Translate.vc / French → Turkish / Inde
Inde translate Turkish
3,878 parallel translation
Ils ont trouvé mon adresse dans son GPS.
GPS'inde adresimi bulmuşlar.
Leslie, on peut se marier le 16 mai, ou le 1er juin, ou le 57 juillet.
Leslie, Mayıs'ın 16'sında evlenebiliriz ya da Haziran'ın 1'inde ya da Temmuz'un 57'sinde.
Avec la foule et les personnages costumés se baladant, ça me rappelle trop l'Inde.
O kalabalık ve etrafta gezinen garip garip tipler bana Hindistan'ı hatırlatıyor.
Mon père est gynécologue en Inde, donc si tu es là-bas et que tu as besoin d'un contrôle, comme il aime à dire "Ça va-gin?"
Babam Hindistan'da jinekologdur. Yolun oraya düşer de kontrol falan gerekirse kendisinin akıl oyunuyla dediği gibi : "serviksinizdeyiz."
ils rentrent chez eux au bout de 24h.
Hanımefendi. Çocuklar sanılan gibi hep kaybolmaz. Bu tip vakaların % 80'inde çocuklar 24 saat olmadan...
Elle est allée à Bangkok, en Inde, en Thaïlande, en Egypte, au Yémen,
Bangkok, Hindistan, Tayland... Mısır, Yemen... Hepsine gitmiş.
Dieu merci, tu n'es pas de retour en Inde où cette la blessure te rendrait inépousable.
Tanrı'ya şükür şu an Hindistan'da değilsin. Bu yarayla evlenemezdin.
Tu savais pas que je le fêtais le 15.
Ama benim 15'inde kutladığımı bildiğine eminim.
Depuis l'Inde.
Ta Hindistan'dan buraya.
Um, Jess, c'est Ankita-ji, la tante de Shivrang, qui vient directement d'Inde.
Jess, bu Ankita-ji. Shivrang'ın teyzesi. Ta Hindistan'dan geldi.
BRENNAN : Il y a une tribu au sud de l'Inde qui pensait que l'animal d'un homme faisait partie de lui.
Güney Hindistan'da bir kabile var, bir adam hayvanını, kendisinin bir parçası gibi hisseder.
Il suffit de regarder les documentaires à la télé, ces espèces de trucs déprimants, comme l'Inde, avec ces gens, sans bras, ni jambes, comme plantés dans un trou.
Televizyondaki o belgeselleri izleyip geçiyoruz mesela. İç karartıcı, Hindistan'da falan kolu bacağı olmayıp tek göz odada yaşamaya çalışan insanların olduğu... Anlatabildim mi?
Une fois de plus, l'Inde est dénudé de son trésor par les démons impérialistes.
Bir kez daha, Hindistan büyükannenin servetinin emperyalist şeytanlar tarafından nasıl soyulduğunu gözler önüne serdi.
Les teneurs de plantations avaient l'habitude d'en manger dans le Sud d'avant-guerre.
Tarla sahipleri savaş öncesinin Güney'inde bunu yerlerdi.
Elle a pris les enfants, ses seins et le cochon d'Inde, puis elle a déménagée à Sheepshead Bay.
Çocukları, memelerini ve Hint domuzunu alıp Sheepshead Bay'e taşındı.
Il y a eu des communications aux plus hauts niveaux entre la Russie, l'Angleterre, la Chine, l'Inde...
Rusya, İngiltere, Çin ve Hindistan arasındaki iletişim fazlasıyla arttı.
- Un septuagénaire?
- Adam 70'inde miydi?
- 70 et des poussières.
- 70. O 70'inde
Laisse-moi comprendre une chose. Tu préfères, disons, traîner tes deux enfants en bus à 23 heures plutôt que je vous reconduise?
Doğru mu anlamışım gecenin 11'inde iki çocuğunla birliktesin ve benim yerime otobüsü tercih ediyorsun öyle mi?
♪ l'm gonna walk all over God's heaven ♪
# Tanrı'nın Cennet'inde Her yeri gezeceğim #
Cette forme de jeu d'échecs est née en Inde, des siècles auparavant.
Bu satranç biçimi yüzyıllar önce Hindistan'da doğdu.
Ma soeur est allée en Inde un été.
Ablam bir yaz Hindistan'a gitti.
Plusieurs études indiquent que les témoins oculaires peuvent se tromper dans 35 % des cas quand on prend en compte l'éclairage, la distance et l'acuité visuelle.
Işık, mesafe ve görme keskinliğini göz önüne alındığında..... vakaların % 35'inde yanlış görgü tanıklığı yapıldığı araştırmalar tarafından kanıtlanmıştır.
ça se répand par les moustiques en Afrique, dans le sud de l'Inde, et dans l'Asie du Sud-Est.
