Translate.vc / French → Turkish / Hank
Hank translate Turkish
5,724 parallel translation
Teddy. - Eh, Hank.
- Selam, Teddy.
- C'est quoi ce bordel?
- Hank, ne yapıyorsun?
Hank, tu écris l'épisode trois.
Hank, üçüncü bölümü sen yazıyorsun.
Hank, tu écris l'épisode trois.
- Hank, üçüncü bölümü sen yazıyorsun.
- Hank, épisode trois.
- Hank, üçüncü bölüm.
- Casse toi, Hank.
- Siktir git Hank.
Ok, ok. Hank! Hank, Hank.
Hank!
Oh, celui qui représente l'actrice que Hank a doigté?
Hank'in parmakladığı oyuncunun menajeri.
Hank m'a fait me presser.
- Unuttum. Hank acele ettirdi.
Ne peux-tu pas être patient, Hank?
- Harika olmuş. Neden biraz sabırlı olmuyorsun, Hank?
Qu'est-ce que tu veux Hank?
Ne istiyorsun Hank?
Et c'est une perte de temps, c'est la vie, Hank.
Ve bu zaman kaybı çünkü, hayat böyle Hank.
Tu n'as pas le temps de penser à moi, Hank.
Beni düşünmeye zamanın yok Hank.
Bonne nuit, Hank.
- İyi geceler Hank.
- Merci, Hank.
- Teşekkürler Hank.
Rermerciez Hank.
Hank'e teşekkür et.
- Attend. Hank peut venir?
- Hank de gelebilir mi?
Je pense qu'il a mieux à faire.
Eminim Hank'in yapacak daha önemli işleri vardır.
Allez, Hank. sois pas rabat-joie.
Hadi ama Hank. Oyunbozanlık etme.
- Merci, Hank.
- Teşekkürler, Hank.
Je suis désolé, Hank.
Üzgünüm Hank.
Je suis sûr que je peux avoir Hank pour une autre série.
Hank'i başka bir diziye aldırabileceğime eminim.
La vrai question est, qu'est qu'il arrive à Hank Moody?
Aynen. Asıl soru, senin için sırada ne var Hank Moody?
C'est d'Hank qu'on parle, pas vrai?
Hank'ten bahsediyoruz.
C'est ta vie, Hank Moody.
Bu senin hayatın Hank Moody.
Fais preuve de prudence, Hank.
Dikkatli ol Hank.
Je suis ruiné, Hank.
Çok kırıldım, Hank.
Il disait que Hank s'en occuperait.
Hank'in bunu ödeyeceğini söyledi.
- Bonjour, Hank?
- Selam, Hank?
Il n'y a rien à régler, Hank.
Düzeltilmiş hiçbirşey yok, Hank.
Hank, je crois que la dame vous a demandé de partir.
Hank, sanırım hanımefendi sana çıkmanı söyledi.
Vous êtes très grossier, Hank.
Çok kabasın, Hank.
Il se peut que ne sois pas content de toi, là tout de suite, Hank, pour une quantité de putains de raisons valables, mais je suis trop professionnel pour laisser cette merde influencer ma lecture.
Seni memnun etmemiş olabilir, Hank, lanet iyi nedenlerden biraz çeşitlilik, ama ben fazla profesyonelim bu boktan şeyi okumak için.
Enchanté, Dentiste Dan.
Memnun oldum, dişsel Dan. Hank.
Vous voulez venir dans mon bureau, Hank?
Odama geçelim, Hank?
J'avais hâte de vous rencontrer Hank.
Eveet, seninle tanışmayı çok istiyordum, Hank.
Hank, et...
Hank, ve, ıım...
Je ne voulais pas devenir astronaute quand j'étais petit, Hank.
Ben büyüdüğümde astronot olmak istemedim, Hank.
Écoutez, ne... s'il vous plait ne lui donnez pas trop d'espoir avec ce truc de comédie, Hank, d'accord?
Lütfen sadece onun oyunculukla ilgili umutlarını kırma, anlaştık mı, Hank?
J'ai ramené Hank à sa copine, et je ne voulais plus me retourner et repartir sur la route avec l'autre couillon.
Hank'i hatununa bırakmak için döndüm ve geri dönmek istemediğimi düşündüm ve kaldım bu soktuğum yerinde
Hank m'a inspiré de prendre soin de l'amour de ma vie.
Hank kendi işime bakmam için bana ilham verdi.
Ouais, comment ça a tourné pour Hank?
Eee, Hank'in işler nasıl gitti?
Hank m'a dit de dire ça.
- Oh. - Hank öyle yapmamı söyledi.
Merci beaucoup, Hank.
Çok sağolasın, Hank.
Mitch, Chuck.
Mitch, Chuck. Hank.
Hank. Non, ce sont des noms de joueurs de base-ball.
Hayır, bunlar beyzbol oyuncularının isimleri.
Comment tu vas?
- Selam, Hank.
Hank...
Hank...
Viens, Hank.
Hadi, hadi Hank.
- Allez, Hank.
- Hadi Hank.
- Allez, Hank!
- Hadi Hank!