Translate.vc / French → Turkish / Gradés
Gradés translate Turkish
223 parallel translation
Son nom figurera parmi ceux des plus braves gradés morts aux combats. Et je...
İsmi, saygıyla andığımız şehitlerimiz arasına yazılacak... ve ben...
aux matelots comme aux commandants... aux quartiers-maîtres, aux mécaniciens... aux gradés et aux sans-grade...
Alt güverteden üst güverteye kaptanlara, ikinci kaptanlara, makinecilere eli iş tutan sıradan denizcilere kazancılara, çıraklara, yamaklara marangozlara, yelkencilere ve gemi aşçılarına.
Je veux prendre quelques gradés.
Şu rütbelilerin bir fotoğrafını çekeyim.
Beaucoup de gradés dans le coin.
Etrafta bir sürü rütbeli var.
Tous les prisonniers non gradés, au travail!
Tüm er mahkumlar iş başına.
Goûté? Par l'homme en bas, celui qui porte les galons de goûteur... pour commandants et plus hauts gradés.
Aşağıdaki tadımcı çizgisi olan adam, sizin adamınızmış.
Vends-les aux gradés de la division.
Git subaylara sat.
- Voyez la cordialité qui règne chez nous entre les gradés et les hommes!
Evet Yüzbaşı, bu astsubay ile bizim aramızda ki farkı anlamışsındır. Biz erler, buna demokrasi diyoruz.
Il y a trop de gradés dans cette armée qui donnent de mauvais ordres.
Bu orduda yanlış emir alan bir sürü kişi var, adamım.
Tu marches avec les gradés?
Aptal yerine konmak mı istiyorsunuz?
Je dois me considérer comme étant en état d'arrestation, à moins qu'en présence des officiers supérieurs les plus gradés, je donne une réponse satisfaisante aux accusations que vous portez.
Kendimi tutuklanmış olarak düşünmeliyim. Üst düzey yetkililerin eşliğinde olmadığı sürece, suçlamalarına karşılık tatmin edici cevaplar getireceğim.
Les familles de tous les gradés ont été fusillées à la mitrailleuse.
Yüksek rütbeli subayların ailelerinin hepsi idam edildi.
Des hauts gradés de la police qui me font concurrence.
Bazı polisler... benim rakibim.
Tout cela disparaîtra et personne ne saura combien cela est embarrassant, excepté ces rusés de hauts gradés.
Bunların hepsi yok edilecek... Ve şaşkınlığımı bazı zeki... polis memurları dışında hiç kimse bilemeyecek.
Ta came vient du commissariat, de hauts gradés.
Malın emniyetten geliyor, hem de en tepedekilerden.
Les décisions difficiles sont le privilège des gradés...
Böyle zor kararlar rütbeyle gelen bir sorumluluktur Tuğgeneral.
Les gradés ont droit à certains privilèges.
Rütbe çeşitli ayrıcalıklar taşır.
n'allait peut-être pas à l'encontre de la politique des plus hauts gradés de la SS tant qu'elle n'interférait pas avec l'objectif du camp,
... en mühim soruyla yüzleştik hepimiz : ... "gizli detay" daki bizler için,... bu imha dalgasını durdurup hayatımızı kurtarmanın bir yolu var mıydı hâlâ?
Il va assassiner quelques hauts gradés de la brigade antiterroriste de ton pays.
Ülkedeki en yüksek rütbeli bazı antiterör birimi subaylarına suikast düzenleyecek.
Les gus aiment les rapports sur les gradés morts.
Bizimkiler subay hikayelerini severler.
Peu de gradés voient d'un bon oeil que le soldat fraie avec le terroriste.
Çok az subay teröristlerle ilişkisi olan askerlere hoşgörülü davranır.
L'année dernière, ils ont arrêté et incarcéré tous les gradés.
Geçen yıl yüzbaşı rütbesinin üstündeki herkesi tutuklayıp hepimizi hapse atmışlardı.
Organisez une conférence, avec les gradés uniquement.
Odamda bir toplantı ayarla. Tüm kıdemli mürettebat katılsın.
Les gradés doivent être ravis de reprendre la course.
Yukarıdakiler heyecanlanmıştır.
- Les gradés d'abord. - À vos ordres.
- Tepeden aşağı doğru yapacağız.
Des sénateurs, des haut gradés... des journalistes et même certains responsables du Dôme Terrien.
Senatörler, yüksek rütbeli askeri personel kitle iletişim araçları hatta bazı kuvvet komutanları.
J'ai un certain pouvoir sur les gradés.
