English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Instruments

Instruments translate Turkish

1,145 parallel translation
Ils ont des instruments que nous ne connaissons pas.
Anlamadığımız aletler taşıyorlar.
Une fois que nous aurons mis nos informations en commun, les concepteurs, comme Larry, pourront adapter les instruments.
Medusanlılarla ortak bir beyin oluşturduktan sonra, Larry gibi tasarımcılar, enstrümanların adaptasyonunu yapabilirler.
Les instruments fonctionnent mais ce qu'ils indiquent n'a pas de sens.
Enstrümanlar normal çalışıyor ama göstergeler anlam ifade etmiyor.
Je vous serais gré de me laisser manipuler les instruments à l'avenir.
Aletleri sizin yardımınız olmadan kullanabilirsem iyi olur.
Nos instruments de mesure ne peuvent lire les relevés.
Tüm değerler ölçeklerin üstünde.
Ces instruments n'ont pas été utilisés depuis longtemps.
Bu aygıtlar son zamanlarda pek kullanılmamış.
Nos instruments ont détecté une irruption solaire gigantesque associée à des taux élevés de rayons cosmiques.
Aygıtlarımız, yüksek kozmik ışınların eşlik ettiği devasa bir yayılmayı gösteriyor.
Une panne d'instruments a entraîné une erreur de navigation.
Cihaz bozukluğu seyirde hataya neden oldu.
Vous dites qu'une panne d'instruments aussi grave est passée inaperçue?
Senin anlattığın şekildeki radikal bir cihaz hatası fark edilmedi mi?
Tous mes instruments sont d'accord avec vous.
Tüm aletlerim seninle aynı görüşte.
Faites vérifier les instruments par un ingénieur.
Bir mühendis aletlere baksın.
D'après nos instruments, l'espace se brise littéralement.
Aygıtlarımıza göre, uzay parçalanıyor.
Mes instruments n'indiquent que la présence de nos deux vaisseaux.
Bizimkiler bölgedeki tek gemi.
M. Spock, effectuez une étude avec tous les instruments disponibles.
Mr. Spock, geminin uygun tüm aygıtlarını kullanarak bir tetkik yapmanı istiyorum.
Une force ou un agent partiellement discernable par nos instruments est peut-être responsable.
Compton da yok. Bu da, yalnızca bizim aygıtlarımızca okunabilen bir güç ya da aracının sorumlu olabileceğini gösterir.
Depuis 10 ans, ces mains ne tiennent que vos instruments et votre agenda.
Bu eller yıllarca sadece dişçi aletlerini ve... randevu defterini tuttu.
Instruments dèrèglès.
Aletlerimiz yanlış çalışıyor...
Aux fêtes de Noël, je me frappais la tête à plusieurs reprises avec des instruments contondants, tout en faisant le crooner.
Kafama keskin olmayan aletlerle art arda vururken bir şarkı mırıldanırdım :
Demain, interrogez les fournisseurs d'instruments chirurgicaux... et d'équipements de laboratoires.
Yarın, adamlarının hepsinin tüm cerrahi gereç, laboratuar ekipmanları ve ilaç sağlayıcılarını kontrol etmelerini istiyorum. - Evet, efendim.
Mais nos instruments ne relèvent aucun signe de vie intelligente.
Aletlerimize göre gezegende zeki hayat hiç kalmamış.
Nos instruments n'ont relevé aucune présence ici.
Yanlış hesaplamış olmalıyım.
Les instruments sont normaux, mais j'ai un mauvais pressentiment.
Aletlerin değerleri doğru ama verdiği his yanlış.
Evitez l'émotivité et surveillez vos instruments.
Duygusallığı kenara bırakın, aletlerinizi doğru kullanın.
- Mais nos instruments l'avait détecté.
- Aletlerimiz onu kaydetmişti.
J'ai enlevé la plaque d'accès et j'ai des charges électriques qui dansent sur les instruments.
Erişim plakasını çıkarıyorum ve aletlerin üzerinde dans eden elektrik yükleri var.
