Translate.vc / French → Turkish / Haunt
Haunt translate Turkish
26 parallel translation
Nous placerions bien un autocollant, mais nous ne voulons pas que l'autocollant revienne te hanter Il veut que nous placions un autocollant.
We'll put a sticker up, we just don't want the sticker to come back to haunt you.
"Les tentacules argentées de la lune me hantent..."
"The siIver tentacIes of the moon's rays haunt me...."
- Le Old Haunt? Allons, ce bar est une légende.
Sakın bana'Old Haunt'a hiç gitmediğinizi söylemeyin.
Et vu l'emplacement du Old Haunt, une scène de crime près de l'East River.
Ve böylece Old Haunt, potansiyel suç mahallimiz oluyor. Nehire sadece iki blok mesafede.
Le Old Haunt est le dernier représentant des fières institutions en lutte contre l'impitoyable embourgeoisement.
'The Old Haunt'ölmüş nesillerimizin... hatırası, muhteşem... geçmişimizin bir simgesi.
Le Old Haunt m'a rappelé l'importance de la culture des bars dans cette ville.
Old Haunt bana bu şehir için... bar kültürünün ne kadar önemli olduğunu hatırlattı.
Non, la petite bagarre au Old Haunt il y a deux semaines. Le Old Haunt!
Hayır. 2 hafta önce Old Haunt'ta yarattığın... kargaşa yüzünden peşine düştük.
C'est là que j'étais hier soir!
'The Old Haunt'! Dün gece oradaydım.
Allez au Old Haunt et vérifiez ses comptes.
- Neden Old Hount'a gidip... Donny'nin defterlerine bir göz atmıyorsunuz?
Il aurait pu se faufiler jusqu'au Old Haunt?
Orada ikinizi atlatıp kaçabileceği bir yol yok, tabi Old Haunt'a çıkmadıysa?
C'est personne du Old Haunt ni de nos fichiers.
Old Haunt'takilerden birine ait değil sistemde de kaydı yok.
Il a fallu 70 ans pour dénicher les tunnels du Old Haunt. Et notre tueur trouve un autre passage. Comment?
Old Hount'ın altındaki o tüneller... yaklaşık yetmiş yıllık, ama katilimiz başka bir giriş bulmuş?
Ça pourrait être le Old Haunt?
Şu küçük kutu Old Haunt'ın olduğu yer mi?
Que va-t-il arriver au Old Haunt?
Şimdi o yere ne olacak? Old Haunt ne olacak?
À votre place, je ne m'inquièterais pas.
Old Haunt için hiç endişelenmiyorum.
J'ai trouvé un nouveau chemin pour aller au Old Haunt en 8 minutes.
Bizi Old Haunt'a 8 dakikada götürecek bir yol buldum. Biraya ne dersin?
Come back and haunt me
* Geri gel ve hiç aklımdan çıkma *
SO MAYBE I WON'T LET YOUR MEMORY HAUNT ME I'LL BE SLEEPWALKING WITH THE LONELY IF YOU'RE TAKING ME HOME
d SO MAYBE I WON'T LET YOUR MEMORY HAUNT ME d d I'LL BE SLEEPWALKING WITH THE LONELY d d IF YOU'RE TAKING ME HOME. d d TELL ME IF I'M BACK ON MY OWN d
Si on allez tous au "vieux repère"? C'est ma tournée.
- Old Haunt'a gitmeye ne dersiniz?
Tiens... je paierai la première tournée
- Şöyle yapalım, Old Haunt'taki ilk içkiler benden olsun.
- au Old haunt. - Désolé, les gars.
- Kusura bakmayın çocuklar bu gece gelemem.
- Le Old Haunt.
'The Old Haunt'-'The Old Haunt'?
Bienvenue au Old Haunt, les amis.
'Old Haunt'a hoşgeldiniz, arkadaşlar.
Le Old Haunt n'était pas rentable, voire en déficit.
Old Haunt da zar zor ayakta kalıyormuş,
Au Old Haunt.
Old Haunt'ta.
Old Haunt?
Ee, Old Haunt'a gidelim mi?