English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Ibm

Ibm translate Turkish

305 parallel translation
Ce matin j'ai dû aller chez IBM pour voir un cerveau électronique.
Dün gece saat ona kadar buradaydım ben. Bu sabah da IBM'e uğramam gerekti yeni elektronik beyinle ilgili bir tanıtım gösterisi vardı.
J'ai assisté ce matin á une démonstration, á IBM.
Örneğin EMHAAH'ın? - Evet. Aslında tam da bu sabah IBM'de bir tanıtım gösterisi izledim.
En fait, c'était un bookmaker, qui bloquait le standard et déterminait les cotes d'ici.
Sonuçta santralimi kilitleyen ganyan bayii işlettiğini öğrendik. Tahminler için IBM makinelerimizi kullanıyormuş.
Ce navire est une vraie machine IBM flottante.
Yeni çağda olduğumuzu biliyorum ama burası yüzen bir bilgisayar.
Mais les miens proviennent d'une règle et d'un ordinateur.
Sadece benimkiler bir hesap cetveli ve bir IBM tarafından geliyor. Doğru.
J'ai aussi des actions I. B. M. I. T. T.
Aynı zamanda IBM ve ITT'de de hisselerim var.
Actions d'IBM.
IBM hisseleri.
I.B.M., I.T.T., A.T.T., Dupont, U.S. Steel et vingt autres entreprises américaines.
General Motors IBM, ITT, ATT, Dupont, Amerikan Çelik ve 20 diğer Amerikan şirketi onların.
Il n'existe que l.B.M., I.T.T., A.T.T., Dupont, Dow, Union Carbide et Exxon.
Sadece IBM var, ITT var, ATT var Dupont var, Dow var, Union Carbide var, Exxon var.
Vous avez deux rois destitués... deux pays sud-américains - Petits, mais - l BM, trois sénateurs, Constantin Demeris -
2 devrik kralınız var. 2 Güney Amerika ülkesi... küçük, ama... IBM, 3 senatör, Constantin Demeris...
- Vous vous sentez mal? - Non, monsieur, c'est la lecture IBM.
- Evet efendim, sorun okumalarda.
Je ne suis pas sûr, mais ça vient de la lecture IBM.
Şey, tam olarak emin değilim ama sorun okumalarda.
Si tu veux savoir, il est devant son IBM :
Eğer bilmen gerekiyorsa, çok güzel bir simsarın yanında IBM kullanıyor.
Les gars d'I.B.M. ont commandé des boites de plats du jour.
IBM'deki çocuklar baya çok sayıda Günün Mönüsü siparişi verdiler..
J'avais envie de porter mes vêtements pour aller à I.B.M.
IBM'e giderken gündelik kıyafetlerimi giyebileceğimi düşündüm.
Quand IBM te fera un pont d'or, tu en achèteras autant que tu veux.
Bak, IBM senelik bir yüz ödediğinde istediğin kadar uyku tulumu alabilirsin.
Je m'occupe personnellement de ibm, Xérox, Polaroïid- -
İlk 100'de yer alan tüm şirketlerimiz için çalışıyorum. Kişisel olarak IBM, Xerox, Dupont, Polaroid...
II est connecte aux IBM 370 de l'Agence de securite a Fort Meade.
Fort Meade'deki NSA Merkezi'nde bulunan IBM ile arabağlantısı var. Çeşitli programları işletir.
Mes fils ont fait des études. L'un est gérant de restaurant, l'autre est technicien chez IBM. Pourquoi c'est pas des clodos?
İki oğlum meslek okuluna gitti - - birisi restorant müdürü oldu, diğeri de IBM'de bekçi mühendis, ve onlar serseri değil, anladın mı?
Non, technicien chez IBM, connard!
IBM binasında mı yani, seni götlek!
IBM et Hilton ont grandi là-dessus.
IBM ve Hilton böyle kuruldu.
On est vendeur sur 200000 Acier, 1 million d'IBM, 350000 Porc.
Firmanın satılık 200.000 çeliği var. Bir milyon Büyük Mavi. 350.000 domuz ve fasülye.
