English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Homicidé

Homicidé translate Turkish

2,624 parallel translation
DOUBLE HOMICIDE ACTE DE HUBOT POSSIBLE
İNBOTLAR TARAFINDAN İŞLENMİŞ OLABİLECEK ÇİFT CİNAYETİ.
Homicide suite à un vol?
- Hırsızlık ve cinayet mi?
C'est un homicide sur lequel je suis tombée.
- Karşılaştığım bir cinayet vakası.
D'habitude, on ne brûle pas un corps. A moins d'essayer de cacher un homicide.
Bir cinayeti örtbas etmek istemiyorsan genelde ceset yakmazsın.
Nous pensons à un homicide.
- Cinayet olduğunu düşünüyoruz.
Je fais une enquête sur un homicide.
Yangınla bağlantılı bir cinayeti soruşturuyorum.
C'est juste un abruti qui travaille pour Miami Metro Homicide.
Miami Cinayet Masası'nda çalışan itin teki.
Homicide sur un Colombien.
Kolombiyalı bir mekânda cinayet varmış.
On a un maniaque homicide en fuite et tu veux chevaucher les chaises volantes?
Bizim bir cinayet manyaÄ Ÿ Ä ± mÄ ± z var ve siz dà ¶ nme dolaba mÄ ± binmek istiyorsunuz?
Il dit que je peux plaider pour homicide involontaire.
Adam à ¶ ldà ¼ rme suà § unun cezasÄ ± nÄ ± azaltabileceÄ Ÿ ini sà ¶ ylà ¼ yor.
Tu comprends pourquoi j'ai pris 25 ans pour homicide involontaire?
Neden bir adamÄ ± à ¶ ldà ¼ rdà ¼ Ä Ÿ à ¼ m ià § in 25 yÄ ± l yattÄ ± Ä Ÿ Ä ± mÄ ± anladÄ ± n mÄ ±?
Il y a eu un homicide.
- Bir cinayet işlendi.
Homicide?
Cinayet mi?
Ils travaillent sur un homicide.
Onlar cinayet için burada.
Je déclare un homicide.
Cinayet olarak kabul ediyorum.
Double homicide On dirait un 38.
- Çifte cinayet. - 38'lik gibi gözüküyor.
Est-ce qu'on peut résoudre notre double homicide d'abord?
Lütfen, önce çifte cinayeti çözebilir miyiz?
Vous pensez que vous pouvez bloquer une enquête d'homicide pour garder votre vie personnelle tranquille.
Kendi hayatını saklamak için bir cinayet davasını engelleyebileceğini mi düşünüyorsun?
Allez, pense! Nous sommes en plein milieu d'une affaire de double homicide.
Çifte cinayet davasına bakıyorduk.
Tu fais les homicide, tu peux dire au revoir à tes samedis.
Cinayet masasına girince, sen de cumartesilerine veda edeceksin.
Boston Homicide.
Boston Cinayet Masası.
Evelyn est une personne d'intérêt dans une affaire d'homicide.
- Evelyn bir cinayet vakasında ilgili kişi.
Et je parie qu'il serait très intéressé de savoir que votre compagnie fait obstruction à une enquête pour homicide.
- İddiaya girerim şirketinizin cinayet soruşturmasını engellediğini bilmek isteyecektir.
Un con qui travaille à Miami Metro Homicide.
Miami Cinayet Masası'nda çalışan itin teki.
Je cherche la pièce d'un homicide.
Bir cinayet kurbanının odasını araştırıyorum.
Comment je suis supposé enquêter sur cet homicide si la structure du pouvoir dans sa totalité s'aligne pour protéger la pauvre Eglise Catholique sans défense?
Bütün komuta zinciri zavallı, savunmasız Katolik Kilisesi'ni korumak için sıraya girmişken ben bu cinayeti nasıl soruşturayım?
Homicide.
Cinayetten.
On m'assigné l'homicide de Samantha Meade.
Samantha Meade cinayetine ben atandım.
Ce serait mieux, si on veut arriver à San Diego sans un double homicide, d'éviter tout sujet sur votre mère.
San Diego'ya birbirimizi öldürmeden varmak istiyorsak en iyisi annen hakkında konuşmamak olacak.
Nous ne sommes pas une vraie famille tant qu'on n'a pas à témoigner les uns contre les autres dans un procès pour homicide.
Bir adam öldürme işinde birlikte çalışana kadar biz bir aile değiliz.
C'est un vol avec homicide.
Soygun ve cinayet.
Le procureur nous offre quatre accusations d'homicide involontaire.
Savcı kasıtsız adam öldürme suçundan 4 yıl teklif ediyor.
Homicide involontaire?
Kasıtsız adam öldürme mi?
Les charges seront réduites à homicide involontaire, et je ferai deux ans, mais c'est un risque énorme.
O zaman suçlamalar kazayla adam öldürmeye düşebilir ve iki yıl hapis yatarım. Ama bu çok büyük bir risk.
Vous êtes d'accord, à l'avance, pour une condamnation d'homicide involontaire?
İkinci derece cinayet hükmünü peşinen kabul ediyorsunuz? Ediyorum.
Vous avez un double homicide?
- İkili cinayet mi bu yoksa?
- NYPD Homicide.
- New York polisi, cinayet masası.
Homicide.
Cinayet.
Ce n'est pas seulement un homicide, il y a autre chose.
Cinayete dair bir şey değil ama önemli bir şey.
C'était une preuve dans un homicide.
Cinayetle ilgili bir delilden bahsediyoruz.
Bonne nouvelle, la police de Sacramento a découvert un homicide entre la troisième rue et Pacoima, la nuit dernière.
İyi haber. Sacramento Emniyeti Pacoima'da ve Third'de dün gece bir cinayet tespit etmişler.
Tu interromps un homicide routier.
Taşıtla kasten cinayet işleyişimizi bölüyorsun.
Tony Archer, ex-flic du NYPD, section homicide.
Tony Archer, eski NYPD Cinayet masası. Dedektif olarak 30 yıl çalışmış.
Will Reichman, vous êtes en état arrestation... encore... pour homicide extrêmement prémédité...
Will Reichman, tekrar tutuklusunuz aşırı derecede planlanmış cinayet gerekçesiyle.
- L'homme qui suit votre femme est un ex détenu déjà condamné pour viol et homicide. - C'est quoi?
Bu da ne böyle?
Ecoute, on m'a donné des informations sur un homicide, je dois y jeter un coup d'oeil.
Biri bir cinayet hakkında bana bir bilgi veriyorsa araştırmak zorundayım.
Walter Harris est accusé d'homicide involontaire, crime passionnel.
Walter Harris, adam öldürme suçunu kabul etti.
Tout ce que nous avons jusqu'à maintenant ce sont des fetes et un presque homicide à une vente d'échantillons d'un grand styliste.
Şimdiye kadar sadece iki zina ve indirimli tasarımcı ürünleri satışında bir cinayete teşebbüs oldu.
Et je suis sûre que l'état de Pennsylvanie ajoutera 2 chefs d'accusation pour homicide involontaire.
Ve eminim Pennsylvania eyaleti araçla kasıtsız adam öldürmeni iki cinayet olarak görecektir.
Et bien, je pense que nous avons nous même un homicide.
O zaman elimizde bir cinayet var.
Et tout ça a finit dans sa nourriture, vous serez inculpé pour homicide involontaire.
Yani bundan yemeğinin içinde çıkarsa ihmal yüzünden cinayetle suçlanacaksın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]