English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Gila

Gila translate Turkish

57 parallel translation
Un monstre de Gila s'est glissé dessous.
Bir kertenkelenin altına girdiğini gördüm.
Si on l'a attaquée, c'est dans le comté de Gila.
Soyulduysa, Gila bölgesinin sorumluluğuna girer.
Dans un jour, vous aurez atteint Gila River.
Bir gün yol sizi Gila Nehri tarafına çıkaracaktır.
Au saloon Gila, juste à côté.
Peki ya nerede uyuyabilirim? Ama iyi uyumalıyım. Şurada salon var, bayım.
- Et Gila aussi...
- Ve Gila City de yaklaşık- -
Pas d'eau entre Gila et Deaddog?
Gila ve Deaddog arasında hiç su yok mu?
Vous auriez trouvé de l'eau entre ici et Gila?
Burası ile Gila arasında su bulduğunu mu söylemek istiyorsun sen bana?
On a cherché sous tous les rochers.
Buradan Gila'ya kadar her taşın altına baktık.
- Il a dû aller à Gila et me trahir.
- Gila'ya gidiyor. Sattı beni.
Il a dû aller à Gila.
Gila'ya gidecek.
J'ai reçu un télégramme.
Bugün telgraf aldım. Gila'dan.
On nous surveille depuis que nous montons.
Gila'yı aştığımız günden beri sizi izliyorduk.
Mon frère est un lézard.
Gila canavarı ile akrabayım.
Et à Gila Bend...
Bir de Gila Bend...
Il a grandi à Gila.
Gila tarafında büyümüş.
- Gila Bend.
- Gila Bend.
C'est là où on descend.
Orada ineceğiz. Gila Bend'de.
Voyons voir, le Gila...
Evet. Bakalım, Gila...
Il s'est laissé emporter par le Gila jusqu'à Yuma et il a pris le train.
Gila'dan aşağı sürüklenip Yuma'ya vardı ve bir trene atladı.
On m'apprend enfin qu'il n'y a aucun changement près de la rivière Gila, à l'est de Yuma, en Arizona.
Yurtiçi haberlere dönersek, Arizona'da Yuma'nın doğusunda, Gila Nehrinde durumda bir değişiklik yok.
Quand l'homme du FBI fut guéri par les esprits sacrés, nous nous sommes souvenus du monstre de Gila, qui symbolise les pouvoirs curatifs du guérisseur.
FBI adamı Mulder, kutsal kişilerce iyileştirildiği zaman,... iyileştirici güçlere sahip olan adamın hikâyesini anlatan,... Gila Canavarının hikâyesi aklımıza geldi.
Le monstre de Gila aurait guéri un homme en prenant ses organes dispersés, et en les assemblant de nouveau.
Bu hikâyede Gila Canavarı, bir adamı tüm parçalarına ayırıp sonra birleştirerek onu iyileştirmektedir.
Quand l'homme du fbi fut guéri par les esprits sacrés, nous nous sommes souvenus du monstre de Gila, qui symbolise les pouvoirs curatifs du guérisseur.
FBI adamı Mulder, kutsal kişilerce iyileştirildiği zaman,... iyileştirici güçlere sahip olan adamın hikâyesini anlatan,... Gila Canavarının hikâyesi aklımıza geldi.
Que du sable, des cactus des monstres de Hila... de Gila...
Sen beni hiç çöle götürmedin. Çöl dediğin kaktüstür. Heela canavarlarıdır, Gila canavarlarıdır.
Je nourrissais le monstre d'un pote et il m'a mordu.
Arkadaşımın Gila canavarını beslerken, hayvan ısırdı beni.
- Le venin de gila.
- Gila zehri.
Mais l'épreuve du feu n'avait pas encore commencé.
Yılanlar, kertenkeleler, robotlar... sis makineleri, Gila canavarları.
Ira, vous venez de la réserve de Gila River en Arizona, n'est-ce pas?
Ira, sen Arizona'daki, Gila Nehri arazilerindensin, değil mi?
- OK. - Un à Sutton, en Virginie-Occidentale et un autre à Gila, Nouveau Mexique.
Diğeri Batı Virginia, Sutton'da ve bir tane de New Mexico Gila'da.
J'en vois un à Gila, au Nouveau Mexique.
Bir tane Meksika, Gila'da var.
Alors, que ce soit aujourd'hui à Gila, demain à Albuquerque, ou dans deux mois... au Panama... je vous aurai.
O yüzden, bugün Gila'da veya yarın Albuquerque'de ya da iki ay sonra Panama'da. Seni yakalayacağım.
Je ne t'ai pas abandonné à Gila.
Ben iyi değilim. Seni Gila'da terketmedim.
Cette nana t'avait lâché à Gila.
Seni Gila'dayken bırakıp gitti ya.
Michael, à Gila, j'allais te rejoindre.
Michael, Gila'dayken sana gelecektim aslında.
Si un monstre de Gila t'attaque, saute sur le côté.
Bak. Bu çölde seni bir Gila canavarı kovalarsa yan tarafa sıçramayı unutma.
- On dit "Hila".
- Gila canavarı.
- Ça s'écrit avec un g.
Gila. - Gila. "G" ile başlıyor.
S'il t'attaque, saute de côté, il tourne pas.
Seni bir Gila canavarı kovalarsa yan tarafa kaç, çünkü onlar yana dönemez.
- Guila n'est pas une pute.
- Gila sürtük değil.
- Je n'ai pas eu le temps.
Kendin yapar mısın? Gila'yla oturacağım.
Je me suis marié avec Guila parce qu'elle m'a dit : "Avner, ma mère est mourante et je veux qu'elle soit à mon mariage."
Gila'yla evlenmemin tek sebebi annesinin hasta olmasıydı. Bana gelip dedi ki : "Avner, annem ölüyor ve onun düğünümü görmesini istiyorum."
Et vingt ans plus tard, pourquoi ta mère n'est pas morte, Guila?
20 yıl geçti ama annen neden ölmedi Gila?
Comment va-t-il, Guila?
- Durumu nasıl Gila?
Comment ça va, Guila?
- Nasılsın Gila?
Mais, hélas, il n'y a aucun monstre de Gila dans son estomac.
Ama hiçbir tuhaf semptomla karşılaşmadım. Bekle. Acayip demedim ama acayip bir parçayla da karşılaşmadım.
Elle a simplement succombé à la bombe.
Kızın midesinde Gila canavarı yokmuş.
Aussi appelé monstre de Gila.
Aynı zamanda Gila Canavarı da denir.
On devrait parler à Gila, Ray Jay et Dipstick.
Gila, Ray Jay ve Dipstick'le konuşmalıyız.
Oui. On faisait de la recherche ensemble à la Base de Gila Flats.
İkimiz de Gila Flats Araştırma Merkezi'nde fizikçiydik.
J'ai parcouru 150 km dans le désert de Sonora. À la fin, j'avais deux grenouilles cornues et un bébé monstre de Gila en poche.
Sonara çölünde yüz mil yürümüşüm, kendime geldiğimde cebimde iki tane dere kurbağası ve yavru bir hela canavarı vardı.
Salut, Guila.
Merhaba Gila.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]