Il y a ce pic d'énergie, illisible par les instruments.
Ve bir enerji yükselmesi var, ölçeklerin ötesinde.
Mais vous nous avez privés de nos instruments d'observation de défense et de communication.
Siz ise dünyanızı araştırmamız, kendimizi savunmamız ve gemimizle temas kurmak için gerekli aletlerimizi aldınız.
Des instruments pour mesurer la pression atmosphérique.
Hava ölçüm cihazları gibi bir şeyler var.
Assure-toi de faire l'inventaire des instruments aprés l'opération... parce qu'on a laissé une éponge et une pince à épiler dans mon cousin.
Ameliyattan sonra aletleri saysan iyi edersin Pic. Kuzenimin karnında sünger ve makas unuttular.
La fatigue, mauvais temps, les derniers instants d'une approche aux instruments, sans visibilité, de nuit.
Pilotların refleksleri sağlamdır. Yorgunluk, kötü hava veya görüş eksikliği.
D'origine corse, il possède bien l'italien et était spécialiste des instruments de bords, en particulier les altimètres Maurane-Saulnier, constructeur de l'avion de Mattei.
Korsika kökenliydi. İyi İtalyanca konuşurdu. Uçak kumandalarında, özellikle de Mattei'nin uçağını yapan fabrika olan Moran Saulnier tarafından üretilmiş yükseklik göstergelerinde deneyim sahibiydi.
Des instruments de musique?
Müzik aletleri mi?
Des instruments de musique. De l'ancien!
Evet, antika müzik aletleri!
Mon pere aussi collectionnait les instruments anciens.
Babam da eski müzik aletlerini toplardı.
Est-ce que les instruments sont prêts?
Aletler hazır mı?
Réunissez les instruments contondants!
Hâlâ gücünüz varken, kör delillerini toplayın.
Ainsi, le monde de la marine a réclamé la perfection de deux ensembles d'instruments les télescopes et les horloges.
Böylece denizcinin dünyası iki enstrümanın mükemmelleşmesini tetikledi, teleskoplar ve saatler.
Galilée devait se rétracter et il devait lui être montré les instruments de torture comme s ´ ils devaient être employés.
Galile caymak zorunda bırakılarak, işkence aletleri gösterilip,... gerekirse kullanılacağına ikna edilmeliydi.
Les instruments modernes.
Birer teknik mucize.
Ensuite, le groupe s'est mis à jouer derrière lui, et le groupe jouait, et les mecs jouaient leurs instruments, et tout.
Αrkasιnda da bir müzik grubu οna eşlik ediyοrdu... sοnra grup οlaya iyice girdi, adamlar çalιyοrlardι.
Je ne veux pas être traîné à la Bastille! Ses profonds donjons, ses instruments de torture, ses bourreaux sans compassion, si prompts à découper telle ou telle partie de vous.
Ama Bastil'e gönderilmek istemiyorum, çünkü derin zindanları ve kocaman işkence aletleri var, çok korkunç adamlar çalışıyor.
Ca plairait au bon docteur de nous triturer avec ses instruments.
İyi cerrahımız antika aletleriyle... keyfimizi kaçırmak için can atıyor.
Mes instruments en auraient relevé des traces.
Jim, yutmuş olamaz.
Il y a de petits instruments qui la distrairont.
Birkaç kafes mobilyası eğlendirmek için.
Beaucoup d'instruments au-dessus du panneau du mécanicien sont cassés.
Mühendis panelindeki göstergelerin çoğu bozuk.
Je descends dans la salle des instruments de vol.
( IFR ) Aletle Uçuş Kuralları odasına iniyorum.
Dans ce cas donnez-moi un grand miroir et des instruments.
Büyük bir ayna ve alet-edevat istiyorum.
Je vais aller vérifier les instruments.
Ben önce cihazları kontrol edeceğim.
Je voudrais des instruments orthopédiques.
Tamam, önce ortopedik kontrol istiyorum.
Ces instruments sont nécessaires?
Bunlar gerekli mi?
Il est allé chercher ses instruments.
Ferris!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]