English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Hadès

Hadès translate Turkish

385 parallel translation
De son regard mauvais il indique le royaume de Hadès.
Kanatlarını çırparken, hain hain gülen gözleriyle Hades'in genişleyen çukurlarına giden yolu işaret eder.
Avant cela, Homère disait que l'enfer est la demeure d'Hadès.
Ondan önce de Homeros'tan alınma bir tabirle... Hades'in evi denirdi.
Par Hadès, Adama!
Cehennem deliği, Adama!
Puis attends que Hadès s'énerve quand il entendra les réacteurs s'allumer.
- Sonra, o motorların ateşlendiğini duyana kadar bekle
Allons accueillir mon frère, Hadès.
İşte, kardeşim geliyor. Lord Hades.
- Bienvenue, Hadès.
- Hoş geldin, Lord Hades.
Va-t'en, Hadès.
Yıkıl karşımdan, Lord Hades.
Ce n'est plus comme un aigle dans le ciel, mais comme un ver dans la saleté qu'Hadès essaie de rejoindre l'Olympe.
Demek gökyüzündeki bir kartala karşı sürünen zavallı bir solucan gibi Lord Hades Olimpos'u geri kazanmaya çalışıyor.
- Envoyez-la dans l'Hadès!
Onu Hades'e yollayın.
Même Hadès est impuissant.
Hades hiçbir şey yapamazken mi?
Il a volé le casque d'invisibilité de Hadès et a semé la pagaille.
Her nasılsa Hades'in görünmezlik başlığını çalmanın yolunu buldu, ve onu Hades'i hapsetmek için kullandı ve bu yeri ters düz etti.
- Je dois parler à Hadès.
- Benim Hades'le konuşmam gerekiyor.
Le grand Hadès est-il devenu si faible qu'il ne peut pas faire ce petit geste pour sauver son royaume?
Harika Tanrı Hades, krallığını kurtarmak için bu küçük bir şeyi yapamayacak kadar güçsüz mü oldu?
Les mauvais ne peuvent rien contre Hadès, sans ce casque.
Görünmezlik başlığı olmadan, kötü ruhluların Hades'in üzerinde gücü yok. Hades herşeyi eskiden oldukları hale getirebilir.
Et si Hadès était en danger?
Peki ya Hades bunu başlık olmadan yapamazsa?
Hadès, tu es venu!
Hades, nihayet gelebildin.
Hadès, fais pas cette tête de mort. Fais la fête!
Hades, bu kadar aksi olma, kutlamalara katıl.
Si un dieu sent le roussi, c'est ce Hadès!
Kızdırmak istemeyeceğin bir tek tanrı varsa, o da Hades'tir.
Alors Zeus, l'orgueilleux vaincu, abdiquera et toi, Hadès, tu régneras!
Gururlu Zeus nihayet yenilecek. Ve kötü Hades hükümdar olacak.
Hadès est le maître!
Hükümdar Hades!
Hadès nous tuera quand il le saura.
Hades bunu öğrenince ikimizi de gebertecek!
Hadès ne put forcer le destin.
Herkül daha bebekken yapmıştı.
Hadès... furax!
Hades! Kızdı!
Badaboum! Hadès, roi des morts.
Ben Hades, Ölülerin Efendisi.
Le pacte d'Hadès est rompu.
Hades'in anlaşması bozuldu.
Tu peux encore arrêter Hadès.
Hades'i durdurabilirsin.
Je te jure, Hadès, quand je sortirai d'ici...
Yemin ederim Hades...
Ne t'installe pas encore, Hadès!
Hiç heveslenme Hades.
C'est le monde créé par Zeus, Athéna, Hadès et Poséidon!
Bu bizim yarattığımız dünya! Zeus, Athena, Hades, Poseidon!
Il fut le dieu du destin et père de Zeus, Héra, Poséidon et Hadès.
Kader tanrısı ve Zeus, Hera, Poseidon ve Hades'in babasıydı.
Dis-le à Hadès toi-même!
Neden ona sen kendin söylemiyorsun?
Hadès?
Hades mi?
Hadès m'a dit qu'on n'a pas conscience d'être mort dans l'Elysée.
Hades, cennet bahçelerindeyken, ölmüş olduğunu bile bilmediğini söyledi.
- On peut se cacher à l'infini, Hadès.
Onları ebediyen savuşturabiliriz, Hades.
Arès et Hadès, cher frère bien-aimé. - La Mort ne fait pas de distinction.
Ares, ve sevgili kardeşim, Hades, ama biliyorsunuz ki, Ölüm'ün doğasında ayrımcılık yoktur.
Ils l'ont fait chier, ont fait de sa vie un Hadès.
Onula oynamışlar, hayatını cehenneme çevirmişler.
Dis à Hadès de se préparer.
Hades'e hazırlanmasını söyle.
Maintenant qu'Hadès n'est plus là, la sécurité au royaume des morts s'est relâchée.
Hades ile yandaş olunca... Yer altı güvenliği oldukça kolay oldu.
Hadès. Un... deux... trois...
Hades... 1 hippopotamus, 2 hippopotamus, 3 hippopotamus, 4...
Et alors, Seigneur Hadès, le monde sera à nous.
Ve sonra Lord Hades, Dünya bizim olacak.
Il y a bien longtemps, au début de l'humanité, Hippolyta, ma mère, est tombée amoureuse du dieu Hadès.
Uzun zaman önce, kadim zamanlarda, annem Hippolita bir tanrıya aşık oldu.
Hadès conclut un infâme marché avec ses rivaux.
Hades düşmanla hain bir anlaşma yaptı.
Hadès trompa ma mère pour qu'elle ouvre les portes de l'Olympe aux Titans.
Hades istilacı Titanlara Olimpos'un kapılarını açması için annemi kandırdı.
- Hadès.
- Hades.
Hadès?
Hades.
Hadès?
Hades!
- soit tu le dis à Hadès. - J'ai une idée.
- Bir düşüncem var.
- J'ai aidé Hadès une fois.
Daha önce, Tartarus'ta Hades'e yardım etmek için kullanmıştım.
Hadès!
Hades.
Athéna, on a trouvé Hadès pour toi.
Athena, arayışına son verebilirsin.
Hadès.
Hades.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]