English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Isle

Isle translate Turkish

3,580 parallel translation
On a été en thérapie, on y a fait des allers-retours et cela n'en valait probablement pas la peine.
Terapiye gidiyor, işle ev arası koşuşturuyorduk ve muhtemelen buna gram değmiyordu.
Ou peut-être te résoudras-tu à n'importe quel travail merdique
Belki bulduğun boktan işle çok mutlu olacaksın
J'étais trop pris par le travail.
İşle o kadar meşguldum ki.
Je suis hautement professionnel.
Gayet işle alakalıyım.
J'avoue être surpris qu'une femme, dans votre domaine, ignore cela.
Sizin gibi bu işle uğraşan bir kadının bunu bilmemesine şaşırdım.
Les parents d'enfants perturbés sont trop occupés à bosser pour s'occuper d'eux, et les détenteurs d'armes sont tellement survoltés à propos d'Obama interdisant leurs armes que chaque maison a un arsenal tout prêt.
Sorunlu çocuklu aileler, onlara bakmak için üç işle meşguller, ve Obama silah magandalarının elinden silahlarını alınca çok öfkelendiler Her evi bir hazır-cephanelik haline getirdiler.
Comment Hood a pu penser que...
Hood'un neden bu işle bağlantısı olduğunu- -
Pas le moindre héritage si elles ont des frères, et exclues de toute activité leur permettant de subvenir à leurs besoins.
Erkek kardeşimiz varsa mirasa konmamız olanaksız ve bize ekonomik özgürlük sağlayabilecek herhangi bir işle uğraşmamız yasak.
Et vous, vous êtes dans quel secteur?
Ya siz, ne işle meşgulsünüz?
Que faites-vous comme travail?
Ne işle meşgulsün?
On m'offre un job et voilà où je me retrouve!
Kayınbiraderim beni bir işle ilgili arıyor, ve bunlar oluyor!
Alors penses-tu qu'un membre de la famille a quelque chose à voir avec ça?
- Yani aileden birinin bu işle... ilgili olduğunu mu düşünüyorsun?
Pas obligé que ce soit pour le boulot.
İşle ilgili olması gerekmiyor illa ki.
Quand le commissaire Laveaux a repris le poste il a cru que tout était inclus dans le package.
Komiser Laveaux görevi devraldığında, Her şeyin işle beraber geldiğini sandı.
Qu'est ce qu'ils ont à voir avec ce bordel?
- Onların bu işle ne alakası var?
Alors, Aria ne m'a pas dit que tu étais intéressée par le job.
Peki, Aria, işle ilgilendiğini bana söylememişti.
Tommy... Il m'aide parfois pour mes affaires.
Tommy... bana bazen işle ilgili yardım eder.
Non, il ne découvrira pas non plus votre participation vous avez ma parole.
Senin bu işle olan alâkanı da anlamayacak. Sana söz veriyorum.
Mais j'ai rien a voir avec tout ca.
Ama benim bu işle ilgim yok.
Je n'ai rien à voir avec ça.
Benim bu işle bir alâkam yok.
En fait, un grand jury a été convié à enquêter sur votre implication.
Hatta jüri heyeti senin bu işle olan ilgini soruşturmak için toplanmıştı.
Je suis sûr que c'est juste professionnel.
- Sadece işle ilgili olduğuna eminim.
Qu'est-ce que Charley vient faire là-dedans?
Charley'nin bu işle ilgisi ne?
Et si ça ne dérange pas Tommy de mélanger business et plaisir, je pourrais avoir besoin de ta signature là-dessus.
Eğer Tommy işle eğlenceyi karıştırmamı sorun etmezse şuraya bir imzanı alayım.
Tu penses que quelqu'un de la famille a quelque chose à voir là dedans?
Yani aileden birinin bu işle ilgili olduğunu mu düşünüyorsun?
Pourquoi les fédéraux sont-ils impliqués là-dedans?
Niye federaller bu işle ilgileniyor?
C'est une urgence au travail.
Bu... İşle ilgili acil bir durum.
Ton père a eu des soucis au travail.
Babanın işle ilgili sıkıntıları var.
Je m'en charge à partir d'aujourd'hui.
Bundan sonra işle ben ilgileneceğim.
Bonsoir mesdames...
- Merhaba, hanımlar. - İşle ben ilgileniyorum. Neyin ne olduğunu bilirim.
Un nouveau petit copain dont tu ne m'as pas parlé ou est-ce en rapport avec le boulot?
Bana bahsetmediğin yeni sevgilin mi, yoksa işle mi ilgiliydi?
Avec toi, c'est toujours à propos du boulot.
Seninleyken her zaman işle ilgilidir.
Boyd m'a dit qu'il travaillait pour Duffy... Un boulot secret?
Boyd sana, Duffy için gizli bir işle ilgilendiğini söyledi mi?
C'est le travail.
İşle ilgili.
Il s'est passé quelque chose au boulot.
- İşle ilgili bir şey çıktı.
Et pourquoi pensez-vous que j'ai un quelconque lien avec ça?
Bu işle bir ilgim olduğunu düşündüren nedir size?
Vous travaillez dans quoi, disiez-vous?
- Ne işle meşgul olduğunuzu söylemiştiniz?
Ils voient ça comme une victoire de leur approche.
Bunu yaptıkları işle ilgili bir zafer olarak kabul ediyorlar.
On rentre ici, et je vois tes hommes pointé leur armes dans cette direction, tête d'ampoule... tu crois que l'un d'entre nous à quelque chose à voir avec ça.
Buraya doğru yürüyorduk, ben de adamlarının bu tarafa doğru yaklaştığını gördüm. Sonra ampul yandı. Birimizin bu işle bir ilgisi olduğunu düşünüyorsun.
Non, non, Tommy n'a rien a voir avec ça.
Hayır, Tommy'nin bu işle alakası yok.
Quelle sorte de travail signifie un appel à la maison de la part de ton patron?
İşle ilgili. Ne tür bir iş patronunun eve gelmesini gerektirir ki?
Que faisiez-vous avant?
- Daha önce ne işle uğraşıyorsunuz?
Que faites-vous, Jennifer?
Ne işle meşgulsün Jennifer?
Et plus important encore, en quoi Laila y était intéressée?
Laila neden bu işle bu kadar ilgileniyor?
Écoute, j'ai une question pour toi.
Sana işle ilgili bir şey soracağım.
Je vais me rendre chez moi avant le départ, je ne tiens pas à la souiller par de tels actes.
Yola çıkmadan evvel kendi evime uğrayacağım. Böyle bir işle lekelemek istemedim.
Qu'est-ce que tu fais dans la vie?
- Ne işle uğraşıyorsun?
Je vous jure, je n'étais pas impliquée.
Yemin ederim bu işle alakam yok.
Tu sais que maintenant, Ed va t'attendre au tournant.
Umarım, bu işle senin de Ed'in radarına girdiğini anlamışsındır.
Je te donnerai les détails, mais on perdu toute l'équipe qui était dessus.
Sana ayrıntılar hakkında bilgi veririz, ama bu işle ilgilenen tüm ekibi kaybettik.
Je lui ai menti en face. Quand elle m'a demandé si j'étais impliqué.
Senin bu işle ilgin olup olmadığını sorduğunda ona yalan söyledim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]