Translate.vc / French → Turkish / Ins
Ins translate Turkish
100 parallel translation
Toutes les agences de presse sont ici, mais rien ne filtre.
Bütün haber ajansları, AP, UP, INS burada, ama hiçbir bilgi alınamadı.
Vous et vos love-ins, que connaissez-vous à l'amour?
Değer vermek ve sevmek hakkında en ufak fikrin yok senin Hiç hem de
- Arrête d'être ins-solent!
- Bu kadar kaba olmasana!
Ins-pec-teur Munch.
Dedektif Munch.
- Les Grands de la boxe et Yentl. - Yentl?
"Boxing's Greatest Weigh-Ins" ve "Yentl."
"Je ins au monde les jambes en aant."
Bu dünyaya yürüyerek gelmişim...
"Je ins au monde les jambes en aant..."
Bu dünyaya yürüyerek gelmişim... Ve kadın ağlamış...
L'INS, 6ème division.
INS, 6. Bölüm.
400 millions juste pour enfermer les criminels immigrés... qui ne sont arrivés dans ce pays que parce que l'INS'a décidé... que c'était la moindre des chose de faire un effort pour ces criminels reconnus.
Kaçak göçmen suçluları hapsetmenin masrafı 400 milyon dolar. Bu ülkeye, göçmen bürosunun işgüzarlık edip... hüküm giymişleri araştırmaması sayesinde girdiler.
Escroquer l'immigration c'est une offense fédérale.
INS'ye karşı gelmek federal bir suçtur.
Il connait beaucoup de monde et il est très nerveux.
O adamın çok iyi bağlantıları var. - INS'yi ara Frank.
- D'appeler l'immigration.
- INS'yi aramamı söylediler.
L'INS a appelé pour Mobalage.
lNS, Mobalage için aradı.
Que l'Immigration travaille avec la Santé publique.
INS ( Göçmen Bürosu ) Kızılhaç ve CDC ( Hastalık Kontrol Merkezi ) ile koordineli çalışıyor.
Comment pouvais-tu ne pas savoir qu'il bossait au INS?
Nasıl olur da Göçmen Bürosu'nda çalıştığını bilmezsin?
Une sébacéenne, Un luxan et un hum un autre sébaceén.
Bir Sebasyalı, bir Luxan ve bir ins..
File chez elle, prends ses vêtements et emmène-la à l'immigration.
Evine gidin kıyafetlerini alın ve doğruca INS'e gidin.
Mais j'ai parlé au type de l'INS!
G.V.B yetkilisiyle konuştum.
Akshay et Rahul a grandi ensemble. Ils sont ins parables
Akshay ve Rahul birlikte büyüdüler.
"Ils s'aiment tant, Ils sont ins parables"
Onlar ayrılmaz ikili, birbirlerini çok seviyorlar.
Si vous êtes de l'immigration, j'ai une carte de séjour.
Sen de INS'den gelmiş olsaydın, Benim green card'ım var.
Mes enfants croient que leurs manifestations, leurs sit-ins... leurs happenings... bref, ils croient que tout ça a le pouvoir... non seulement de bousculer la société mais aussi de la transformer.
Çocuklarım gösterilerinin, ve yaptıklarının gücüne inanıyor... Toplumu kışkırtacak hatta değiştirecek... güçleri olduğunu düşünüyorlar.
Des nouvelles de l'INS?
INS'den bir haber aldın mı?
J'ai vraiment besoin du rapport INS à 16h30.
4 : 30'daki davam için Göçmen Bürosu'nun raporu lazım
Quand est-ce que l'homme de l'INS sera là?
bu memur ne zaman burada olur?
Ecoute, papa, l'INS va venir, et s'il voient que ce marriage est un faux, Fez pourrait être déporté C'est son problème à Conchita
dinle, baba, göçmen bürosundan gelecekler ve bu evliliğin sahte olduğunu anlarlarsa Fez sınır dışı edilecek şey, bu Anwar'ın problemi
Et parler à l'immigration, au F.B.I. ou à la C.I.A.
INS, FBI veya CIA'e konuşabilirim.
Il y avait plus de 500...
- Vakit kaybı bu, 500 den fazla ins...
Vous me dites où vous avez eu ce cocktail de plaquettes sanguines ou j'obtiens de l'INS qu'ils vous réservent un siège sur le prochain vol à destination de Pyongyang.
Bana bu küçük kan hücresi kokteylinin kaynağını söylemeni öneririm....... yoksa INS'in seni bir sonraki uçakla pencere kenarında Pyongyang'a göndermesini sağlarım.
Ok, l'INS a appelé, je dois aller faire une dernière vérification avant de pouvoir prendre ma carte verte!
Tamam, Göçmen bürosundan aradılar. Yeşil kartımı almadan önce son bir inceleme için gitmem gerekiyor.
L'Immigration laissera pas venir Marta si j'ai pas de taf.
Tamam mı? Bir işim olmadıkça INS sınırı geçmeme izin vermeyecektir.
Le bureau du shérif suffira à l'Immigration et ça reste L.A.
Hey, Şerif Departmanı. INS için yeterli ve Los Angeles'ta kalmış olursun değil mi?
Mettez les mains où je peux les voir!
Ellerini görebileceğim bir yere koy! ( INS : Göçmen Bürosu )
Je ne veux pas savoir ce que tu as appris par cœur pour les services de l'immigration.
INS hakkında ne hatırladığını bilmek istemiyorum.
L'INS a localisé une douzaine d'autres alertes.
Bunu başka yerlerde patlak veren salgınlar takip ediyor.
Ouais, je suis sûr que mes parents vont vouloir...
Eminim, benim ins...
Si elle appelle l'immigration directement, elle n'ira nulle part.
Şimdi, INS'i direkt arasa bile Bir şey elde edemez.
L'I.N.S., l'I.R.S., le F.B.I., y a absolument rien à en tirer.
INS, IRS, FBI. Hiçbirinden bir bok öğrenemiyorum.
Mon contact à l'INS m'a rappelé et m'assure qu'Anwar n'a jamais remis les pieds aux États-Unis. Les Sud-Africains t'ont mal informée.
INS'teki adamım beni aradı ve Enver'in Amerika'ya hiç girmediğine dair beni ikna etti.
- L'INS.
- INS.
Quand je suis désolé de cette histoire, après mai? ins arrière, bien sûr.
Mitolojik hikayeleri annemden gizli gizli okuyordu.
Chloé, faîtes-moi une recherche sur les fichiers de l'INS et des douanes.
Chloe, INS ve gümrük kanallarında arama yap.
Il se trouve que je m'y connais un peu en effraction.
Ben biraz biliyorum break-ins hakkında biraz.
Des ac...
Film ins...
Charnu, juteux, 7 cm d'épaisseur.
Büyük, sulu, 3 inş kalınlığında.
Appelle l'immigration.
INS'yi ara.
- Et l'immigration?
- INS ne söyledi?
- Oui?
- Howard Kaplan, INS.
INS!
INS *!
L'INS * embauche des mannequins maintenant?
Bugünlerde göçmen bürosunda modelleri mi işe alıyorlar?
- Merci beaucoup. - Inch'Allah, comme on dit!
İnş'Allah, dedikleri gibi.