Bu Afrika'da, Güney Hindistan'da ve Güneydoğu Asya'da sivrisinekler ile yayılır.
Plutôt commun en Inde, pas vrai?
Hindistan'da oldukça yaygın, değil mi?
Je lui ai dit que nous serons dans la province de Zhejiang d'ici la fin de la semaine.
Haftanın sonunda Zheijiang Eyalet'inde olacağımızı söyledim.
C'est un garçon d'Inde
Hindistan'dan bir çocuk.
Vous savez qu'il m'a hébergé à Bombay l'an dernier quand je visitais l'Inde?
Geçen sene Hindistan turundayken beni Bombay'da ağırlamıştı.
Sa visite en Inde était un grand succès, grâce à Lord Flintshire.
Lord Flintshire sayesinde Hindistan turu çok başarılı geçmiş.
Je te l'ai déjà dit des milliers de fois, vieillard. Il est né en Inde.
Sana bin kere söyledim bunak herif o Hindistan'da doğdu diye.
Oui, B. Parce que tu es prisonnier dans cette charmante maison à Mission Bay.
Doğru, B. Çünkü sen Mission Körfez'inde esir tutulmuş büyüleyici tutsak bir zanaatkârsın.
Tu veux que Jesus soit marié et père à quinze ans?
Jesus'un 15'inde evli bir baba olmasını istiyor musun?
Mais attendre une décision aurait pu faire de notre fils un père à quinze ans.
Ama kararlar için beklemek oğlumuzu 15'inde baba yapabilir.
J'adore quand les gens déguisent leurs cochons d'inde.
Şuna bak. Hint domuzlarını böyle şirin giydirip süslediklerinde bayılıyorum.
Est-ce que "bizarre" veut dire quelque chose de différent en Inde?
Ağır kelimesini Hindistan'da başka mı kullanıyorsunuz?
La 1 ère fois que j'ai mangé ici, je revenais d'Inde.
İlk defa burada yediğimi hatırlıyorum da, Hindistan'dan yeni dönmüştüm.
En Inde, on a découvert d'anciens textes et documents qui décrivent des engins volants appelés vimana.
Hindistan'da bulunan antik yazma ve kitaplarda adı geçen bir çeşit uzay aracı.
Où étiez-vous le jeudi 11, durant l'après-midi?
Ayın 11'inde, perşembe günü öğleden sonra neredeydin.
Et le FBI a tendance a devenir extrêmement grincheux quand il est plus d'une heure du matin et qu'ils ne peut pas passer.
Ve F.B.I gecenin 1'inde istedikleri yapılmayınca çok huysuz olabiliyor.
Les réponses sont dans la Bible de Washington.
Cevaplar Washington'ın İncil'inde.
Que voulais-tu faire avec ton foulard à 11h du soir?
Gecenin 11'inde fuları ne yapacaktın ki?
Elle veut que je règle mes problèmes avec notre père avant la grande fête de famille pour le premier Noël de mon neveu.
Yeğenimin ilk Noel'inde vereceği büyük aile partisine kadar babamla aramızdaki sorunları halletmemi istiyor.
et à propos de votre casier judiciaire en Inde?
Hindistan'daki sabıkana ne demeli peki?
En Inde. Dans un ashram.
Hindistan'da inziva yerlerinden birinde.
Comme s'il ignorait ce que je fais à 20H.
Sanki akşamın 8'inde nerede olduğumu bilmiyor!
J'étais censée aller à un mariage avec un gars et j'aurais été libre le 11, et quand j'ai appris que j'allais à l'antenne, je lui ai dit.
- 11'inde bir çocukla düğüne gidecektim ve daha sonradan gidemeyeceğimi öğrenince ona söyledim.
Comment peut-il y avoir un milliard d'habitants en Inde si ça leur prend aussi longtemps de faire l'amour?
Nasıl oluyor da Hindistan'da bir milyar insan yaşıyor sevişmelerinin bu kadar sürmesine rağmen?
Inde?
Hindistan?
Elle a essayé de me voler mon cochon d'Inde. Je l'ai larguée.
benim gine külçemi çalmaya kalkışana kadardı sonra onu terk ettim.
Les montagnes de l'Hindu Kush étaient le repaire de violentes tribus avant même qu'Alexandre le Grand ne traverse la Perse sur sa route vers l'Inde.
Hindikuş dağlarındaki vahşi kabile bölgelerinin kökeni Büyük İskender'in İran'dan Hindistan'a yaptığı seferin bile öncesine dayanmaktadır.
En Inde, ils agitent des drapeaux et participent à des projections pour regarder les élections.
Hindistan'da bayrağımızı sallayıp partiler düzenleyerek yayını izleyecekler.