Translate.vc / French → Turkish / Icarus
Icarus translate Turkish
185 parallel translation
L'Ivanhoé, l'Impulsive et l'Icarus à Dunkerque, l'Harvester et le Havant à La Panne, sur-le-champ.
Ivanhoe'yi, Atılgan'ı ve İkarus'u Dunkirk'e yollayın. La Panne'deki herkesi son hızla toplayın.
- Oui, je sais. C'est notre mouette, Icare.
- O bizim martımız icarus
Juste après ça, elle a pris ce boulot d'officier scientifique sur l'Icarus.
Randevumuzu iptal ettikten sonra, Ikarus'ta bilim subayı olarak işe başladı.
Après notre discussion... Quand tu t'en voulais parce qu'Anna avait pris ce boulot sur l'Icarus... Je pense que tu devrais voir ça.
Ama geçen günkü konuşmamızdan sonra sen Anna'nın Ikarus'taki işi kabul etmesinden dolayı kendini suçlayınca bunu görmen gerektiğini düşündüm.
Je suis vraiment contente de m'engager sur l'Icarus.
Gelecek hafta Ikarus'un ekibine katılacağım için çok heyecanlıyım.
C'est l'Icarus?
Icarus mu?
Il était sur l'Icarus quand il a sauté.
Icarus patladığında içindeydi.
J'oublie jamais un visage. Morden, le même nom.
Icarus'taki kimliğini kullanıyor.
Et pourquoi il vit quand ma femme et ceux... qui étaient à bord de l'Icarus avec lui, sont morts.
Karım ve Icarus'taki herkes öldüğü halde o nasıl ölmedi?
La dernière transmission de l'Icarus ne mentionnait pas le problème qui...
Icarus'tan alınan son sinyalde sorunun kaynağına ilişkin...
J'étais bien à bord, mais je ne me souviens de rien...
Evet Icarus'taydım. Ne oldu, hatırlamıyorum.
Cent trente-neuf personnes sont mortes sur l'Icarus, M. Morden.
Icarus'ta 139 kişi öldü, Morden.
- Qu'est-il arrivé sur l'Icarus?
- Icarus'a ne oldu?
Recouvrez la mémoire... car sinon, quand j'en aurai fini, vous regretterez d'avoir survécu.
Hatırlamaya başlasan iyi olur çünkü seninle işim bitince, keşke Icarus'ta ölseydim diyeceksin.
L'Icarus, le vaisseau de votre femme... était parti examiner les ruines d'une ancienne race... dont personne n'avait entendu parler.
Icarus, eşinizin gemisi, daha önce adı duyulmamış eski bir ırkın kalıntılarını araştırmaya gönderildi.
L'Icarus a trouvé quelque chose.
Icarus'takiler bir şey buldular.
Quand j'étais au centre de contrôle, j'ai vu l'Icarus.
Sonra da Komuta Merkezi'nde Ikarus'u gördüm.
L'Icarus?
Ikarus'u mu?
Tel Icare, la fusée s'est élevée trop haut et a perdu tout contrôle servo-directionnel, nous laissant ainsi six heures à vivre.
Ve Icarus gibi roket aptalca fazla yükseğe çıktı ve kendi kontrol mekanizmasını kaybederek bize yaşamak için yaklaşık altı saat bıraktı.
Je suis si émue d'embarquer sur l'Icarus la semaine prochaine.
Haftaya İkarus'ta işe başlayacağım için gerçekten çok heyecanlıyım.
L'Icarus.
İkarus.
139 personnes périrent à bord de l'Icarus, M. Morden.
İkarus'ta 139 kişi öldü, Bay Morden.
Elles datent peut-être du naufrage de l'Icarus...
İkarus yok edildiğinde olmuş olabilir ama- -
Toi et Kosh êtes venus me voir... avec des photos de tout l'équipage de l'Icarus à Z'ha dum... réveillant les Ombres.
Kosh'la birlikte daireme geldiniz. Bana Z'ha'dum'da Anna ve İkarus mürettebatının Gölgeler'i uyandırdığına dair görüntüler gösterdiniz.
Le qualificatif d'aventurier me conviendrait mieux.
Icarus uzay programıyla ilgili söylentiler duyuyoruz.
Icare est unique.
Icarus eşsizdir.
Vous ne savez pas à quel point votre monde en sera bouleversé.
Icarus'un dünyanızı ne kadar değiştirceğini hayal bile edemezsiniz.
Vous allez être témoin du véritable pouvoir d'Icare.
Şimdi Icarus'un gerçek gücünü göreceksiniz.
Icare va se verrouiller sur la signature thermique. Et y concentrer l'énergie du soleil.
Icarus vücut ısısına kilitlenecek ve güneş enerjisini ona yöneltecek.
Patron, un missile se dirige sur Icare.
Patron, Icarus'a füze yolladılar.
Les Américains devront fuir, ou Icare les détruira.
Amerikalılar kaçmazsa Icarus onları yok edecek.
Mais je vais juste dire : "Icare." D'accord?
Ama sadece "Icarus" diyeceğim, tamam mı?
J'ai une fille à bord de l'Icarus.
Kızım ıcarus'ta görevli.
Cas Icare numéro 690.
Icarus dosya numarası 690.
Icare a d'abord été un moyen de recueillir des secrets militaires.
Icarus, askeri istihbarat toplayarak başladı.
Numéro cas Icare 754.
Icarus dosya numarası 754.
O'Ryan était du FBI, vous avez entendu parler d'un projet Icare?
O'Ryan FBI'dandı. Icarus adında bir proje duydun mu?
Nous étions cinq, vous savez. Les plus doués, les meilleurs témoins distants du Projet Icare.
Icarus Projesinin en yetenekli Uzak Görüşçüleri.
Les récits sur les Amazones, le Minotaure et Icare?
Amazonların hikayeleri? Minatorlar, Gorgonlar, güneşe uçan Icarus?
C'est comme si Apollo demandait à Icarius pourquoi il construit des ailes.
Bu Apollo'nun Icarus'a neden kanat inşa ettiğini sorması gibi.
Il y a 7 ans, le projet Icarus a créé une mission pour redémarrer le Soleil.
Yedi yıl önce İkarus Projesi güneşi tekrar ateşlemek üzere bir görev gönderdi.
Bienvenue sur Icarus II.
İkarus II'ye hoş geldiniz.
- Le projet Icare?
Icarus projesi mi?
Vous êtes un adversaire peu commun, Mr.
Haftasonu İzlanda'da küçük bir bilim gösterisi düzenliyorum. Icarus.
Je vous présente Icare.
Size Icarus'u veriyorum.
Non, il leur faut un argument de poids Icare.
Havadan bir şeye ihtiyaçları var. Icarus.
Comprends-tu à présent, Père?
Icarus mayın tarlasını temizliyor.
- Icare la désintégrera en vol.
Icarus hepsini havada patlatır.
C'est un très joli Icare.
Çok hoş bir İcarus.
Confirmation de l'Icarus.
ıcarus'un yerini tespit ettik.
Oui, mais heureusement, il n'est pas Icare.
Şansına İcarus değil. ( Mitolojik bir karakter. Çeviren )