Translate.vc / French → Turkish / Holy
Holy translate Turkish
256 parallel translation
"Ô Saint des saints", je crois bien.
Yanılmıyorsam "Holy Holy" yi...
Vous savez, le duel entre les deux trapézistes, M. Braden.
Bay Braden orta ring için Holy'yi çağırıp konuşalım mı?
Bon sang!
Holy mackerel!
Nom d'une pyramide!
Holy Mother of the Pyramids! ( piramitlerin kutsal anası adına )
Au moins, ce Holy Joe n'est pas un gosse.
En azından Kutsal Joe'nun hiç şakası yok.
- "Holy War"
- "Kutsal Savaş"
"Holy War"
"Kutsal Savaş". Haydi söyleyelim.
Que soient loués le Pére, le Fils Et le Saint-Esprit
# Praise Father, Son and Holy Ghost
Montez la carte de la rade de Holy Loch.
Kontrol, yukarıya Holy Loch iç limanın bir haritasını gönderin.
Vous savez, M. Jones, c'est plutôt rare qu'un homme aussi important que l'Amiral Garvey vienne spécialement à Holy Loch pour me remettre en personne l'ordre de mission d'un agent.
Farkındasınızdır, Bay Jones Amiral Garvey gibi önemli birisinin başkasının emir kağıtlarını bizzat kendisinin bana vermek için Londra'dan Holy Loch'a, uçakla gelmesi her gün görülen bir şey değildir.
Ça ne fait rien, monsieur... - Holy. - Pardon?
Ama resimdeki yazıya göre o Nikaragua'nın Devlet Başkanı...
Ça n'a aucune importance, collez un ruban par-dessus.
- Zararı yok, Mr... - Holy. - Efendim?
C'est l'ancien ministre des Pensions. Je l'ai acheté chez M. Holy.
Partimizin el ilanlarını gördün mü?
Après la guerre, notre nation a subi l'injustice.
Onu Mr. Holy'nin dükkanından satın aldım. O dul bir erkek.
Si vous voulez passer des vacances en Écosse, allez au loch Lomond, mais évitez le loch Ness.
İskoçya'da tatil istiyorsanız, Lomond Gölü'ne gidin, Holy Göl'e gidin, Ama Ness Gölü'nden uzak durun.
Il s'appelait Holy Joe.
Adı da Holy Joe.
Le vieux Holy Joe...
Yaşlı Holy Joe.
Ok, numéro 6, Holy Moley.
6 numara, Holy Moly. Holy Moly olur mu?
Tu aimes Holy Moley?
Holy Moly?
Holy Moley! C'est ça!
Evet bu, Holy Moly.
Holy Moley.
Kaybedemeyiz.
On ne peut pas perdre!
Hepsi Holy Moly'e.
Épargne-moi ta piété, après la tombola des saints Innocents!
Bu dindar palavraları bırak. Hele geçen seneki Holy Innocents piyangosundan sonra.
Elle avait fait fermer l'école des Saints-Innocents.
Ve bu oy Holy Innocents'taki yeni okul için verilen araziye "kullanılamaz" dedi.
Je déposerai argent et instructions derrière le monument dans le coin nord-ouest du cimetière de Notre-Père.
Ödemeyi ve talimatları Our Holy Father Mezarlığı'nın kuzeybatısındaki köşede bulunan anıtın arkadasına koyacağım.
Elle est retournée au marigot. On l'a enterrée à Armandville.
Holy Shelter Bataklığı'na geri döndü ve Armandville'e gömüldü.
En ce temps-là, la plus grande partie du monde ressemblait à la pochette de "Houses of The Holy".
Dünyanın kutsal evler kitabının kapağı gibi olduğu zaman.
Et il aime sincèrement la sainte Eglise.
And a true lover of the holy church.
Vous n'étiez pas si inspirés, quand vous vouliez piquer la vodka.
You weren't holy when you were shooting that vodka.
Holy shit!
S.ktir!
Je viens de parler au père Oscar Hubert, de l'église de la Sainte-Trinité.
Az önce, Holy Trinity Katolik Kilisesi'nden Peder Oscar Hubert'le konuştum.
Church of the Holy Sepulchre Jérusalem, ISRAEL
Kutsal Mezar Kilisesi Kudüs, İSRAİL
Le chœur a élu une nouvelle chef, sœur Mary Clarence, qui le dirigera pour Hail, Holy Queen.
Koro yeni bir şef seçti, Rahibe Mary Clarence. "Kutsal Kraliçe" de onları yönetecek.
" et ferme les yeux dans une sainte terreur...
Close your eyes with holy dread...
Ils vous ont peint une tronche violacée de pochtronné!
Holy scrotums! sarhoş bir kokarca gibisin!
On dit qu'il est couvert du métal du Saint Graal.
Söylediklerine göre Holy Grail'deki bir madendenmiş.
Grand Prêtre, l'ambassadeur vous attend.
Usta, Holy tapınağının elçisi sizi uzun süredir bekliyor.
Notre Chef vous salue.
Holy Usta saygınızı göstermek için beni davet ettiniz.
Une fois ces femmes vendues dans le sud, notre Chef récupérera une somme considérable.
Kadın Güney Asya'ya gönderildikten sonra, kullanmak için daha fazla paramız olacak, Holy Usta lütfen üzülmeyin.
Et enfin, le propriétaire d'une librairie, L'Esprit Saint.
Son kurban, The Holy Spirit adındaki bir kitap evinin sahibiydi.
Holy shit.
Hassiktir.
Sacré nom d'une pipe!
Holy poop on a stick.
Et les deux parties doivent mourir.
Holy Sonnets, V.
- C'était bien "Ô Saint des saints".
- Evet, "Holy Holy" ydi.
Voilà, c'est fait.
- Holy.
J'ai autre chose :
Zararı yok, Mr. Holy, biraz bantla isim kapatılabilir.
Holy Moley?
Holy Moly.
Allez, Holy Moley!
Hadi, Holy Moly.
Merde!
- Holy kahretsin! - Pookey!
Mortecouille!
Holy scrotums!
Père Noël, dépêche-toi, je t'attends depuis des mois...
Holy poop on a stick.