Translate.vc / French → Turkish / Hombre
Hombre translate Turkish
196 parallel translation
Hombre, viens me voir à la casbah!
Casbah'a beni izlemeye gelin!
Sers un bon repas à cet hombre.
Bu adama yiyecek güzel birşeyler ver, ha?
Hombre!
Dostum!
Tu es bien intelligent, hombre.
Gerçekten zekisin dostum.
Hombre... je ne sais pas ton nom...
Hey, hombre, adın her neyse.
Hombre, que fais-tu ici?
Dostum, ne arıyorsun burada?
Lui, au moins, c'est un hombre!
O bir adam!
Je connais cet hombre.
Bu adamı tanıyorum.
Merci, hombre. Mille fois merci.
Teşekkürler dostum.
MUY BIEN HOMBRE..
Ne hoş! Dostum benim!
- Qué si hombre...
- Evet, dostum.
Qué si hombre, Qué vous zallé fére plésir au frére Tobias!
Dostum, bu Tobias kardeşi mutlu ederdi.
Ça veut dire, hombre, que je suis sans rancune.
- Geçmişte olanları unuttum demek.
Mi hombre!
Erkeğim!
Ou te couper autre chose, aussi. Dile, hombre.
- Ya da başka bir yerini de...
Mesdames et Messieurs... j'ai maintenant l'honneur de vous présenter le plus grand tireur d'élite... la gâchette la plus rapide... l'hombre le plus coriace, le seul et unique...
En keskin nişancı en hızlı silah çeken kişi en sıkı adam benzersiz Bronco Billy McCoy karşınızda!
L'hombre le plus coriace de l'Ouest?
Herkes gibi hayatımı kazanmaya çalışıyorum işte.
Aqui hombre que buscas.
Aradığınız adam burada.
Attends, hombre.
Dur, adamım!
- On fait rien, hombre.
- Hey, biz yapmadık.
L'hombre a qui la reine d'Angleterre a dit :
"Evlat, Yavaşla biraz,"
Si tu m'aides à parler à Sandy, je saute de joie.
Sandy ile sadece konuşmama bile yardım edersen, zevkten zıplarım. Beş parmak çak, hombre!
Il y a pire que mourir, hombre.
Ölmekten daha kötü şeyler de vardır, dostum.
Je suis un hors-la-loi, mais je n'ai jamais tué personne de sang-froid, encore moins un hombre.
Bir kanun kaçağı olabilirim, ama asla kasten adam öldürmedim. Hele böyle sapına kadar erkek bir adamı.
Si un jour tu deviens la moitié de cet hombre, tu pourras venir chevaucher à mes côtés.
Onun yarısı kadar erkeksen... geri dönüp benimle gelirsin.
Ne nous disons pas voleurs mais forestiers de Diane. Gentilshommes de l'hombre... mignons de la lune... hommes de bon sens.
Kendimize soyguncu değil de, Diana'nın orman şövalyeleri... karanlığın asil insanları... ayın gözdeleri... adil devletin adamları diyelim.
Eh, hombre!
Hey hombre.
Eh, hombre! T'es dans le circuit?
Sen de mi camiadasın?
Eh, hombre! Je suis pas raciste.
- Suçlamıyorum.
Viens me voir.
Gel izle hombre.
Hombre, il a pas confiance en sa mère, alors toi...
Hombre, anasına bile güvenmez. Sana mı güvenecek?
Hombre!
Hombre!
Bien joué, hombre.
Iyi is becerdin dostum.
Tout à fait bien Hombre! - Pas vrai les gars?
İyiyiz, "Hombre".
- Exact mon chou! Hombre ça veut dire homme.
Doğru hayatım. "Hombre" "dostum" demektir.
Dès que j'aijeté l'oeil sur cet hombre, j'ai senti les ennuis... et les haricots frits.
Adamı görür görmez bela olduğunu anladım. Üstelik yemek kokuyordu.
Avec les filles, on l'appelle "Hombre".
Kızlar ona "Hombre Çocuk." diyorlar.
Ils m'ont mis sur Hombre.
Kolonyağı bölümüne alındım.
Tu dois être le pire Hombre à l'ouest de la lingerie.
Ona kadın iç çamaşırı tanıtımında ne kadar mükemmel olduğunu ispatla.
El hombre con los manos de piedra.
El hombre con los manos de piedra.
Tu ne filmes plus, hombre?
Artık çekim yapmıyor musun, ahbap?
Il va nous tuer, hombre!
Bizi öldürecek, hombre!
Le nom de code de papa était "Hombre".
Babamın kod adı Hombre olmalı.
Alors désormais je vous appellerai "Hombre Muerto".
Öyleyse bundan sonra sana "Hombre Muerto" diyeceğim.
Como estas, Hombre?
Pilot...
On a réussi, hein, hombre?
Başardık, değil mi dostum?
Hombre
Dostum.
?
- Dile, hombre.
- Du calme, hombre.
- Sakin ol, sakin ol çocuk.
C-Comment tu fais ça, hombre?
Bunu nasıl yapıyorsun?
- Missing hombre?
Kayıp hombre?