Translate.vc / French → Turkish / Hindi
Hindi translate Turkish
2,033 parallel translation
De la dinde, c'est un bon choix.
Hindi. Doğru seçim.
Poitrine de bœuf. Pain de dinde.
Çavdarlı Briscott'umuz var, çavdar ezmesi ve hindi eti var.
Je ne pouvais plus avaler de dinde sans penser à toi à l'intérieur de moi.
Seni içimde düşünmeden bir lokma hindi daha yiyemiyordum.
- T'es jamais allé au Viêt-Nam sale menteur.
O bok çukuru bizim limanda sanırım. - Sen asla Vietnam'a gitmedin seni korkak hindi.
Tu viens de me traiter de menteur?
Sen bana az önce korkak hindi mi dedin? Hayır.
Je suis sûr que tu m'as traité de menteur.
Korkak hindi dedin, çok iyi duydum.
Tu dépasses les limites, mec!
Korkak hindi, çizginin ötesine geçiyor adamım!
C'est qui le menteur maintenant?
Şimdi söyle bakalım kimmiş korkak hindi? Dolu değildi!
Regardez! Je t'ai traité de menteur.
Evet sana korkak hindi dedim.
J'aurais dû prendre une dinde plus grosse.
Daha büyük bir hindi almalıydım.
On recouvre un crâne avec de la dinde.
Bir kafatasını, hindi etiyle kapladık.
Alors félicitations, vous avez une dinde.
Eline sağlık, bizden hindi kazandınız.
Encore de la dinde?
Yine mi hindi?
Veux-tu du pain de viande à la dinde?
Hindi köftesine ne dersin?
Mais je vais faire une prière de Noël, Peut-être Que les enfants gouteront à la dinde.
En azından bir Noel çocuklarım hindi yiyebilsin diye dua ediyorum.
Ce soir, on mangera un rôti de dinde et une tarte aux pommes pour dessert.
Bu akşam yemekte kızarmış hindi var. Tatlıysa elmalı turta.
La dinde!
Hindi zamanı!
Dinde, dinde, dinde, dinde.
Hindi, hindi, hindi, hindi.
Que fait cette dinde à côté de sa tête?
Niye kafasında hindi var?
Après un infarctus du myocarde, une hernie discale et une attaque à la dinde surgelée, accepte une bière.
Bence bir kalp krizi, bir bel fıtığı.. .. bir de dondurulmuş hindi saldırısından sonra en azından bir bira içmeye çıkmalıyız.
C'est lui qui a importé les kebab ici.
Hindi'ye turkey adını o verdi. *
Tu as honte de parler l'Hindi?
Hintçe konuşmaya utanıyor musun?
Désolé, monsieur, je suis né en Ouganda, j'ai étudié à Pondichéry... donc je suis un peu lent en Hindi.
Üzgünüm, efendim, ben Uganda'da doğmuşum, Pondiçeri'de eğitim aldım. Hintçem biraz yavaştır.
Pour impressionner Virus, il avait fait faire son discours par le bibliothécaire... en Hindi intello.
Virüs'ü etkilemek için, konuşma metnini kütüphaneciye yazdırdı,... cafcaflı bir Hintçeyle.
J'arrête à la dure. - J'ouvre une nouvelle page.
Soğuk hindi politikasını bırakıp yeni sayfa açıyorum.
Salut, un demi-kilo de dinde et 250 ml de salade de macaroni.
Merhaba, yarım kilo hindi ve yarım parça da makarna salatası lütfen.
Je sais egalement le hindi.
Ayrıca Hintçe biliyorum.
Votre hindi est tres bon.
Rohan senin Hintçe çok iyi.
Du bacon de dinde, tu manges pas de porc.
- Biliyorum. Hindi pastırması kalmış aklımda. Domuz yemediğini biliyorum.
Nous avons des sandwichs à la dinde et au rôti de bœuf.
Hindi ve bifteğimiz var.
Il fait de moi le dindon de sa farce.
Benimle bas davulunun üstündeki hindi budu gibi oynuyor.
- Blancs d'œuf brouillés, bacon.
- Çırpılmış yumurta beyazı ve hindi salamı.
Ca c'est une plume de dindon.
Bu hindi tüyü.
On prendra un Turkeyburger Deluxe et un sandwich au poisson-chat avec un Fanta Light framboise.
Biz bir hindi burger delüks ve kedi balıklı bir deniz ürünleri sandviçi ile bir diyet frambuazlı Fanta alacağız.
Ton intérêt pour l'Art nouveau, l'écologie, les carpes koï et n'oublie pas cette recette à base de fromage et de dinde.
- Seni ilgilendiren el sanatları, çevreci mühendislik koi balığına ilgin gibi mesela. Gruyere peyniri ve / veya hindi kıymalı tariflerini eklemeyi de unutma.
Cette remarque sur ma cuisine te coûte une semaine de gratin de dinde.
Yemek pişirmemle ilgili yaptığın bu yorum yüzünden bir hafta hindi graten yiyeceğiz.
- Je suis la reine du sandwich à la dinde. - Non.
Harika bir hindi sandviç yaptım.
C'est la seule qui reste qui sache cuisiner une dinde, Mike.
Hindi pişirmeyi bilen bir tek o kaldı, Mike.
Chez nous, y aura du boudin blanc, de la dinde et des marrons.
Biz de domuz pastırması, doldurulmuş hindi ve kestane yiyeceğiz.
Tard se dit "lateef" en hindi, n'est-ce pas?
Hintçe de geç'lateef'demek, doğru mu?
Tu parles l'hindi?
Sen hintçe konuşuyormusun?
Je parles hindi...
Hintçe konuşuyorum...
Je regarde même des films en hindi. Je n'aime pas beaucoup mais je suis bien obligée. Ma mère, tu sais..
Hint filmleri izliyorum... pek sevmiyorum ama yine de bakıyorum... annem, biliyormusun...
C'est pour cela que son hindi est si bien.. .. sinon il serait complètement Américain.
O yüzden hintçeyi iyi konuşuyor... aksi taktirde tamamen amerikan olurdu...
Ton attitude est américaine. Mais tu parles bien l'hindi.
Duruşun kesinlikle bir amerikalı gibi güzel hintçe konuşuyorsun...
Depuis mon enfance elle me parle en hindi.
Küçüklüğümden beri sadece hintçe konuşurdu...
Salut. 2 sandwiches à la dinde s.v.p.
Merhaba... iki tane hindi sadaviç alabilirmiyim..
Je n'aime pas les saucisses de dinde.
Hayley, hindi sosis sevmediğimi biliyorsun.
Je vais manger une cuisse de dinde et trouver des chiottes à ravager.
Bütün bir hindi budunu yiyip yok edecek temiz bir tuvalet bulacağım.
Non, mais j'ai cuit une dinde pour Thanksgiving.
Hayır, ama Şükran Günü için hindi pişirmiştim.
C'est de la dinde et du fromage.
Sadece hindi ve peynir lazım.