English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Girl

Girl translate Turkish

3,025 parallel translation
La vraie Gossip Girl est de retour.
Gerçek Dedikoducu Kız döndü.
Je postais sur "Gossip girl" Me faisant passer pour Gossip Girl...
Ben "Dedikoducu Kız" da yazıyordum hem de Dedikoducu Kız olarak.
Quand Georgina à quitté la ville, elle m'a donné son ordinateur, Et cela avait un lien direct au serveur de Gossip Girl, les mots de passe, les logiciels, tout.
Georgina şehri terk ettiğinde bilgisayarını bana verdi ve doğruca "Dedikoducu Kız" sunucusuna bağlıydı şifreleriyle, yazılımıyla, her şeyiyle birlikte.
Mais je me demandais pourquoi Gossip Girl a été si gentille avec moi dernièrement.
Ama açıkçası merakta ediyordum acaba Dedikoducu Kız bana son zamanlarda neden bu kadar iyi davranıyor diye.
Tu crois que je joue avec ta culpabilité à propos de "Gossip Girl" sur certaines crème pour les yeux hors de prix?
"Dedikoducu Kız" suçluluk kartını aşırı pahalı bir göz kremi için kullandıracağımı mı düşünüyorsun?
X.O.X.O., Gossip Girl.
Öptüm. Dedikoducu Kız.
Gossip Girl. Elle l'a pris.
- Dedikoducu Kız, o aldı.
La vraie Gossip girl est revenue.
Gerçek Dedikoducu Kız döndü.
Je n'ai pas pensé que Gossip Girl volerait mon ordinateur avec tout ce qu'il y a dedans.
Dedikoducu Kız'ın her şey içindeyken bilgisayarımı çalacağını hiç düşünmezdim.
Mais je fais tout ce que je peux pour arrêter Gossip Girl d'en poster plus.
Ama Dedikoducu Kız'ın daha fazlasını yazmaması için elimden geleni yapıyorum.
Gossip Girl a le journal de Blair?
Dedikoducu Kız'da Blair'in günlüğü mü var?
Reste coupé de de Gossip Girl.
"Dedikoducu Kız" dan uzak dur, tamam mı?
Tu as vu Gossip Girl.
"Dedikoducu Kız" ı görmüşsün.
Parce que Gossip girl a posté une page du journal qui dit que n'ai jamais lu "Les heureux et les damnés" Alors j'ai fait semblant, pour obtenir le job.
Çünkü Dedikoducu Kız, "Güzel ve Lanetli" yi aslında hiç okumadığımı, sanki işi almak için okumuş gibi davrandığımı söyleyen bir günlük sayfası yayınladı.
Pas celles que tu as trouvées, mais c'était sur la page que je viens d'écrire et d'envoyer à Gossip Girl quand j'ai vu ton invitation.
Bulduğun günlüğümde değildi ama davetiyeni gördüğümde Dedikoducu Kız'a yazıp e-posta attığım sayfadaydı.
Gossip Girl fait remonter tout un tas de truc à la surface, et je voulais être sûre que tu n'étais pas blessé.
Dedikoducu Kız bir sürü şey yazıp duruyor ve incinmediğinden emin olmak istedim.
Donc tu pourras surement quitter Gossip Girl.
O zaman "Dedikoducu Kız" dan uzak durmalısın.
Tu as... tu as posté cette vidéo sur Gossip Girl?
Görüntüyü "Dedikoducu Kız" a mı gönderecektin?
X.O.X.O, Gossip Girl.
Öptüm. Dedikoducu Kız.
♪ Girl, you and me will make this last forever ♪
♪ Hatunum, sen ve ben bunu sonuna kadar sürdürürüz ♪
Vous devez comprendre, pour un esclave de pousser a girl- - highborn ce est la mort pour l'homme, une mort terrible.
Anlarsınız, bir kölenin asil bir kızı itmesi o adam için ölümdür. Berbat bir ölüm.
I don t drink, and I don t smoke but I give your girl a poke
Ne içkim var ne sigaram dayarım ama kızına.
I give your girl a poke
Dayarım kızına.
I give your girl a poke, I give your girl a poke
Dayarım da kızına, dayarım da kızına...
J'ai basé ma générosité sur le salaire d'une bonne, pas une call-girl de luxe qui apprécie les oeufs Fabergé.
Seni ücreti yüksek bir telekız olarak değil de sıradan bir otel hizmetlisi sanarak o kadar para teklifinde bulunmuştum.