Tu sais pas à quel point, bébé.
Sen sadece ıslıkla IBM çalmıyorsun, güzelim.
Les petites sociétés qui ont tout lancé... espèrent connaître le destin d'IBM d'ici 20 ans.
Bu işe ilk giren küçük şirketler 20 yıl sonrasının IBM'i veya Bell Telephones'u olmayı umuyor.
Ah, dites-moi... l'oeil de caractère de votre IBM n'est pas Prestige Elite, par hasard?
Oh, bu arada... IBM'nde ki yazı... onun Prestige Elite olma ihtimali... yok, değil mi?
Je reste avec des valeurs sûres, comme IBM.
Güvenilir şirketlerin hisselerinden vazgeçme ; IBM
Tiens, IBM est en hausse.
IBM yükselmiş.
28 ans chez IBM.
IBM'de 28 yıl.
Je maîtrise les logiciels lBM et Macintosh.
IBM ve Macintosh programlarında kesinlikle işin ehliyim.
Compatibles IBM avec disques durs de 500 Mo, CD-ROM et modems 14,4.
IBM-uyumlu 500 mg sabit disk, CD-ROM ve 14.4 modemler.
Le livre à la chemise rose... guide d'ibm. Ainsi appelé à cause de l'horrible chemise rose portée par le mec sur la couverture.
IBM PC's rehberi pembe kabıyla ünlü adamın kapağı insanı bunaltıyor.
Au cas où tu l'ignorerais, IBM n'embauche plus.
Kimse sana söyledi mi bilmiyorum ama lBM bir süredir kimseyi işe almıyor.
Cent vingt mots par minute, sténo. IBM, Mac, Word, Excel...
Dakikada yüz yirmi kelime yazarım, lBM, Mac, yazım programları, veriler.
Tu sais ce que ça demande de concurrencer Microsoft et IBM?
Baba, biliyor musun Microsoft ve IBM gibi markalarla yarışmak nelere mal olur?
- Alors, pourquoi tu dis que je bosse chez IBM?
Öyle mi? Neden o zaman bütün mahalleye IBM'de çalıştığımı söyledin?
Tu travailles chez IBM. On est tranquilles.
- İyi o zaman, sen de rahatsın ben de tamam mı?
- Vous êtes son fils qui bosse chez Apple? - IBM!
- Siz onun Apple'da çalışan oğlusunuz.
IBM!
- Hayır IBM!
Maman?
IBM! Anne
- Je vois le commissariat mais pas IBM.
IBM orada değil ki. Orada polis merkezi var.
Des IBM, des ATT, des Polaroïd, et...
IBM, ATT ve polaroid ve...
La sphère céleste I.B.M.
IBM Yıldız Küresi.
Chez IBM, ils vont en chier dans leur froc.
IBM altına yapacak.
Je ne crois pas que IBM nous connaisse.
IBM'in bizim kim olduğumuzdan haberi bile yoktur.
J'ai longtemps pensé que Steve était obsédé à l'idée d'éliminer IBM.
Steve'in IBM'i yoketmeye doğuştan takıntılı olduğunu düşünür olmuştum.
Car en ce temps-là, en ce qui nous concerne, IBM était pratiquement le Pentagone.
Yani o günlerde, bizi referans alırsak IBM hemen hemen Pentagon gibiydi.
Et nous, une bande de barjots bidouillant des ordinateurs que IBM prenait pour des jouets.
Biz, pasaklı kaçıklardık IBM'cilerin oyuncak gibi gördüğü bilgisayarlar arasında kaybolmuştuk.
Vous avez l'air d'un type d'IBM.
IBM tipinde biri gibi görünüyorsun.
La plus effrayante étant IBM.
Canavarların en korkuncuna, IBM'e.
En ce temps-là, IBM était à la fois Attila, Genghis Khan et Dracula l'Empaleur.
IBM. O zamanlar onlar Atilla, Cengiz Han ve Kazıklı Voyvoda'nın birleşimi gibiydiler.
Il travaille chez IBM.
IBM'de çalışıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]