English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Hallucinations

Hallucinations translate Turkish

1,121 parallel translation
II a des hallucinations!
Vur ona Mike!
Tu ne vois jamais rien d'autres dans tes stupides hallucinations.
Saçma sapan halüsinasyonlarında bunlardan başkasını görmüyorsun!
- Parce que quand vous avez parlé de meurtres sur les cassettes, J'ai pensé qu'il s'agissait juste d'hallucinations
- Çünkü teybe cinayetleri anlattığında onların sadece halüsinasyon olduğunu varsaymıştım.
Plus d'hallucinations?
Artık halüsinasyonlar yok mu?
Donnez-mo ¡ la liste déta ¡ liée... de toutes vos hallucinations.
Neden bana bütün bunlar hakkında detaylı bir liste hazırlamıyorsun? Şimdilik bunlara halüsinasyon diyelim,
Je souffre d'hallucinations sporadiques.
Düzensiz halüsinasyonlar görüyorum.
Le conseiller Troi vient d'être victime de curieuses hallucinations.
Danışman Troi az önce çok rahatsız edici bir halüsinasyon gördü.
Les hallucinations de Troi.
Troi'un halüsinasyonları.
- Des hallucinations?
- Halüsinasyondan mı söz ediyoruz?
Des hallucinations, des cauchemars?
Halüsinasyon, ya da kabus var mı?
Certains ont des hallucinations.
Bazı kişiler halüsinasyon görebilir.
Rita dit que vous avez des hallucinations.
Doktor tavsiye etmemi istersen Rita sanrılar gördüğünü söylüyor Peter.
De quel genre d'hallucinations suis-je atteint?
Durun biraz doktor. Ne tür sanrılar gördüğümü söylüyor?
Les victimes souffrent de délires, de démence multivisuelle, d'hallucinations.
Hastalar, paranoyak sanrılardan, birden fazla mikro kanamalı enfarktın yol açtığı unutkanlıktan, halüsinasyonlardan...
D'hallucinations?
Halüsinasyon mu?
Quel genre d'hallucinations?
Ne tarz halüsinasyonlar?
Des hallucinations somatiques, tactiques, visuelles, accompagnées d'hystérie psychogène.
Hastalar psikojenik isterinin eşlik ettiği fiziksel, dokunsal... ve görsel halüsinasyonlar tanımlıyorlar.
Je pensais que j'avais des hallucinations, que j'avais la psychose du téléporté.
Halüsinasyon gördüğümü sandım, bir anda... ışınlanma psikozuna yakalandığımı sandım. Ama artık gerçek olduğunu biliyorum.
Revoila mes hallucinations.
Halüsinasyonlar geri döndü.
Je n'ai jamais pensé à nous comme des hallucinations. - Moi non plus.
Kendimizi hiç halüsinasyon olarak düşünmemiştim.
des hallucinations.
Geçici olarak halüsinasyon görmene neden oluyor.
A son arrivée, il délirait et avait des hallucinations auditives.
Getirdiklerinde oldukça hırçınmış. Hayaller görüyor ve sesler duyuyormuş.
Les crises de violence s'intensifient. Hallucinations.
Şiddete yönelmeye ve halüsinasyonlar görmeye başladı.
pourquoi ne m'avez vous pas dit pour ces autres hallucinations que vous avez eues?
Neden bana gördüğün şu diğer hayallerden bahsetmedin?
Ni chair de poule ni hallucinations.
Ürperme yok, sanrılamak yok.
Est-ce que les Vulcains ont signalé des hallucinations?
Volkanlılar raporlarında halüsinasyonlardan bahsetmişler mi?
Il paraît que sur Balosnee, les harmonies apaisantes de la marée engendrent des hallucinations des plus stimulantes.
Bana, Balosnee'deki gelgitlerin yatıştırıcı harmonilerinin en tahrik edici halüsinasyonlara sebep olduğu söylendi.
C'est vrai que les machines n'ont pas d'hallucinations.
Haklısın, makineler halüsinasyon göremezler ;
S'exposer longtemps à la chaleur, provoque des hallucinations.
Isının etkisine uzun süre maruz kalmak, sanrısal bir etkiye neden oluyor.
Vous sortez de votre phase d'hallucinations.
Sanrısal durumundan çıkmaya başlıyorsun.
D'hallucinations?
Sanrı mı?
Je ne trouve pas de cause d'hallucinations.
Halüsinasyonlara neden olabilecek hiçbir şey bulamıyorum ;
Je ne veux pas être à la merci de ces hallucinations.
Artık daha fazla bu halüsinasyonların insafına kalmak istemiyorum.
Max a sûrement des hallucinations.
Büyük ihtimalle Max, halüsinasyonlar gören birisi.
Je n'ai rien trouvé qui soit générateur d'hallucinations ou d'altérations psychiques.
Halüsinasyon veya psikojenik tepkimeye yol açacak hiçbir şey bulamadım.
Vous me croyez sénile, sujet à de graves hallucinations.
Bunadığımı sanıyorsun, bütün bunların hayal olduğunu.
Avez-vous été sujette à des hallucinations, Mlle Langenkamp?
Hiç hayali olaylar görür müsünüz Bayan Langenkamp?
Je peux augmenter la dose de métazine, mais il aura des hallucinations.
Metazin dozunu arttırabilirim ama sanrılar görmeye başlar.
Avez-vous déjà eu ce genre d'hallucinations?
Daha önce hiç halüsinasyon görmüş müydün?
Les hallucinations reflètent souvent nos angoisses latentes.
Halüsinasyonlar sık sık gizli kaygıları yansıtır.
J'aimerais savoir d'où viennent ces hallucinations.
Keşke bu halüsinasyonların ne anlama geldiğini bilseydim.
Non, mais j'ai des hallucinations.
Onlar rüya değil. Halüsinasyon.
Timor est convaincu que mes hallucinations ont un rapport avec l'un de mes hôtes précédents.
Timor halüsinasyonlarımın önceki konukçularımdan birisiyle ilgili olduğuna inanıyor.
C'est ce qui a provoqué mes hallucinations.
Halüsinasyonumu tetikleyen de bu oldu.
En fait, dans mes hallucinations, vous étiez tué.
Aslında, halüsinasyonumda öldürüldün.
Cet homme a des hallucinations. Mais il n'a pas l'air d'y croire vraiment.
Bu adamın batıl inançları var, ama nedense, kendi haklarına inanmıyormuş gibi bir izlenime kapıldım.
Mais ça peut causer des hallucinations, ce dont souffre une de vos patientes.
Ama küçük miktarları bile halüsinasyonlara neden olabilir. Aynen, şu anda bir hastada görüldüğü gibi.
Je sais. Quand un chaman se drogue, il a des hallucinations et les interprète.
Şaman, bir çeşit sarhoşluk yaşar, düşler ve halüsinasyonlar görür, ve onları yorumlar.
Assez parlé des hallucinations de cette femme.
Ben bu kadının saçma laflarını dinlemiyorum.
Pas d'hallucinations?
- Hiç halüsinasyonlar görmez miydi?
Une stimulation électrique du lobe occipital crée de simples hallucinations.
- Oksipital lobun elektrikle uyarılması görsel ve işitsel halüsinasyonlar yaratıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]