Translate.vc / French → Turkish / Holland
Holland translate Turkish
439 parallel translation
Ils surveillent toute la ville : Holland Tunnel, Washington Bridge.
Her yeri izliyorlar, Hollanda Tüneli, Washington Köprüsü.
M. Holland a des plantations de canne à sucre.
Bay Holland şeker üreticisidir.
Peu de temps s'était écoulé avant ma rencontre avec M. Holland à Antigua.
Antiller'e varmamızdan bir kaç gün önce Bay Holland ile tanışmıştım.
Vous avez lu dans mes pensées.
Aklımdan geçenleri okudunuz, Bay Holland.
Autrefois, Fort Holland était un fort, mais plus maintenant.
Eskiden Fort Holland bir kaleymiş. Artık değil tabii.
La famille Holland est très ancienne, ils ont amené les Noirs sur l'île, les gens de couleur et Ti-Misery.
Hollandlar buranın en eski ailesidir. Zencileri adaya ilk onlar getirmiştir. Zencileri ve Ti-Misery'yi.
Un homme, mademoiselle, un vieil homme qui vit dans le jardin à Fort Holland.
Fort Holland'ın bahçesinde yaşayan yaşlı bir adamdır.
Le Fort Holland.
Fort Holland.
Et pourtant, le calme de Fort Holland m'intriguait.
Bir yandan da Fort Holland'ın dinginliği dikkatimi çekiyordu.
Dans cette chaise s'assoit le maître, mon demi-frère Paul.
Başköşede evsahibi oturur. Yani abim Paul Holland.
Rand et Holland.
Rand ve Holland.
- M. Holland?
- Bay Holland mı?
- Oui, le redoutable Paul.
- Evet, Muhteşem Holland.
Je l'apporterai à Mme Holland.
Bayan Holland'a ben götürürüm.
Mme Holland?
Bayan Holland?
Mme Holland.
Bayan Holland?
Mme Holland.
Bayan Holland.
Emmène Mme Holland dans sa chambre, Alma.
Bayan Holland'ı odasına götür, Alma.
Venez, mademoiselle, venez avec moi.
Benimle gelin, Bayan Holland.
Si j'étais peureuse, je ne serais jamais allée dans la tour.
Düşündüğünüz gibi korkak birisi olsaydım, koşa koşa kuleye gitmezdim, Bay Holland.
Je ne savais pas que Mme Holland était une malade mentale.
Kimse bana Bayan Holland'ın akıl hastası olduğunu söylemedi.
Mme Holland a eu une fièvre tropicale. Très violente.
Bayan Holland çok şiddetli, tropik bir ateşli hastalığa yakalandı.
Mme Holland devait être très belle.
Bayan Holland çok güzel bir kadınmış.
Holland était le chef Et le plus jeune frère se nommait Rand
~ Hollandlardan bir reisi vardı, Rand adında bir de kardeşi vardı ~
Holland gardait dans une tour une femme aussi jolie qu'une fleur blanche
~ Holland onu bir kulede tutardı, beyaz bir çiçek kadar güzeldi ~
Mais M. Holland, il a refusé
~ Lakin Holland buna izin vermez ~
Wes, nous devons rentrer à Fort Holland.
Wes, eve dönmemiz gerek artık.
- Je n'ai pas d'influence sur lui.
- Bay Holland üzerinde bir etkim yok.
J'ai déjà vu la sécheresse.
Daha önce de kuraklık gördüm, Bay Holland.
Votre frère n'est pas un alcoolique, mais je sais que ça ne saurait tarder.
Kardeşiniz henüz alkolik değil, Bay Holland. Ancak bir hemşire olarak, yakında olacağını söyleyebilirim.
Qu'est-ce que c'est?
- Nasıl yani, Bay Holland?
J'aime beaucoup Fort Holland.
Fort Holland'ı seviyorum.
L'amour m'apparut cette nuit, quand Paul me fit sortir de sa chambre. Et probablement de sa vie.
Ben, Paul Holland'ın beni odadan da hayatından da çıkardığı o gece anladım.
Ce n'est pas une question de vie ou de mort.
Yanılıyorsunuz, Bay Holland. Bir ölüm kalım meselesi değil.
- Mama Rose était comme Jessica?
- Rose anneniz de Bayan Holland gibi miydi?
Tu penses que le prêtre vaudou pourrait guérir Mme Holland?
Voodoo büyücüleri Bayan Holland'ı iyileştirebilir mi demek istiyorsun?
J'ai emmené Mme Holland au houmfort.
Bayan Holland'ı Houmfort'a götürdüm.
Parce que j'ai emmené Mme Holland au houmfort?
Bayan Holland'ı Houmfort'a götürmemle ilgili değildir, değil mi?
Je lui demandai de transformer la femme de Fort Holland en zombie.
Fort Holland'daki kadının günahkâr olduğunu söyledim ve onu zombiye çevirmesini istedim.
Voici un incident amusant, si l'on songe à ma présente situation : Lionel Holland...
Okul günlerimden kalma bir olayı, bugünkü durumum açısından oldukça eğlenceli bulmaktayım.
Redbanck et Holland Vous y avez un ami?
Redbank and Holland - Orada bir arkadaşın var değil mi?
Lionel Holland.
Lionel Holland'ı tanıyorum.
Voyons la belle Mme Holland.
Dur da şu güzel bayan Holland'a iyice bir bakayım.
Veuillez rendre compte à Leurs Seigneuries de votre conversation avec votre mari, la veille de sa mort.
Bayan Holland, Lord hazretlerimize, kendi kelimelerinizle anlatır mısınız... ölümünden önceki gece kocanızla yapmış olduğunuz konuşmanın konusu neydi?
Pourtant vous voulez vous débarrasser de Mme Holland?
Yine de, bayan Holland'a ayrılma teklif ettiniz? Hayır.
Je ne peux pas vous renseigner.
Şimdilik, hastanın Bay Paul Holland'ın eşi olduğundan fazlasını söyleyemem.
Je sais qu'elle est la femme de M. Holland, avec qui nous traitons.
Kendisi önemli işler yaptığımız birisidir.
Le 6ème commandement?
Lionel Holland.
Vous êtes accusé d'avoir tué M. Lionel Holland au no 242 de Connaught Square, à Bayswater le 17 octobre. J'ai un mandat d'arrêt contre vous.
Ve elimde sizi cinayetten tutuklamak için belge var.
Jamais!
- Teşekkür ederim bayan Holland.
Vous avez prêté serment.
Bayan Holland, yemin altında olmanın anlamını anlıyor musunuz? Elbette.