Translate.vc / French → Turkish / Imperial
Imperial translate Turkish
496 parallel translation
Et pour mon anniversaire je te demande, ô perle de tous les mages, que tu m'aides à balayer mon ennui imperial avec tes tours de magie inédits, sortis droit du trésor de ton illustre esprit!
Bu yüzden siz, sihirbazların en değerlisinden, gelip o ilham dolu ruhunuzdan çıkacak olan ve daha önce hiç görülmemiş sihirbazlık numaralarınızla beni, imparatorluğun derdinden birazcık uzaklaştırmanızı istiyorum.
Imperial Air-Ways? Je veux parler au directeur.
Müdürünüzle görüşmek istiyorum.
Je venais d'arriver à Londres, à l'Hôtel Impérial.
Londra'dan henüz dönmüştüm ve Imperial Palace otelinde kalıyordum.
Un représentant de Portland, Oregon, a été retrouvé hier dans le comté d'Imperial, Californie.
William Johnson, dün Kaliforniya Imperial Country'de ölü olarak bulundu.
Allez à l'hôtel Impérial, chambre 4.
Imperial Hotel'e git, oda numarası 4.
Hôtel Impérial, chambre 4.
Anladın mı? Imperial Hotel, Oda 4.
Imperial Tobacco! Le thé Lipton!
Shell Oil, Imperial Tobacco,
Le modèle Impérial.
Bir Imperial olmalı.
Puis le camion Ford, la Volkswagen, et la décapotable Chrysler Imperial, tous à 80 environ.
Onun arkasında kamyon, Volkswagen üçüncü sırada onların arkasından da Chrysler Imperial geliyor.
On est les derniers, avec l'Imperial?
Harika bir arabamız var ama yine de sonuncu mu olacağız?
Mais l'hôtel Imperial est très classe moyenne.
Ama İmperial Otel tam üst-orta sınıf yeridir.
L'Imperial Fish Chips.
Emperyal Balık Piliç Marketi.
Je donne une petite soirée dans ma suite de l'Imperial ce soir.
İmparatorluk süitimde bu akşam küçük bir müzik dinletisi düzenliyorum.
Bien sûr. On ira à l'hôtel Impérial et nous ferons une grande fête.
Hadi Imperial Oteline gidelim ve büyük bir parti verelim.
Remington Arms et Imperial Chemical Industries de Frankfort avaient comploté pour se partager...
Remington Arms ve İngiliz Imperial Chemical Industries firmaları savaş malzemesi satışını bölüşmek üzere fesat kurmuşlar.
Pour terminer un repas convenablement, il faut une tassé de Café Imperial.
Bir fincan Imperial Kahve yemeği sonlandırmanın en doğru yoludur.
Imperial est un bon produit.
Asıl olay ürünün iyi olmasıdır.
- Que faire contre un garde impérial?
Bir muhafıza karşı ne şansımız olabilir ki?
Imperial Air-Ways? Je veux parler au directeur.
Imperial Havayolları mı?
Faut se démener.
İmperial'a gidip kendim satın alacağım.
Quand j'ai dansé pour le Tsar au Palais Impérial, il a pleuré des torrents de larmes. J'ai dû continuer en galoches.
Çar'ın huzurunda sarayda dans ettiğimde göz yaşları yerleri yıkadı.Sonraki numaramı galoşla yapmam gerekti.
Quand tu étais au Palais Impérial, tu ne pensais pas que tu ferais un jour un pareil métier!
Gençken İmparatorluk Sarayı'nda çalıştığını duydum. Seni bu hale düşüren nedir?
Je n'arrive pas à croire qu'ils aient pu prendre un prisonnier impérial du palais.
İmparatorun esirinin saraydan kaçırılmasına nasıl izin verdiniz?
Le Palais impérial, autrefois appelé le château Chyoda, a été construit il y a quelque 500 ans par le Seigneur Dokan Ota.
İmparatorluk Sarayı, eski adıyla Chiyoda Kalesi İmparator Dokan Ota tarafından yaklaşık 500 yıl önce inşa ettirilmiştir.
Nous imprimons le calendrier pour le Palais Impérial et tout le reste est un peu négligé.
Hâlihazırda İmparatorluk Sarayı için takvim basmakla meşgulüz ve diğer işlerimizde biraz geri kaldık.
Voici les calendriers pour le Palais Impérial.
Kraliyet Sarayı'nın takvimlerini hazırladım, bakmaz mıydınız efendim?
