Translate.vc / French → Turkish / Intenté
Intenté translate Turkish
129 parallel translation
Au sujet de cet arrêt, nous citons le jugement du tribunal parisien dans le procès intenté par la princesse Marishka au gouvernement monténégrin, le 5 août 1897.
Bu kararı kaldırmak için yukarıda sıralanan iddialara ek olarak... Paris Yüksek Mahkemesi'nin 5 Ağustos 1897'de Montenegro Hükümetine karşı... Prenses Marishka'nın davası için... verdiği kararı bildirmek isteriz.
M. Galloway a intenté une action contre vous et vous devez...
Bay Galloway hakkinizda dava açti, siz de buna yanit vermelisi...
Le ministère public est prêt à commencer le procès intenté par le gouvernement à William Mitchell.
Albay William Mitchell'ın Birleşik Devletlere karşı... işlediği suçların kovuşturmasına başlayabiliriz.
Bien sûr, j'ai déjà intenté un procès en diffamation sur les conseils de Berardelli et Alcamo.
Doğal olarak ben hemen haberleri yalanladım, değil mi? Meslektaşlarımın fikrine danıştıktan sonra tabii ki.
La question de M. Le Juge relative à ma prétendue profession... est caractéristique du "procès" qui m'est intenté.
Sorgu yargıcının sorusu bu mahkemenin.. .. saçmalığının bir kanıtıdır.
- Nous avons intenté plusieurs fois mais n'avons pas eu assez d'argent.
Kaç defa niyetlendik, amma velâkin para tedarik edemedik.
Saisir chaque procès jamais intenté à New York sur ton ordinateur.
Şimdiye kadar New York eyaletinde açılmış her davayı bilgisayara aktar
Votre avocat, en votre nom, a intenté un procès en justice contre le PSB municipal.
Avukat bile tutuldu. Neden?
Un procès intenté par le Malawi à propos d'un gorille, Sophie.
Malawi hükümetinin, Sophie adındaki bir gorille ilgili açtığı bir davayla.
Dans le procès intenté à John Reilly et Thomas Marcano, jurez-vous de dire la vérité, toute la vérité, rien que la vérité?
New York Eyaleti'nin, John Reilly... ve Thomas Marcano'ya karşı açtığı davada... gerçeği, tüm gerçeği ve yalnızca gerçeği söyleyeceğinize... Tanrı huzurunda yemin eder misiniz?
"a perdu le procès qu'elle avait intenté " à la société française Matra... "
.. Fransız şirketi Matra'ya karşı açtığı davayı kaybetti.
Le brevet de la Grace et des USA sur neem a été révoqué suite à un procès intenté par nous, les Verts et le Mouvement International de l'Agriculture Biologique.
W.R. Grace ve Neem üzerindeki Amerikan hükümet patentleri Avrupa Parlamentosu yeşilleri ve Uluslararası Organik Tarım Hareketi ile beraber mahkemeye taşıdığımız bir davada geçersiz kılındı.
Tout d'abord, aucune famille n'a intenté d'action.
İlki, hiçbir kurbanın ailesi şu ana kadar yasal yollara başvurmadı.
Le procès qu'ils ont intenté au serveur Internet Napster a provoqué de vives réactions.
Metallica'nın internet servisi Napster'a açtığı dava hayranlardan tepki gördü.
Israel est né. Puis, elle a intenté une action en recherche de paternité.
Gerçek oğlu ve babası ona sahip çıkmak istedi
Lennon et son avocat ont pris l'offensive et ont intenté des procès intéressants.
Lennon ve hukuk takımı saldırıya geçti ve gayet ilginç bir kaç dava açtı.
J'ai intenté un procès au procureur général Mitchell et un tas d'autres gens qui étaient impliqués dans une conspiration pour ignorer l'affaire de John et Yoko et les expulser de manière irrégulière.
John ve Yoko'nun davasını reddetmek üzerine gizli bir anlaşma yaptıkları ve onları uygunsuz bir şekilde Birleşik Devletler'den çıkardıkları için Adalet Bakanı Mitchell'ı ve bir sürü başka insanı dava ettim.
Dixon m'a intenté un procès.
Dixon dava açtı.
Depuis que tu es à Metropolis, je me suis fait kidnapper, on a intenté à ma vie et maintenant, la femme que j'aime est sur un lit d'hôpital.
Metropolis'e geldiğinden beri, kaçırıldım, hayatım tehlikeye girdi, ve sevdiğim kadın şuan hastane yatağında yatıyor.
" et intente procès contre vente ou retrait.
"Satış veya başka yere taşınmasına karşı karar çıkarttırdı."
J'intente un procès à CBS, aux Browns et au stade pour un million.
CBS'e, Cleveland Browns takımına ve belediye stadına bir milyon dolarlık dava açıyorum.
Réponds-moi ou je t'intente un procès en divorce.
Hemen bana cevap ver, yoksa boşanma davası açarım.