Dit la call-girl russe qui est déportée pour fausse identité.
Dedi küçük Rus telekız, kimlik sahteciliğinden sınır dışı edilirken.
Baby girl, je t'ai aimée depuis qu'il y a une Union Soviétique. - et qu'un seul Damon Wayans. - Oh.
Bebeğim, seni Sovyetler Birliği ve tek bir Damon Wayans olduğu zamandan beri seviyorum.
When you get out, you so much as look back at me, you start to run away, you deviate from anything I tell you to do, and I swear to God your little girl dies, and it s gonna be your fault.
İndiğin zaman, devamlı arkana dönüp bana bakacaksın, eğer kaçmaya çalışırsan, dediklerimden saparsan dediklerimi yapmazsan, tanrı şahidim olsun küçük kızını öldürürüm, ve o da senin suçun olur.
Pour être acceptée, la call girl, désolé, l'hôtesse, requiert une combinaison de dons que je trouve divertissants pour les 57 minutes restantes de l'heure que je l'ai payée.
İşi kapması için, telekızın pardon, tele kadının para ödediğim bir saatin, geriye kalan 57 dakikasında kullanabilmek için kullanışlı ve eğlenceli bir takım yeteneklere sahip olması gerekir. Lenfositoz olabilir.
Tu m'en veux? Tu es l'étudiante sérieuse un peu décalée, et moi, la méchante pom-pom girl qui pique les garçons?
Benim bir seksen boyum, dalgalı saçlarım ve dolgun hatlarım yok diye yakışıklı bir erkekle ilişkim olamaz mı?
273 ) } – Une nouvelle pom-pom girl?
- Yeni bir amigomuz mu var?
Quelle est la différence entre lui, son ami, son usurier et la call-girl?
O adamin ortagindan, tefecisinden ve eskorttan ne farki vardi?
♪ You said hey girl... ♪
# "Hey, kız!" diye bağırdın #
Est ce que tu organises un service d'escort girl dans ce bar?
Bar dışında bir çeşit eskort servislerde çalışıyor musun?
Prends ca, yoga girl.
Bok ye, yoga hocası.
♪ See the girl who s become a joke ♪
* Görün maskaraya dönüşen kızı *
[Applaudissement] ♪ Fade in on a girl ♪
♪ Bir kızın sönüşü ♪
♪ When a girl gets curvy and the boys all drool ♪
♪ Bir kızın vücut hatları belirginleştiğinde erkeklerin salyaları akar ♪
♪ Fade in on a girl ♪
♪ Bir kızın belirmesi ♪
Marie a crée l'équipe de pompom girl.
Marie, amigo takımına girdi.
J'étais contente de n'être qu'une "Copa girl".
Ben yalnızca bir Copa kızı olduğum için mutluydum.
Même si le pauvre épouse Ronnie, la fille au fusil.
Zavallı adam bile bile "Ronnie the Bren Gun Girl" ile evleniyor.
♪ If he mad wile out go along good girl wilee out ♪
♪ If he mad wile out go along good girl wilee out ♪ Greg!
♪ If he out wile out right wun night girl stop wile out ♪
* If he out wile out right wun night girl stop wile out *
C'est magnifique! ♪ If he out wile out right wun night girl stop wile out ♪
Dostum bu mal bir harika!
Je fais de la natation au niveau national, du tennis, je peux courir 1 Km en 4 minutes. Je fais de la plongée... En gros je suis Super Girl, je peux tout faire.
Ben ulusal düzeyde bir yüzücüyüm, devlet düzeyinde tenis oynuyorum... dört dakikada bir kilometre koşuyorum, derin deniz dalgıcıyım, temelde süper kızım her şeyi yaparım.
Je sais, tu es Super Girl!
Evet evet, biliyorum, sen süper kızsın
Ici Gossip Girl..
Karşınızda Dedikoducu Kız.
Je t'avais demandé si tu portais des sous-vêtements sous ces sous-vêtements de pom-pom girl.
Evet.
Ce fut un honneur de vous rencontrer ce soir.
 ™ ş every little girl and boy â ™ ş â ™ ş even better when they wake up â ™ ş â ™ ş tomorrow Bu akşam sizinle tanışmak ve konuşmak benim için büyük bir onurdu.
Quelqu'un d'autre se sent comme une "bond girl"?
Benden başka Bond kızı gibi hisseden var mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]