Ce temple fut érigé par ordre impérial.
Hem burasının bir İmparatorluk mabedi olduğunu hatırlatayım.
Voici le décret impérial.
Bu, tayininin İmparatorluk Fermanı'dır.
Quoique, en tant que prince de Hongrie avant son mariage... Il ait droit au titre impérial et royal.
Karpatya Kraliçesi'yle evlenmeden önce bir Macaristan prensi olması sebebiyle İmparatorluk ve Kraliyet hitaplarını hak ediyor.
Pourquoi royal et impérial?
Kraliyet ve İmparatorluk.
Pas sur le décret impérial, mais sur les anciens vétérans.
Ateş altındayken postlarını kim kurtaracak? Ne o kitaplar, ne de talimatnameler... Sadece biz kıdemliler.
Je viens offrir au Trésor impérial un contrat d'1 million de dollars.
İmparatorluk hazinesine 1 milyon dolarlık bir teklif için geldim.
Il prit la forme d'un mouvement patriotique pro-impérial et xénophobe.
Dolayısı ile yabancı karşıtı fikirler gelişti İmparatorluk yandaşları tarafından körüklendi.
Le ministre shogunal Il Naosuké, contre l'opinion, et sans l'assentiment impérial, ouvrit des ports aux Occidentaux.
Başbakan, Li Naosuke, İmparator'a danışmadan ülkeyi yabancılara açma kararı aldı.
Le régent impérial de Kyoto a été massacré après avoir exprimé des idées pro-shogunales.
Hatta yakın zamanda Şogunluk sempatisi nedeniyle Shimada Sakon'un başı kesildi.
Nous occuperons Kyoto et rétablirons le pouvoir impérial autour des clans loyalistes.
Kyoto'yu işgal eder etmez Şogunluk'u devirip İmparatorluk nizamını yeniden kuracağız.
Allez au palais impérial prendre un Rescrit de l'Empereur.
Bu gece Detached Sarayı'na gidip İmparator'dan Buyruk alacaksınız.
Montrez-nous le Rescrit impérial, si vous l'avez.
Kiyokawa dono! İmparator'un Buyruk'u nerede!
C'est impérial!
Bu muhteşem!
C'est absolument impérial!
Kesinlikle muhteşem.
Absolument impérial!
Kesinlikle muhteşem!
Et le tabouret impérial.
Ve imparatorun taburesi de.
"Le lieutenant Wilhelm von Klugermann, pour acte de bravoure, dans le combat contre l'ennemi, et services rendus à la patrie en abattant, seul, 20 appareils ennemis, reçoit" Pour le Mérite " par décret impérial.
Teğmen Wilhelm von Klugermann Alman imparatorluğunun düşmanlarına karşı gösterdiği büyük kahramanlık ve 20 düşman uçağını yok ederek yurdu için gösterdiği üstün başarı sayesinde İmparatorun emriyle, Şeref Madalyası'na hak kazandı.
Caius Bonus était tant impatient de se procurer la recette d'une potion magique qui l'aurait rendu invincible et qui lui aurait ouvert la route vers le trône impérial.
Sezar, Bonus Belonus bizim sihirli iksirimize sahip olup... yenilmez ve İmparator olmak istiyor..
Je suis voyante, responsable de la divination au palais impérial.
İmparatorluk Sarayında kehanetten sorumlu bir medyumum.
Il avait ensuite écrit à un ami de jeunesse qui était devenu entre temps agent impérial russe à Dantzig :
Sonra o aralar Danzig'de Rusya Kraliyet Temsilcisi olarak çalışmaya başlayan bir arkadaşına şunları yazdı :
Il a décidé en conséquence d'éditer un rescrit impérial pour convoquer ton suzerain Yamanouchi.
Bu yüzden Lordunuz Yamamoto'yu Kyoto'ya çağırmak için İmparatorluk Fermanı yayınladı.
Regardez ce splendide derrière, royal, impérial...
Burası kraliyet ve bu da kraliyet poposu!
Maréchal Montgomery, Sa Majesté est prête... à accueillir le futur chef de l'état-major impérial.
Sir Montgomery, Majesteleri gelecekteki Kraliyet Genel Kurmay Başkanı'nı kabul etmeye hazır.
Vous osez toucher un garde impérial?
İmparatorluk muhafızına dokundun, ha?
Une Chrysler Impérial.
Maron renkli Chrysler Impérial.