İstasyon Komutasında bi parça nüfuzumu kullandım.
Vous avez peur de boire de l'alcool devant les gradés... et de vous laisser emporter?
Büyüklerin önünde gevşemekten çekiniyor olmalısın.
- Et nous, les petits, les obscurs, les sans-grades!
Peki ya benim gibi buraya toplanmış zavallı ve bitaplar?
Je ne fais pas attention aux grades...
Askeri rütbelere aldırış etmem.
Messieurs, l'une des satisfactions liées aux grades est de décrocher des promotions au combat.
Teşekkürler efendim. Beyler, orduda az sayıdaki zevklerden biri de... savaşta gösterilen başarıyla alınan terfilerdir.
Je reconnaissais les grades au ton de la voix.
Adamın sesinden rütbesini çıkaracak hale gelmiştim.
Je suis goûteur pour commandants et grades plus élevés.
Bu Binbaşıların özel tadımcısı olduğumuzu gösterir.
Alors, apprenez à reconnaître les grades.
Önce rütbeleri öğrensen iyi olur.
Tous les grades au-dessus de lieutenant dans l'abri!
Teğmenden kıdemli bütün subaylar sığınağa! Çabuk!
"Nous recommandons que les survivants du groupe dit des" douze salopards " voient leurs états de service amendés et que leurs anciens grades leur soient rendus. Quant aux parents de ceux qui furent tués, qu'ils soient avisés que ces derniers sont morts au champ d'honneur."
"On İki Kirli Adam olarak bilinen grubun operasyondan sağ çıkan üyelerinin sicillerinin silinerek göreve iadelerini ölenlerin yakınlarına ise şehit olduklarının bildirilmesini öneriyoruz."
Mais nous voulons reconquérir... les grades que nous avions.
Ama biz rütbelerimizi geri istiyoruz.
Le gouvernement aurait dû arranger le déménagement, comme pour les grades.
Keşke hükümete taşıtsaydım evi. - Subaylar için bunu yapıyorlar, biliyor musun?
L'académie militaire Davidson est fière de promouvoir les élèves suivants aux grades indiqués.
Davidson Askeri Akademisi nişan kazanan diğer öğrencileri de ödüllendirmekten gurur duyar.
Les grades ne comptent pas.
Burada rütbe olmayacak.
Pour les grades inférieurs, le mieux serait que vous vous rangiez par taille, les plus petits devant.
Düşük rütbeler boy sırası yapsın lütfen. Önce kısa boylular.
Veuillez donc vous ranger selon vos titres et grades en formant un rang perpendiculaire à l'entrée.
Kapıya doğru rütbe ve pozisyona göre... bir sıra yapın lütfen.
Tout à coup apparurent sur les marches quelques gradés SS, parmi eux le chef du camp, Schwarzhuber, qui leur avait donné sa parole d'officier SS qu'ils seraient transférés à Heydebreck.
Bu olay binanın içinde mi oldu? Binanın içinde, benim odamda. Bir lidere ihtiyaç olduğundan ve onun seçilmiş olduğundan da bahsettim.
Ôtez les insignes de vos grades.
Üniforma giyenler apoletlerini söksün.
Ce bataillon d'entraînement, les uniformes militaires, les grades militaires, je n'y comprends pas grand-chose. Mais en fait, c'est une école pour civils.
Eğitim taburu, bütün bu askeri üniformalar ve rütbeler insanın aklını karıştırıyor ve aslında bunun siviller için bir okul olduğunu insana unutturuyor.
Les grades des poetes sont bien connus :
" Hemen anlaşılır her şairin rütbesi.
Nous n'avons pas de grades, pas d'avancement.
Rütbemiz, terfiimiz yok.
Réunissez tous les gradés.
Tüm rütbeli polis memurlarını buraya çağırın.
J'ai du mal à comprendre cette obsession pour les titres et les grades, mais si quelqu'un mérite d'être promu, c'est bien vous.
Her ne kadar insansıların bu rütbe ve unvan takıntısını tam olarak anlayamasam da,... eğer terfi etmeyi hak eden biri varsa o da sensin.
Moi qui ai l'obsession des titres et des grades, je vous félicite, capitaine.
Rütbe ve unvan takıntılı biri olarak sizi tebrik ediyorum Kaptan.
Armes, véhicules, ennemis, leurs grades si possible.
Silah listeleri, araçlar, kötü adam sayısı, rütbeleri, her şeyi bilmeliyiz. Slov, Cortez, tarama yapabilir miyiz diye bakın.