English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Hüseyin

Hüseyin translate Turkish

443 parallel translation
- Nous devons trouver Hüseyin Hodja.
- Hüseyin Hoca'yı bulmalıyız. Yürü! Ne duruyorsun!
Quand ce sera fait, c'est Hossein qui dormira là-bas.
Bittiğinde Hüseyin orada uyuyacak.
23 personnes pour les conserves.
Konservede etiket işi, 23 kişi. Görevli gardiyan : Hüseyin Sarı.
Hussein!
Hüseyin!
Avec, dans leur propre rôle : H. Sabzian
Kendi rolleriyle Hüseyin Sabzian, Hüseyin Farazmand
J'ai lu dans Sorush Magazine qu'un certain Hossein Sabzian a été arrêté par vos hommes.
- Selamünaleyküm. Suruş Dergisi'nde Hüseyin Sabzian diye birisinin tutuklandığını okudum.
Amir, Hossein et Hushang sont diplômés depuis plus d'un an et seul Amir a eu du travail pendant 6 mois.
Emir, Hüseyin ve Huşeng mezun olalı da bir yıldan fazla oldu ama sadece Emir, altı aylığına bir iş bulabildi.
L'inculpé, M. Hossein Sabzian.
Davalı, Bay Hüseyin Sabzian.
M. Hossein Sabzian a approché notre famille... en se faisant passer pour M. Makhmalbaf... et envisageait sans aucun doute... de monter une escroquerie... ou même de commettre un cambriolage.
Hüseyin Sabzian Bey kendisini Bay Makhmalbaf olarak tanıtarak ailemize yanaştı ve açık bir şekilde bizi dolandırmayı hatta soymayı amaçlıyordu.
M. Hossein Sabzian, vous êtes accusé d'escroquerie et de tentative d'escroquerie.
Bay Hüseyin Sabzian, dolandırıcılıkla ve dolandırıcılığa teşebbüsle suçlanıyorsunuz.
Quelle date sommes-nous, Hossein?
Ayın kaçı, Hüseyin?
Houssein.
Hüseyin.
Houssein, elle est avec moi.
Hüseyin, kızımı da getirdim.
Je dois d'abord dire à Houssein que vous êtes en sûreté.
Önce Hüseyin'i arayıp, güvende olduğunuzu söylemeliyim.
Attends ici, Hossein va venir t'aider.
Biraz beklersen Hüseyin sana yardıma gelecek.
Hossein n'est pas là.
Hüseyin kendi sorunlarıyla uğraşıyor.
Saddam Hussein retourne en 1944.
Farzet ki Saddam Hüseyin 1944'e bir yolculuk finanse etti.
Répétez avec Hossein dans la voiture, et faîte vite!
Hüseyin'le arabada prova yapın ve acele edin!
"M. Hossein".
"Hüseyin bey."
Dites : "M. Hossein, tu oublies ceci." C'est tout.
"Hüseyin bey, bunu unuttun" de. Hepsi bu.
Saddam Hussein, le dictateur!
Bu Saddam Hüseyin, diktatör olan.
C'était peut-être Saddam Hussein, mais il avait un accent anglais.
Saddam Hüseyin olabilir. Emin değiliz. Ama İngiliz aksanı vardı.
Voici les deux divisions que Saddam a déployées au Nord.
Bunlar, Saddam Hüseyin'in Cumhuriyet Muhafız alayları..... onları kuzeye kaydırıyor.
Le principal, c'était de se procurer l'équipement que j'ai eu grace à Hossein.
Önemli olan şey, Hüseyin'den aldığım âletlerin hangisini kullanacağım.
Hossein travaille dans le quartier nord de la ville dès qu'il peut s'échapper du travail.
Hüseyin şehrin kuzey kısmında çalışıyor. İstediği zaman işyerinden ayrılabilir.
Mir Hosein NOURI Ahmad ANSARI
Mir Hüseyin NÛRÎ Ahmed ENSÂRÎ
Il faisait partie de mon opération pour déstabiliser Saddam Hussein, ça te va?
Çünkü operasyonda yer aldı. Saddam Hüseyin'i yok etme operasyonunda benim yanımdaydı.
- Hüsey in.
- Hüseyin.
Saddam Hussein n'existe pas.
Saddam Hüseyin diye biri yok.
Saddam est une invention du gouvernement?
Saddam Hüseyin'in bir hükümet yalanı olduğunu mu söylemeye çalışıyorsun?
Je suis ton pote, Saddam Hussein.
Ben eski dostun Saddam Hüseyin. Saddam Hüseyin mi?
M. Hussein, le gouvernement US est inquiet.
SADDAM HÜSEYİN'İN GİZLİ KARARGÂHI H.Q 16 : 05 Bay Hüseyin, Birleşmiş Milletler hükümeti endişeli.
Saddam Hussein a signé un nouvel accord autorisant l'O.N.U. À inspecter ses sites militaires.
Ve bir başka haber. Saddam Hüseyin sonunda Birleşmiş Milletler denetçilerinin askeri operasyonları denetlemesiyle ilgili anlaşmayı kabul edecek gibi görünüyor.
Saddam Hussein utilise des armes chimiques, non?
Nasıl yani? Bu kokuşmuş Saddam Hüseyin kimyasal ve biyolojik silah kullanmıyor mu?
Comme nous l'a appris Saddam Hussein...
Saddam Hüseyin'in bize öğrettiği gibi.
Hossein m'a averti.
Hüseyin söyledi.
Elle discutait avec le Pr Husseini.
Profesör Hüseyin'le sık sık konuşurlardı.
Professeur Husseini, le crime d'honneur fait partie d'anciennes doctrines.
Profesör Hüseyin, namus cinayetleri eski kültürün öğretilerindendir.
Saddam Hussein?
Saddam Hüseyin?
SVP, M. Hossein, prenez bien soin de ma carte d'identité.
Hüseyin, aga kimliğimi iyi sakla.
Mais si rester ici veut dire travailler à dix mètres de vous... franchement, je préfère travailler à essuyer le cul de Saddam Hussein.
Ama eğer burada kalmak, senin on metre yakınında çalışmak anlamına geliyorsa... açıkçası, Saddam Hüseyin'in kıçını silmeyi içeren bir işi tercih ederim.
DOCTOR WHO CLASSIC
Hüseyin Yılmaz
- Nous trouverons Hodja Hüseyin.
Hemen Hüseyin Hoca'yı buluruz.
Présent.
- Hüseyin Çeşnar.
Il a liquidé le Sheik Hussein, non?
O Şeyh Hüseyin'i öldürmüştü, değil mi?
- Si, tu as raison.
Hüseyin, bunu unutma.
- Votre femme.
- Karın Hillary Rodham Hüseyin.
Hossein est à Téhéran?
- Hüseyin Tahran'da mı? - Hayır.
Saddam nous bombarde!
Saddam Hüseyin, bizi bombalıyor!
- Au rond-point, Hossein.
- Daireye, Hüseyin. - Bin.
L'oncle Hüseyin te demande.
Hüseyin Amca dükkana gelsin çabuk dedi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]