Translate.vc / French → Turkish / Héléna
Héléna translate Turkish
1,346 parallel translation
Helena, si je disais...
Helena, eğer dile getirebilseydim...
Helena.
Helena.
Tu es déjà allé à Lake Helena, la nuit?
Lake Helena yoluna hiç çıktın mı?
- Mais...
Lake Helena...
Cher rédacteur, J'ai tué les 2 adolescents, à Noël dernier à Lake Helena et la fille, le 4 juillet, près du golf de Vallejo.
Sevgili Editör bu mektup geçen yılbaşında Helena Gölünde öldürülen iki genç ve 4 Temmuz'da Vallejo'daki golf sahasının yakınlarında öldürülen kızla ilgilidir.
Oui, après Lake Helena.
Evet, eski Lake Helena'nın ilerisinde.
Bonjour, c'est Hélène de la réception.
Resepsiyondan Helena.
- D'où le nom, Helena.
- Bu yüzden ismi böyle, Helena.
Tu es jolie, Helena.
Çok hoş görünüyorsun, Helena.
Tu es Helena.
- Elbette.
Non.
Sen Helena'sın. - Hayır.
Je m'appelle Helena Jacobsson. Et j'ai 14 ans.
Adım Helena Jacobsson ve 14 yaşındayım.
C'était le préféré d'un juge à Helena, il voulait qu'il fasse de la politique.
Helena'daki bir hâkimin gözdesiydi. Onu politikaya sokmak istediler.
Direz-vous à Adams ce que vous savez sur la politique appliquée à Helena et à Butte?
Bu adi Meclis Üyesi tarafından, çok bildik ve açık bir örnek olarak... alınmak üzere Adams'a, Helena ve Butte'nin... politikaları hakkında bilgi verir misin?
Helena pourrait nous faire les yeux doux, pour évincer Butte.
Helena bizimle ilgilenebilir.
Je me demande si Clark est déjà allé à Helena.
Acaba Clark hiç Helena'ya gitti mi?
Ouais, il y est allé.
Evet, Helena'ya gitmişti.
Il s'avère qu'Adams vient de revenir d'Helena.
Adams, Helena'dan yeni dönmüş.
Qu'ont donné les conversations à Helena?
Helena görüşmelerinin sonucu ne olmuş?
" Le Shérif Bullock se refuse à tout commentaire en ce qui concerne la rumeur de son association avec des groupes d'Helena qui souhaiteraient annexer notre campe aux Territoires du Montana.
"Şerif Bullock, kendisinin de uzun süredir ilişki içinde olduğu... " Helena'daki grupların, kampımızı Montana topraklarına katma... " konusundaki istekleri hakkında çıkan söylentilerle ilgili yorum yapmıyor.
Si on fait les beaux yeux à Helena, ça mettra Yankton sur la défensive.
Helena'ya doğru hızlı ilerlersek, Yankton'u sap gibi ortada bırakabiliriz.
Je me demande si vos messages seraient envoyés à Helena?
Merak ediyorum, Helena'ya mesajınız var mı?
Helena, je suis fatiguée, je veux rentrer seule.
Helena, yorgunum. Sadece eve gidip, yalnız kalmak istiyorum.
Helena Peabody vient ici
Helena Peabody buraya geliyormuş
Bonjour, Bette Je suis à vous dans une minute, Helena
- Bir dakika içinde döneceğim, Helena.
C'est Helena Peabody
O Helena Peabody.
Bonsoir, je suis Helena Peabody
Teşekkürler!
Dana, Tonya... voici Helena Peabody
Dana, Tonya, Bu Helena Peabody.
Qu'est-ce qui te fait croire que la présence d'Helena n'est pas souhaitée?
Helena'nın istenmediğini neye dayanarak düşünüyorsun
Helena, rejoins-nous, chérie.
Helena, gel. Katıl bize, canım.
Bonjour, Helena.
Naılsın? Merhaba Helena.
Helena, arrête.
Helena. Bekle.
- Je ne le tolérerai pas, Helena.
Bunu kabullenmiyorum, Helena.
Ta mère est incroyablement généreuse, Helena.
Annen aslında inanılmaz cömert biri, Helena.
Je ne veux pas les perdre, Helena, j'ai fait une proposition à Winnie.
Çocukları kaybetmeyeceğim Helena, Winnie'ye bir teklifte bulundum.
Toi, peut-être, ou ton amie Helena Peabody.
ya da arkadaşın Helena Peabod'yi.
Helena
Helena.
Helena Peabody a quelque chose à y voir?
Bu işte Helena Peabody'nin parmağı var mı?
Mais tu sais qui est responsable de ça?
Dostun Helena Peabody.
Ton amie Helena Peabody Cette femme est un dragon et elle a décidé de faire de ma vie un enfer!
Kadın lanet olası bir ejderha ve hayatımı cehenneme çeviriyor.
Tu essais de me contrôler mais ça ne marche pas! Je ne vais pas te parler d'Helena peabody
Ben - ben seninle Helena Peabody hakkında konuşmayacağım!
Helena a une vraie obsession pour le Quartier Général de la Justice Sociale!
Helena Sosyal Adalet Karargahı konusunda bir rampadaydı.
- Helena! Ravie de vous voir - Comment allez-vous?
Nasılsın?
Et, si tu veux, je voudrais voir comment ce serait si nous passions un peu plus de temps ensemble Et Helena?
Ve eğer istersen... birlikte daha fazla zaman geçirmeye başlarsak neler olacağını görmek isterim. Peki ya... Helena?
Tina, il faut que tu rencontres la Sénatrice Feinestein, elle ne reste pas diner Bonsoir, Bette
Yemeğe kalamıyor. Merhaba, Bette. Merhaba, Helena.
Bonsoir, helena.
Beni davet ettiğin için teşekkürler.
Pourquoi tu ne viendrais pas? Ecoute, c'est parfait, tu sais, je... Je t'appelle dès que j'ai fini
Helena... Sorun yok, şey... Ben...
Montrez donc à Helena votre proposition pour l'opération du'Passage du Temps'
Neden Passage of Time hakkındaki çalışmanı Helena'ya göstermiyorsun?
Mais, Helena, je...
Ama Helena, ben -
- oui mais Peggy Peabody se retire et sa fille Helena prend les rênes.
Evet, ama Peggy Peabody emekliye ayrılıyor. Ve, uh, kızı Helena devr alıyor.
Mauvaise nouvelle : personne ne sait ce qu'Helena a dans la tête...
Kötü haber, şu ki, Helena Peabody'nin aklında ne var bilmiyoruz.