Translate.vc / French → Turkish / Interference
Interference translate Turkish
350 parallel translation
J'exige qu'il n'y ait pas d'interférence avec le plaisir du peuple.
İnsanların keyfine limon sıkılmasını kesinlikle istemiyorum.
Nous ne craignons aucune interférence des politiciens.
Ne durumdayız A.P.? Yetkililer müdahale etmeyecek.
Moi? - Toute interférence...
- Eğer karışırsan...
Pour éviter toute interférence avec la cérémonie, je vous suggère de garder le lieu secret.
Tören sırasında herhangi bir girişimi önlemek için, Size bu yeri gizli tutmanızı öneririm..
Il n'y a pas d'interférence.
Cïzïrtï yok.
Il y a eu interférence de conversations...
Daha önemli konulara daldınız.
Il n'y aura donc pas d'interférence.
- Buna engel olmaz o zaman.
Vous avez probablement vu les rayons cosmiques qui sont à l'origine de l'interférence.
Muhtemelen parazit bir kozmik ışın görmüşsündür.
Que cette interférence est troublante!
Şu parazitler çok rahatsız edici.
Nous devrons trouver quelle est cette interférence et ensuite apprendre à la combattre.
Dışarıya çıkıp, parazitin nedenini bulalım ve onun etkisini nasıl kaldıracağımızı çözelim.
Écoutez, nous sommes venus ici pour trouver la source de l'interférence.
Dinle, buraya parazitlerin nedenini öğrenmeye geldik.
Nous devons trouver la source de cette interférence.
Parazitlerin nedenini bulmalıyız.
Je ne supporterai aucune interférence, de qui que ce soit.
Ne efendiniz ne de bir başkası engel olabilir bana.
Une interférence.
Belki araya bir şey girdi.
Quelle est cette interférence?
Bu parazitte ne?
Notre Directive Première de non-interférence...
Müdahale karşıtı Yönerge...
Et malgré l'interférence accidentelle avec l'histoire du vaisseau terrien du futur, la mission fut menée à bien.
Gelecekten gelen bir yeryüzü gemisi tarafından tarihe kazara yapılmış müdahaleye rağmen, misyon tamamlandı.
Et violer votre serment concernant la non-interférence.
Ve müdahalede bulunmama yeminini de ihlal etmiş olursun.
Notre mission est une mission de paix, mais nous refusons toute interférence.
Barış yanlısıyız ama müdahale kabul etmiyoruz.
Encore de l'interférence, commandant.
Tekrar parazitleniyor, efendim.
L'interférence est d'une très haute fréquence.
Parazitler çok yüksek frekanstan geliyor.
Le débat de la semaine prochaine, interférence gouvernementale sera mystérieusement annulé.
Gelecek tartışma : Yayınlara hükümet müdahalesi gizemli bir şekilde iptal edilecek.
Je ne veux pas d'interférence.
Bu dalışa kimse karışmayacak.
Il paraît qu'on a trouvé des formes de vie et que le capitaine Apollo a mis les câbles de remorque sans interférence de leur part. Je vois.
Orada yaşam formları olduğu ve Kaptan Apollo'nun karşı müdahale olmadan onları beraberinde çekerek getirdiği haberi yayılıyor.
Ça peut être une interférence.
Parazit yapıyor olabilir.
J'en conclus que nous pouvons éliminer toute interférence extra-terrestre?
Sanırım dünya dışı girişimi eleyebiliriz.
Le roi fera comme il veut sans l'interférence de celle à qui il a cruellement fait tort.
" Kral, zalimce davrandığı birinin engellemesi olmaksızın dilediğini yapabilir.
- Oui. Une interférence bizarre.
Bir karışıklık var.
Interférence interdite.
İzinsiz müdahale!
Interférence!
Görev, dalga bozma.
Votre dieu là-haut pourrait insister pour qu'on obéisse à l'ordre de non-interférence.
Konsolumda çılgınca bir şey var.
L'interférence est instable.
Parazit çok değişken.
Nous ne sommes pas en danger, mais la situation est préoccupante. Nous avons un problème d'interférence.
Pozisyonunuz iletişimi etkiliyor.
On a une interférence.
Yayına parazit girdi.
Toute interférence pourrait le tuer.
En ufak bir müdahele, sonu olur.
- C'est quoi cette interférence?
- Bu parazitler de ne böyle?
- Suppression de l'interférence.
- Hemen düzeltiyorum, efendim.
Lumière réelle. Pas d'interférence. Aucune lumière artificielle.
Elverişli ışık.Kesinlikle suni ışık yok.
- Interférence.
- Müdahale.
C'était une interférence.
- Masa müdahale sayılır, biliyorsun.
A envoyer un signal en programmant une oscillation unique, un message compris par l'Enterprise mais analysé par les Ferengis comme une interférence.
Bir salınım yaratabilirsem, Atılgan'a bir sinyal yollayabilirim. Ferengiler ise, bu mesajın altuzay girişimi olduğunu sanacaklardır.
Trop d'interférence.
Parazit var.
C'est arrivé au moment de l'interférence.
Çünkü şu anormallikle karşılaşmamızla aynı anda başladı.
Il y a trop d'interférence, je l'ignore.
Çok fazla parazit var Kaptan.
- Le Président Alcazar a informé votre président qu'il n'y aurait aucune interférence américaine.
- Başkan Alcazar sizin başkanınıza Amerikan girişimi olmayacağını bildirdi General Taylor, dostum.
" sans interférence.
" konuşmak imkansız.
Les astéroïdes contiennent une grande quantité de méklinite, d'où l'interférence des scanners.
Asteroitler yüksek oranda meklonit içeriyor. Tarayıcılarımızı etkiliyor.
- C'est l'interférence?
- Araya girme bu mu?
Nos scientifiques pensent à une onde énergétique soit à base de plasma, soit à interférence subspatiale.
Bilim adamlarımızın teorisine göre bir enerji dalgası ya da plazma... ya da bir alt-uzay girişim modeli kullanıyorlar.
La champ magnétique du noyau crée une interférence.
Çekirdeği oluşturan maddelerden yayılan manyetik alan engellemesi var.
L'énorme masse de l'objet crée une interférence gravimétrique qui empêche nos détecteurs de capter.
Objenin kütlesi aşırı yoğun sebebi yerçekimsel parazitlenme. Bu da bizim tarayıcılarımızı engelliyor olmalı.