English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Hubert

Hubert translate Turkish

577 parallel translation
Ali Hubert
Kostümler :
Musique :
Ali Hubert Müzik :
Si le bébé naît avant mon retour, dis à Molly de l'appeler Hubert!
Bebeğimiz ben dönmeden önce doğarsa... Molly'yle konuş adını Hubert koysun, olur mu?
- Elle en a envie.
— Adını Hubert koymak istiyor.
C'était lorsqu'elle avait 10 ans. Tu t'en souviens, Hubert?
On yaşındayken okul tiyatrosundaydı.Hatırlıyor musun, Hubert?
Hubert, reste où tu es.
Hubert, burada kalıyorsun.
- Hubert, - laisse M. Castle décider.
- Hubert Bay Castle'nin kararına saygı duyalım.
J'ai dit : "Tu veux dire Hubert ou Herbert?"
- "Hubert ve Herbert mi dedin?" diyorum.
Venez au bal de la Saint-Hubert.
Bizimle Hunt Balosu'na gelmek istemez misiniz?
Nous avons rassemblé ces objets en Afrique, Hubert et moi.
Hubert'la, bu şeyleri Afrika'da yaşarken toplamıştık.
Hubert était mon mari.
Hubert benim kocamdı.
Hubert l'appelait le sorcier dentiste.
Bu yüzden Hubert ona kabile dişçisi derdi.
- Hubert était spirituel.
- Hubert çok komik bir adamdı. - Evet, bunu anlayabiliyorum.
Où habites-tu, Hubert?
Nerde yaşıyorsun Hubert?
Oui, Mon père est le Dr Hubert Van der Mal,
Evet, babam Dr. Hubert Van der Mal.
Sa Majesté le roi Hubert et le prince Philippe.
Majesteleri Kral Hubert ve Prens Phillip!
Aussi annoncèrent-ils ce jour-là, que le prince héritier Philippe, serait fiancé à l'enfant de Stéphane.
Bu amaçla, bugün Hubert'in oğlu ve veliahdı Phillip ile Stefan'ın çocuğunun sözlendiklerini ilan edeceklerdi.
Aucun signe d'elle, Hubert. Bien entendu.
Hala hiçbir iz yok, Hubert.
Pardon, Hubert, mais après seize ans à m'inquiéter, à ne jamais savoir...
Üzgünüm, Hubert, bilmeden, merakla geçen onaltı yıldan sonra- -
Oui, Hubert.
Haklısın, Hubert.
- Mais ils ne sont pas encore mariés!
Ama Hubert, daha evlenmediler bile.
Attendez, je n'ai pas encore vu ma fille, que vous voulez me l'enlever.
Düğüne! Dur bir dakika, Hubert. Ben daha kızımı bile göremeden sen onu benden uzaklaştırmaktan bahsediyorsun.
Soyez raisonnable.
- Düğüne! - Biraz makul ol, Hubert.
- Rien. Je voulais dire...
Hiçbir şey, Hubert.
Attention Hubert, c'est la guerre!
Seni uyarıyorum, Hubert, bu savaş demektir.
Excusez-moi, Hubert, c'est le vin...
Kusura bakma, Hubert. Ehh, şarap yüzünden.
Merci Hubert deux cuillerées à soupe environ, vous savez à peu pré toujours pareil puis du beurre, du beurre environ cinquante grammes!
Teşekkürler, Hubert. ... yaklaşık iki kaşık kadar. Ardından da yaklaşık 50 gram kadar tereyağı.
navré de vous décevoir mon cher Hubert mais cet après-midi j'ai touché une assez jolie cote!
Sizi hayal kırıklığına uğratacağım sevgili Hubert ama bu öğleden sonra, hatırı sayılır miktarda para kazandım.
Ah non, mon petit Hubert, non!
- Yapma, sevgili Hubert.
Hubert, vous êtes ignoble!
- Hubert bir aşağılıkmış meğer.
J'aurais préféré Hubert ou Gontrand.
Hubert veya Gontrand'ı tercih ederdim.
Saint Hubert, pitié!
Tanrı bizi korusun.
Triste à cause du décés récent du Vice-amiral, sir Hubert Marple.
Tuğamiral Sör Hubert Marple'ın geçenlerde vefatı yüzünden üzücü.
Hubert.
Hubert!
- Où est Hubert?
- Hubert nerede?
Le Dr Hubert MarloW qui travaillait ici.
Dr. Hubeft Marlow.
Excusez-moi, je cherche la tombe du Dr MarloW.
Afedersiniz. Dr. Marlow'un, Dr.Hubert Marlow'un mezarını arıyorum.
- Le Dr Hubert MarloW.
- Dr.Marlow.
Le corps est censé être celui de M. Smith, mort à l'hôpital.
Sanırım o, hastanede ölen Hubert Smith di.
Votre aïeul, Hubert Moon, hérita de cette fortune et revint en Angleterre pour la dilapider en femmes.
Ve bu devasa servet dedeniz Hubert Moon'a miras kaldı. O da Londra'ya dönüp parayı, şarap ve kadınlarla harcadı.
Qu'est ce que vous faites, mon cher?
Ne yapıyorsunuz, sevgili Hubert?
- Vous permettez que je vous appelle Hubert?
- İzin verirseniz size Hubert diyebilir miyim?
M. Le Secrétaire Général, je m'appelle Hubert Barrère de Tartas.
Sayın Genel Sekreter, benim adım, Hubert Barère de Tartas.
Hubert, il est mort depuis longtemps.
Hubert, o öleli çok uzun zaman oldu.
Hubert, qu'est ce qu'il vous prend?
- Hubert, ne oldu sana? - Dinliyorum!
Hubert!
Hubert!
Hubert! C'est lui!
Hubert, bu o.
Voyons, Hubert, cette question?
Ne biçim bir soru bu, Hubert? Onu eve götüreceğiz.
Vous rêvez, Hubert.
Hayal mi görüyorsun, Hubert?
- Pas maintenant.
Şimdi olmaz, Hubert.
Hubert!
Hubert...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]