Harrington translate Turkish

Mon père, le colonel Harrington.

Bu babam, Albay Harrington.

Premièrement, cet homme est le colonel Harrington, un homme important dans l'industrie du pétrole.

Bir defa o adam, Albay Harrington ve o çok ünlü bir petrolcü.

Un Harrington ne connaît pas la défaite.

Bir Harrington, yenilginin ne anlama geldiğini bile bilmez.

Je ne sais pas si vous avez remarqué, mais avec votre accord, j'allais... Je voulais demander à mademoiselle Harrington, je veux dire, à votre fille de m'épouser.

Fark ettiniz mi, bilmiyorum ama eğer sizce bir sakıncası yoksa..... benim niyetim, Bayan Harrington'a..... yani kızınıza... evlenme teklif etmek.

Harry Harrington, sa fille Jean et un troisième parti, Gerald. Joueurs de cartes ;

"Yakışıklı Harry" Harrington, kızı Jean ve Gerald diye bilinen üçüncü kişi.

Il y a 2 ans, vous avez fait un article sur l'affaire Harrington.

İki yıl önce, Ekim 17'deki köşe yazınıza bir kitap eleştirisi kaleme alarak başlamıştınız....... ancak köşe yazınızın sonunda, Harrington cinayetinden söz etmeye başladınız.

Selon vous, Harrington fut tué d'un coup de fusil.

Harrington'ın, saçma dolu bir av tüfeğiyle vurularak öldürüldüğünü yazmıştınız.

Harrington fut tué à l'aide d'un objet contendant.

Ama aslında, Harrington bir demir parçasıyla öldürülmüştü.

Et aucune lumière ne fut plus éblouissante qu'Eve Harrington.

Ve gözleri Eve Harrington'dan daha fazla kamaştıran bir ışık olmadı.

Il a produit la pièce qui a valu à Eve Harrington le prix Sarah Siddons.

Eve Harrington'a Sarah Siddons Ödülü'nü kazandıran oyunun yapımcısı.

Mesdames et messieurs, pour ses prouesses théâtrales, le prix Sarah Siddons...

Bayanlar baylar, tiyatroda üstün başarı ödülü.. Sarah Siddons Ödülü'nün sahibi Bayan Eve Harrington.

Eve Harrington.

Eve Harrington.

Margo, voici Eve Harrington.

Margo, bu Eve Harrington.

- Bonsoir, Mlle Harrington.

- Merhaba Bayan Harrington.

Harrington.

Harrington.

Voici Eve Harrington.

Bu Eve Harrington.

- Eve Harrington.

- Eve Harrington.

Eve n'a jamais, par ce qu'elle a pu dire ou faire, indiqué autre chose que son adoration et sa joie de nous savoir amoureux.

Eve Harrington ne bir bakışla, ne bir düşünceyle, ne de bir sözle sana olan.. .. hayranlığının ve aşkımızdan duyduğu mutluluk dışında hiçbir imada bulunmadı.

- Mlle Caswell, Mlle Harrington.

- Bayan Caswell, Bayan Harrington.

Engage Eve Harrington dans ton bureau.

Eve Harrington'a ofisinde bir iş ayarla.

Je parle de votre nouvelle doublure, Mlle Eve Harrington.

Yeni ve hamile olmayan yedeğinden söz ediyorum. Bayan Eve Harrington.

Eve Harrington sera l'un d'eux.

Eve Harrington onların arasında olacak.

Bonjour. Pourriez-vous me passer Mlle Harrington?

Lütfen Bayan Eve Harrington'u telefona çağırabilir misiniz?

.. "je lève mon chapeau, resté dernièrement solidement ancré sur ma tête, à Mlle Harrington."

" Ve bu kadar sezondur kulaklarıma kadar sıkı sıkı.. .. kafama geçirdiğim şapkamı, Bayan Harrington için çıkarıyorum.

"Mlle Harrington a beaucoup à dire et nous rapportons fidèlement ses propos sur l'habitude lamentable qu'ont nos théâtres de permettre à des actrices mûres d'interpréter des rôles exigeant une jeunesse dont elles n'ont qu'un vague souvenir."

.. tiyatromuzda olgun oyuncuların gençlik ve dinçlik gerektiren rolleri.. .. oynamaya devam etmeleri adetinin hatırlanacağı.. .. ama belli belirsiz hatırlanacağına olan inancını duyuruyor. "

"Sur la répugnance qu'ont ces grandes dames indélogeables à encourager de plus jeunes actrices et sur les difficultés rencontrées par Mlle Harrington."

"Sahnelerin gedikli kraliçelerinin anlaşılabilir gönülsüzlüğüne karşı.. .. Bayan Harrington'un desteklenmeyen fırsat mücadelesi.. .. genç oyuncuları cesaretlendirmeli."

Tu n'as qu'à me soumettre tout ce qui la concerne, à l'avenir.

Bayan Eve Harrington'un müstakbel isteklerini de bana havale et.

Il paraît que ta doublure, une Mlle Harrington, a donné sa démission.

Ne geceydi ama. Yedeğin, Bayan Harrington, istifasını vermiş.

Je suis la voisine d'Eve Harrington.

Eve Harrington'ın karşısında kalıyorum.

- Mlle Harrington vous a dit d'appeler?

- Aramanızı Bayan Harrington mı söyledi? - Hayır.

Vous ne vous appelez pas Eve Harrington, mais Gertrude Slescynski.

İlk olarak, adın Eve Harrington değil. Gertrude Slescynski.

- Félicitations, Mlle Harrington.

- Tebrikler Bayan Harrington.

- Mlle Harrington...

- Bayan Harrington.

Vous savez, les clubs Eve Harrington, dans la plupart des lycées?

Çoğu kız lisesinde bulunan Eve Harrington Kulübü'nü biliyor musunuz?

Mlle Harrington se repose, M. DeWitt.

Bayan Harrington dinleniyor Bay DeWitt.

Mlle Harrington a oublié ceci dans le taxi.

Bayan Harrington ödülünü takside unutmuş.

- Demandez à Mlle Harrington comment faire.

- O zaman Bayan Harrington'a sor.

Mlle Harrington sait tout à ce sujet.

Bayan Harrington nasıl alınacağı hakkında herşeyi biliyor.

Un chauffeur de taxi.

Sadece bir taksi şöförü Bayan Harrington.

Bien sûr, Mlle Harrington.

Elbette Bayan Harrington.

Amenez-les.

İçeri getirin, Harrington.

J'habite au 61 A, Charrington Gardens.

- 61-A Charrington Gardens. - Harrington mı? - Hayır.

Vous souvenez-vous du chauffeur du domaine Harrington?

Harrington malikanesindeki şoförü hatırlar mısın?

Je suis le professeur Harrington.

- Kim çağırıyor diyeyim? Profesör Harrington. Çok acil olduğunu söyle.

Harrington.

- Profesör Harrington'ın asistanıyım. - Nasılsınız?

C'est chez le professeur Harrington.

Peki kontrol edebilir misiniz? Profesör Harrington'un evi.

Harrington n'a donc pu venir...

Profesör Harrington'un gelemediğini söylemiştin.

On a trouvé Harrington mort ce matin.

Profesör Harrington bu sabah ölü bulundu.

Harrington est mort électrocuté.

Hemen çıkarım. Polis Profesör'ün elektrikle öldürüldüğünü söylüyor.

arnaques, pétrole, mines et fausse monnaie. Harrington : Docteur Herscher,

Profesyonel kumarbazlar.

Ecoute.

" Bayan Harrington'un söyleyecek çok şeyi vardı, ve bu köşeden onun..