English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Hermès

Hermès translate Turkish

151 parallel translation
Hermès! Occupe-toi d'elle.
Bu kızla ilgilen Hermes.
Tu lui dis la bonne aventure, Hermès?
Partinizi bozduğum için kusura bakmayın. Ona geleceğini mi anlatıyorsun?
Merci, Monsieur. Je m'appelle Hermès.
- Çok teşekkür ederim.
Où? Tu entends, Hermès?
Görüyor musun Hermes?
Hermès... C'est lui.
Hermes, bu o.
Regarde! Hermès aussi est là.
Hermes de geldi.
Je te demande la charité, Hermès.
Senden merhamet diliyorum Hermes.
- Hermès.
- Hermes...
Non, je dis que c'était la statue du dieu Hermès.
Hayır, bu heykel Tanrı Hermes'e ait diyordum.
- Je te salue Hermès.
- Selam sana Hermes.
Nous avons demandé à Hermès de t'amener ici.
Buraya getirilmeni biz istedik.
Zeus, Hermès,
Zeus, Hermes,
Valeureux, courageux Hermès qui as quitté ta terre pour faire de la mer ton foyer. Tu nous manqueras.
Denizi evi yapabilmek için babasının topraklarını terk eden cesur ve güçlü Hermes, seni özleyeceğiz.
Créature d'Aphrodite et d'Hermès,
Hermaphrodite. Sana yalvarırım, kahramanım.
Hermès...
Quadragesino Savaşı'nın bahtsız kahramanı için hürmetlerimi iletirim.
Je veux ajouter le Tian An Men, le Sutherland et le Hermès, qu'ils soient prêts ou non.
Tian An Men, Sutherland ve Hermes'i hazır olsalar da olmasalarda eklemek istiyorum.
Le foulard vient de chez Hermès.
Eşarp, Hermes marka.
Et le joyeux Hermès, patron des voleurs.
Ve neşeli Hermes, tanrıların düzenbazı.
Je me suis couchée là en offrande à Hermès, pour qu'il m'envoie quelqu'un qui se rend à Amphipolis. Et te voilà.
Ben burada yatmış büyük Hermes, yolcuların tanrısına yolu Amphipolis'e düşen birini yollaması için yalvarıyordum.
Elle avait la force d'Arès et la rapidité d'Hermès. Xena!
- Ares'in gücü ve Hermes'in ( Tanrılar'ın habercisi ) hızıyla dövüştü.
Hermès, elles sont divines!
Hermes, ne güzel çiçekler.
Tu peux toujours avoir d'autres enfants Mais Hermès a seulement fait ce motif une seule fois.
Her zaman başka bir çocuk yapabilirsin ama Hermes sadece bunu sadece bir kez yaptı.
Mais j'aurais préféré Apollon ou Hermès.
Yine de ben Apollo'yu tercih ederdim, ya da- - ya da belki Hermes'i.
Hermès avec ses pieds ailés?
Afedersin? Hermes mi? Ayakları kanatlı olan?
C'est la coutume en Génovia d'attacher ses invités avec des écharpes Hermès?
Cenova'da yemeğe gelen konukları eşarpla bağlamak geleneksel midir?
Hermès veut dire "lenteur" en français?
Biraz acele edebilir misiniz?
Hermès.
Birkin.
Parlant de détails, la publiciste de chez Hermès m'a appelée et m'a dit que ma publiciste lui avait hurlé "putain" 12 fois.
Madem kısa kesiyoruz, Hermes'in halkla ilişkiler müdürü ona en az 12 kere küfrettiğini söyledi.
J'aurais cru que le casque d'Hermès serait plus léger.
Bu Hermes kaskını biraz daha hafif olduğunu düşünüyordum.
Ca doit être le casque d'Hermès!
Hermes kaskı olmalı.
Pourquoi veut-elle que je surveille le casque d'Hermès?
Neden Hermes kaskını bende bıraktı?
- Non, voilà le casque d'Hermès.
O değil. Hermes kaskı burada.
Et où est le casque d'Hermès?
O zaman Hermes kaskı nerede?
Expulsons-les maintenant ou ils iront si profondément... que même les célèbres pruneaux d'Hermès ne pourront les déloger.
Eğer kurtlardan şimdi kurtulmazsak, çok derine yerleşecekler o zaman Hermes'in meşhur erik kuruları bile onları çıkaramaz.
Un portefeuille Hermès appartenant à Charles Lambert contenant 1 000 francs français, 1 500 marks,
Charles Lambert'e ait bir cüzdan içinde 1,000 Fransız Frangı,
Bensonhurst! J'emmerde les femmes de l'Upper East Side avec leurs écharpes Hermès et leur artichaut à 50 dollars de chez Balducci.
Hermes eşarpları olan ve Balducci'den $ 50'a enginar alan Üst Doğu Yakası kadınlarının canı cehenneme.
Comme le caducée, la baguette d'Hermès, le messager des dieux.
Bir çeşit eskülap. Bilirsin Hermes'in asası, tanrıların habercisi.
Elle était dans un coffret Hermès.
Hermes kutusundaydı.
- Hermès!
- Hermes!
- C'est Hermès.
- Hermés'ten.
Montre-bracelet Hermès, 230 000 yens. ( 1 800 euros )
( Hermes kol saati, 230,000 Yen. ) [2090 $]
si tu veux dormir dans la tente ce soir... ... tu es invité à te joindre à moi et Hermès pour un peu de mamours "entre amis".
Bender, bu gece çadırda uyumak istersen "Sadece arkadaşız" oynaşmasında ben ve Hermes'e katılabilirsin.
Non, je parle de votre sac Hermès Birkin.
Hayır. Sende Hermès Birkin çantası var. Bu çantaya bayılırım!
Le sac Hermès Birkin!
Hermès Birkin çantası! İki senedir...
- "Er", Hermès.
Mujuuryou-you jiku-uke.
En partie, pour protéger votre petit cul sapé d'Hermès et de Façonnable.
Senin hermés giymis sk kçn korumak için.
C'est un Hermès.
Bu Hermes marka.
Hermès?
Hermes mi?
Une Ava Moore a un solde impayé chez Hermès, à Vienna, en Virginie.
Ava Moore'un Viyana-Virjinya'daki Hermes mağazasında... dikkat çeken bir hesap hareketi var.
Hermès.
Hermés.
Merci, Hermès.
Teşekkür ederim Hermes

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]