen bir haftamı Özel Ajan Gibbs'in işbirliği yapmasını sağlamaya çalışmakla harcadım.
Il était prêt, alors j'ai programmé une mise en comparution immédiate.
Ajan Gibbs gönülsüzdü, ve ben de ön sorgulamayı planlamıştım.
Avez vous été à droite, alors que vous auriez du aller à gauche, Agent Gibbs?
Yapmanız gerekenlerin dışına çıktınız mı, Ajan Gibbs?
D'après ce que j'ai pu lire, nous nous rencontrerons dans 48h et nous arrêterons probablement l'Agent Gibbs.
Şu ana kadar ki okuduklarıma dayanarak 48 saat boyunca oturup bekleyeceğiz ve muhtemelen Özel Ajan Gibbs'i tutuklayacağız.
Quelqu'un est au courant de quelque chose d'autre qui pourrait augmenter la menace contre l'agent Gibbs au cours de cette enquête?
İçinizde bu soruşturma süresince Ajan Gibbs'e yönelik tehdidi arttıracak herhangi bir şey bilen var mı?
Qu'en est-il de toutes les affaires qu'il y a chez Gibbs?
- Peki ya Gibbs'in evindeki tüm şeyler?
Gibbs, ça va?
Gibbs, sen iyi misin?
Ou très Gibbs.
- Ya da bayağı Gibbs tarzı.
Ma femme est morte, Gibbs.
Eşim öldü, Gibbs.
Je sais que l'agent Gibbs est aussi très important pour vous.
Ayrıca, Ajan Gibbs'in senin için çok önemli biliyorum.
Tout comme Gibbs, vous oubliez et allez de l'avant.
Gibbs gibi, unuttun ve devam ettin.
Nous devons le dire à Gibbs.
Gidip Gibbs'e söylemek zorundayız.
Gibbs, tu ne peux pas faire ça tout seul.
Gibbs, bunu yanlış başına yapamazsın.
Gibbs fait seulement ce qu'il pense être juste.
Gibbs sadece doğru olduğunu düşündüğü şeyi yapıyor.
Gibbs, je n'ai jamais vu cela arriver.
Gibbs, bunların olacağını hiç fark etmedim.
On a vraiment choisi une sacrée carrière, hein Gibbs?
En iyi kariyeri seçtiğimize eminiz, değil mi, Gibbs?
Gibbs ferait la même chose pour nous.
Gibbs de bizim için aynısını yapardı.
Ou est l'Agent Gibbs?
Ajan Gibbs nerede?
J'ai des milliers de documents prêts à prouver Leroy Jethro Gibbs coupable.
Elimde, Leroy Jethro Gibbs'i suçlayan binlerce belge var.
Parsons, vous devriez savoir que l'équipe de Gibbs remis sa démission.
Parsons, Gibbs'in ekibinin istifalarını sunduğunu bilmelisin.
Une fois Gibbs innocenté, nous avons requis son assistance immédiate.
Gibbs temize çıkar çıkmaz, hemen onun yardımını talep ettik.
Agent Gibbs est-il si précieux pour que vous laissiez ce genre de choses arriver?
Ajan Gibbs, bunun olmasına izin verdiğiniz kadar değerli mi?
Gibbs... fais-le.
Gibbs... Yap şunu.
Agent spécial Leroy Jethro Gibbs, Vous avez manipulé des preuves et fait obstruction à la justice.
Özel Ajan Leroy Jethro Gibbs, kanıtları değiştirdin ve adalete engel oldun.
J'ai des centaines de documents prêts à accuser Leroy Jethro Gibbs.
Elimde, Leroy Jethro Gibbs'i suçlayan binlerce belge var.
Parsons, vous devriez savoir que l'équipe de Gibbs a remis sa démission.
Parsons, Gibbs'in ekibinin istifalarını sunduğunu bilmelisin.
Où est Gibbs?
Gibbs nerede?
Gibbs, fais le.
Gibbs... Yap şunu.
Et j'ai été mis à l'écart par des missions secrètes foireuses parce que vous vouliez que Gibbs fasse le cow-boy.
İşe yaramaz bir gizli operasyon yüzünden kenara itildim. Çünkü siz Gibbs'in kovboyculuk oynamasını istediniz.
Gibbs a reçu une carte "sortez de prison".
Gibbs'e hapisten bedava çıkış kartı verildi.
Gibbs a un travail à faire.
Gibbs'in yapması gereken bir işi var.
Oui, mais Gibbs et les autres, seraient encore là et peut être qu'ils auraient pu empêcher tout ça.
Evet ama Gibbs ve diğerleri hâlâ burada olurlardı ve belki de tüm bu olanları durdurabilirlerdi.
Gibbs, tu es là.
Gibbs, buradasın.
Gibbs, ça pourrait aussi être lié au meurtre du Lieutenant McBride.
Gibbs, bu ayrıca Yüzbaşı McBride'ın cinayetiyle de bağlantılı olabilir.
Personne ne vous force à faire ça, Gibbs.
Kimse bunu yapmaya seni zorlamıyor, Gibbs.
Je voulais aussi te dire que Gibbs a quitté la ville.
Ayrıca sana Gibbs'in şehir dışına çıktığını söylemek istemiştim.
Où Gibbs est il allé?
Gibbs nereye gidecek ki?
Gibbs, je ne suis pas sûr de pouvoir supporter tout ça.
Gibbs, bunları daha ne kadar kaldırabilirim hiç bilmiyorum.
Gibbs, montez!
Gibbs, arabaya bin!
Vous êtes en danger Gibbs.
Tehlikedesin, Gibbs.
Si j'ai bien appris une chose, Gibbs, c'est que parfois les gens font la mauvaise chose pour la bonne raison.
Eğer tek bir şey öğrendiysem Gibbs, o da bazen insanlar doğru sebeplerle yanlış şeyler yaparlar.
Ennemis plus près, Gibbs?
Düşmanlar, yakınında, Gibbs?
Gibbs s'est fait piéger.
Gibbs tuzağa düşürüldü.
Gibbs, fais attention!
Gibbs, dikkat et!
Merci Gibbs.
Teşekkür ederim, Gibbs.
Pour avoir envoyé McBride sous un bus, envoyer Gibbs dans un piège dans le désert.
McBride'ı sırtından bıçaklayan, Gibbs'i çöl avına gönderen bir şey.
Un autre pour envoyer l'Agent Gibbs en Iran.
Diğeri de Ajan Gibbs'i İran'a göndermek için.
Agent Spécial Gibbs, je vous présente Tomas Mendez.
Özel Ajan Gibbs, Tomas Mendez ile tanışmanı istiyorum.