English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Héurés

Héurés translate Turkish

51,913 parallel translation
Je pensais que tu allais mal, mais je pouvais pas te voir, donc j'ai demandé à un ami bossant à l'infirmerie de voir ton état, et il m'a dit être sûr que tu as disparu au moins trois heures.
Ben de revirde çalışan bir arkadaşımdan seni kontrol etmesini istedim. 10 dakika önce bana dün gece en az 3 saat hapisten çıktığından emin olduğunu söyledi.
Tu as entendu. 24 heures. On y va.
- Doğru duydun 24 saat, hadi gidelim.
La prochaine question te fera prendre 48 heures.
- Bir soru daha sorarsan 48 saat olur.
Et pendant 18 mois, il n'a rien intenté. Hier, lorsque je l'ai informé être l'avocat de M. Sutter, il a suspendu sa licence en moins de 5 heures.
18 aydır hiçbir dava açmadı ama dün kendisini Bay Sutter'ın avukatı olduğuma dair bilgilendirdiğimde 5 saat içinde askıya alma kararı çıkarttı.
Moi et un autre soldat avons porté un équipier deux fois plus gros, et plus salement blessé que toi sur 10 km de terrain accidenté à 1500m d'altitude en deux heures.
Bir asker ve ben, senin iki katın büyüklükte ve senden çok daha kötü vurulmuş bir arkadaşımızı 1500 metredeki bozuk arazide 10 kilometre öteye 2 saatte taşıdık.
- Des heures.
- Saatlerdir.
Il était parti depuis des heures.
Gideli saatler olmuştu.
J'ai fumé ça pendant des heures!
Saatlerimi bunu kurutmaya harcadım!
J'étais flic. Il n'avait que 48 heures pour m'inculper.
Beni suçlamaları için sadece 48 saatleri vardı.
48 heures gâchées, où j'aurais pu aller chercher Flora.
Flora'yı çıkıp aramam gerekirsen boşa harcanmış 48 saat.
Et vous n'êtes revenue que 4 heures plus tard.
4 saat sonrasına kadar da geri dönmemişsin.
Ils ont essayé durant chaque minute des 48 heures qu'ils m'ont gardées, de me faire me contredire.
O 48 saatin her dakikasında ifademdeki tutarsızlığı yakalamak için çabaladılar.
Ils commencent à atterrir dans quatre heures.
Uçaklar 4 saate inmeye başlar.
Exactement la même chose qui arrivera à May dans les prochaines 24 heures.
Önümüzdeki 24 saat içinde May'in başına da gelecek olan şey oldu.
Basé sur les autres cas qu'on a observés, je dirais... moins de 6 heures avant une mort certaine.
Gözlemlediğimiz diğer vakalara bakarak, diyebilirim ki kesin bir ölümden önce 6 saatten az zamanımız var.
Quatre villes coupées en 5 heures...
Beş saat içinde 4 şehrin elektriği kesildi.
Si vous ne mettez pas un terme à l'enregistrement des Inhumains, dans 24 heures, nous en couperont sept autres.
Nainsan kayıtlarına 24 saat içinde son vermezseniz 7 şehri daha karartacağız.
Le S.H.I.E.L.D. envoie des troupes pour contrôler le périmètre, mais ça prendra des heures.
S.H.I.E.L.D. çevreyi kontrol altına almak için hazırlık yapıyor ama buna daha çok var.
Dans deux heures, ça ira à ABC News, juste à l'heure pour le journal du soir.
İki saat içinde, bu görüntü ABC haberlerine çıkacak tam olarak akşam saatinde.
Nous aurions pu rester ici des heures.
Saatlerce o şeylerin içinde kalabilirdik.
Laissez-moi quelques heures pour rassembler mon équipement
Gideceğim.
Elle sera de retour dans quelques heures.
Dönmesi birkaç saat sürecek.
Trois heures de bus chaque jour.
Her gün 3 saat otobüste geçiyor.
D'ici deux heures, je vais avoir une gerbe monumentale.
Ben de tam... İki saat boyunca vahşice kusacağım.
C'est ancré en moi, j'y peux rien. 8 tequilas frappées ne peuvent le masquer que quelques heures.
Bu problem benliğimin özünde, çok derinlerde, ve sekiz tekila shot belki bunu bir kaç saatliğine maskeleyebilir.
Toutes les heures, elles doivent nous envoyer leurs relevés de pollution.
Her saat, insanlara denetlemeleri için veri vermeleri gerekiyor.
- En cinq heures? Vous travaillez d'arrache-pied, et tout à coup, il tombe des trombes d'eau. - Cinq heures.
Yarım yıllık yağmuru beş saatte mi almışlar?
Il est censé assister à une soirée en centre-ville dans moins de 2 heures.
Aslında iki saat sonra şehir merkezinde... gösterişli bir partiye katılacak.
- Je n'ai pas fini mon examen, mais au vu de la température corporelle interne et la rigidité, la mort remonte à environ deux heures.
Hala inceliyorum, ama vücut ısısına ve katılaşmaya bakılırsa iki saat önce ölmüş.
Kim Conti a disparu il y a 18 heures, mais il l'a gardée vivante pour une raison.
Kim Conti 18 saat önce kayboldu, ama bir sebepten onu hayatta tuttu.
J'ai un rapport toutes les heures.
Saat başı haber veriyorlar.
Après 36 heures?
36 saatten sonra mı?
C'était mal parti, il y a six heures.
Altı saat önce durum pek öyle durmuyordu.
Le match s'est terminé il y a deux heures.
- Maç 2 saat önce bitmişti.
SOLLECITO APPELLE LA POLICE QUELQUES HEURES APRÈS LE MEURTRE
CINAYETTEN SAATLER SONRA SOLLECITO POLISI ARADI
Ça durait depuis des heures.
Uzun bir sorgulamaydi.
Tu aurais dû y être depuis trois heures.
Saatler önce burada olman gerekiyordu.
Finalisation six heures après lancement.
Özetlersek, fırlatmadan 6 saat sonra.
Deux heures après avoir prêté serment, sans cérémonies, et être devenu notre Président.
Konuşma, törensiz yemininin ardından, yeni Başkan'ımız oluşundan iki saat sonra yapıldı.
Quarante-huit heures sans banques valent mieux que 48 mois de crise.
48 saat bankasızlık, 48 aylık ekonomik krizden iyidir.
On a contacté le gouverneur il y a trois heures.
Vali'ye üç saat önce haber verdik. Evet.
Quelqu'un l'a torturé dans les dernière 24 heures.
Son 24 saat içinde biri onu öldürene kadar işkence yapmış.
Avec cette vitesse de téléchargement, ça prendra un peu plus de 8 heures.
Bu indirme hızıyla, yaklaşık sekiz küsür saate biter.
Du nouveau pendant mes 3 heures de sommeil?
- Günaydın. Uyuduğum üç saatte bir şey oldu mu?
Oui, vous avez dormi 3 heures.
Gece üç saat uyudunuz efendim.
Il a 24 heures pour évacuer. C'était il y 6 heures.
Bölgeyi terk etmesi için 24 saat süre verdik.
Mais il a encore 12 heures.
Ama daha 12 saati var.
- Quoi qu'il arrive, dans 12 heures, on appuie sur la détente.
Yani ne olursa olsun tetiği çekeceğiz.
J'ai donné mon accord pour 12 heures.
12 saati kabul ettim.
À trois heures.
Saat 3 yönü.
On n'a pas de nouvelles depuis des heures.
Saatlerdir yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]