On intente une action en justice.
Herkesi dava edeceğiz.
On t'intente un procès, tu sais.
Saol, Al. size dava açacağız biliyorsun.
Écoutez, Mme Murphy intente un procès à l'OCP.
Memur, Bayan Murphy OCP'ye dava açıyor.
Ping m'intente un procès.
Ping bana dava açıyor.
J'intente un procès au metteur en scène au nom de tous ceux qui n'ont pas été retenus. Je joue aussi Mitch.
Yönetmenin davranışlarından dolayı oyundan ayrılan büyük grupların savunmalarını üstleniyorum.
Je veux juste éviter qu'on nous intente un procès.
Bize yasal girişimde bulunmalarını engellemeye çalışıyorum.
La famille de ce travailleur intente une poursuite de 20 M $, et vous me dites que Hammond ne peut pas me recevoir?
Ölen işçinin ailesi 20 milyon dolar tazminat istiyor... ve sen Hammond'la görüşemeyeceğimi mi söylüyorsun?
Mattiece va empocher un milliard de dollars quand la Fondation Verte, obscur groupe écologiste, fonce au tribunal de Lafayette et intente un procès pour geler toute l'opération.
Mattiece böylece bir milyar dolar kazanacak. Green Fund adındaki küçük bir ekolojik grup mahkemeye götürüyor işi ve dava açıyor. Amaç operasyonu durdurmak.
- On m'intente un procès.
- Bana dava açıldı da.
Il va être intenté une procédure d'expulsion à votre égard.
- Evet, evet, benim.
J'ai un avocat, on intente un procès pour des millions.
Bir avukatla konuştum. Milyonlarca dolarlık dava açıyoruz.
- Oui, il vous intente un procès.
- Evet Jerry, seni dava ediyor.
Intente des procès juteux.
Birine dava filan aç.
Au nom des 8 détenus qui sont morts et des 20 blessés, j'intente des poursuites contre le gouverneur, le ministère de la Justice et le Centre de détention d'État d'Oswald.
8 ölü ve 20 yaralı mahkûmun adına... Vali'ye, Adalet Bakanlığına ve Oswald Islah Tesisine... kolektif bir dava başvurusunda bulundum.
Il y a trois plaintes. La femme du dentiste intente un procès à sa maîtresse.
Elbette, o kadın hapse bile girebilir.
Meg Griffin, je t'intente un procès.
Meg Griffin, feci dava edildin!
Et on vous intente un procès, d'où...
Ve dava ediliyorsunuz, ki bu...
Si je vous intente un procès, j'obtiens le renvoi de Desjarden, et une bonne somme d'argent.
Size bu konuda dava açmış olsaydım... Desjarden'ın işten çıkarılmasını sağlar ve... cebimde yüklü bir miktarla ayrılırdım.
J'intente un procès à une garce, il a foiré le coup, je le paierai pas.
Yanda oturan sürtüğü dava etmişyim, o da davayı batırdı, ben de ona ödeme yapmayı reddettim.
- Quoi? La fille que j'ai sauvée intente un procès contre moi.
Kurtardığım kadın beni dava etmiş.
Le plaignant, Oliver De Gris, qui a manqué son suicide à cause de l'intervention de M. Indestructible, intente une action en justice devant la Cour Suprême.
İntihar girişimi sırasında Bay İnanılmaz tarafından engellenen Oliver Sansweet, yüce mahkemede dava açtı.
On nous intente encore un procès?
Tekrar mahkemelik olduk?
Notre viel ami Stu nous intente un procès pour harcèlement sexuel il engage des poursuite contre l'entreprise.
Eski dostumuz Stu, bize cinsel taciz davası açmış.
On fait pression sur le procureur pour qu'il intente une action.
Savcılık, artık, yargılamaya başlaması için büyük baskı görüyor.
Comme ça, si jamais... une Portoricaine ou un Chinois obèse leur intente un procès ou qu'une autre femme pompier monte sur ses grands chevaux, la direction puisse nier en invoquant ce stage!
Hepsi buna yarıyor. Olur da Porto Rikolu ya da şişko Çinlinin teki itfaiyeye dava açar, tanrı korusun, sorunu olduğunu düşünen yeni bir şikayetçi kadın itfaiyeci çıkarsa... İtfaiye " Hayır, hayır.
On m'intente un procès.
Aleyhime bir dava açıldı. - Dava mı?
Elle meurt, on m'intente un procès.
Ölürse bana dava açılır.
Et il était là le jour où il a signé pour le diabétique dont la famille intente maintenant un procès de plusieurs millions de dollars contre nous.
Ailesi bize milyon dolarlık dava çıyor.
L'association des libertés civiles intente un procès à la municipalité pour l'étalage de symboles religieux dans un lieu public.
Ama ACLU bu dini sembolün umuma açık şekilde gösterilmesine karşı belediyemize dava açtı.